Başörtüsünden vazgeçenler varmış

Güya başlarını örten bazı kadınlar, artık örtmemeye karar vermişler ve başlarını açmışlar.

Güya diyorum, çünkü elde tek bir veri bile yok.

*

Kaç kadın böyle bir karar vermiş? Bu kararlarını neye dayandırıyorlarmış?

Bilmiyoruz. Bilmemiz de mümkün değil. Çünkü bu konuda yapılmış en minik bir araştırma bile yok.

Peki ne var?

Sadece dedikodu var.

*

Böyle bir şayia karşısında iki tür tutum alınıyor:

*

- BİR: Ya acayip seviniliyor.

*

- İKİ: Ya da üzüntüden ağlanıyor.

*

Benim tutumum ise şöyle:

*

Başörtüsü takmak ya da başörtüsünü çıkarmak, bireylerin verebileceği kararlardır. Kişilerin verdiği bu tür kararlar karşısında ne sevinirim ne üzülürüm.

Sadece saygı duyarım.

Ben sadece işin şu kısmında devreye girebilirim:

Başörtüsü takana ya da başörtüsünü çıkarana zorla müdahale edilirse... Yani bir zorlama, bir yasak, bir hoyratlık söz konusu olursa...

Ötesi bireysel inanç alanıdır.

Beni ilgilendirmez.


BİR HOBİM OLMUYOR OLAMIYOR MAALESEF

- Sıfır müzik kulağım olduğu halde... Israrla bir enstrüman çalmayı denedim, deniyorum... Sonuç? Sadece ve sadece komşulara zulüm... Bıraktım tabii...

*

- Biraz astrolojiyle ilgileneyim dedim... Tam burçları çözmüştüm ki bu sefer yükselenler karşıma çıktı. Tam onları bir parça sökmüştüm ki... Bu sefer de “dolunayın bilmem ne burcuna etkisi” falan... Öyle yıldım ki anında fırlatıp attım tüm birikimimi.

*

- Saat koleksiyonu yapayım dedim... Sıkıldım. Tespih koleksiyonu yapayım dedim... Başaramadım. Oyuncak araba koleksiyonu yapayım dedim... Olmadı.

*

- Kalem koleksiyonu yapmaya kalktım. Topladığım kalemlerin en nadide olanlarını bazı arkadaşlarım iç edince... Hevesim kaçtı.

*

- Her gittiğim ülkeden getirdiğim çıkartmaları buzdolabının üstüne yapıştırmaya başladım. Bir süre sonra bu uğraşı acayip küçümsedim. Ve vazgeçtim!

*

- Pul koleksiyonu yapmaya kalksam pul mu kaldı ortada mübarek! Kelebek koleksiyonu yapmaya kalksam kelebeklere yazık... Anahtarlık koleksiyonu yapmaya kalksam değer mi emin değilim.

*

Yetişin komşular, hobisiz kaldım.

YAŞAR OKUYAN BİR TROLDÜR




“MUHARREM İnce’nin arkasında işinsanı Mehmet Cengiz var” diyen Yaşar Okuyan, tam bir troldür.

İddiasını zırnık kadar kanıtlamaya gerek görmeden iftira atar, çamura bular ve töhmet altında bırakır.

Üstelik diğer troller gibi adı sanı gizli bir kişi de değildir.

Ve yine üstelik televizyonlarda konuk olabilmektedir.

*

Bakıyorum da...

“Ak trol mak trol” diye ortalığı inletenler, Yaşar Okuyan türü trollerden gayet memnunlar.


ER YA DA GEÇ ŞUNLAR OLACAK

- Muharrem İnce öyle ya da böyle Cumhurbaşkanlığı’na aday olacak.

*

- Pembe giyen erkeklerin sayısı artacak.

*

- İYİ Parti’nin ittifak değiştirmesi öyle ya da böyle gündeme gelecek.

*

- Metro Turizm olayına bir neşter atılacak.

*

- Cemal Enginyurt, partisi MHP’ye yeniden kabul edilecek.

SOHBETLERİNDEN NEFRET EDİLEN TİPLER

- Dedikodu yaparken önce net olarak “Bana isim sormayın” deyip azıcık ısrar edilince dedikoduda geçen tüm isimleri fazlasıyla ortaya dökenler.

*

- Sürekli bir gün önce başından geçen ve hiç de ilginç olmayan olayları, uzun uzun tadını çıkara çıkara anlatanlar.

*

- Yeni öğrendiği bir fıkrayı, hiçbir bağlama oturtmaya gerek görmeden “Durun size bir fıkra anlatayım” diyerek anlatanlar.

*

- Gündelik politik olaylarla ilgili kulaktan dolma bilgilerle klişenin kralı türü yorumlar yapıp karşısındakinden takdir bekleyenler.

*

- İnce görülmüş bir espriyi zerre kadar anlamayıp “Ne demek istedin sen şimdi” falan diye bozuk çalanlar.

BURHAN KUZU KENDİSİNE ‘KURUCU BABA’ DİYOR

BURHAN Kuzu, şöyle yazmış sosyal medyada:

“Başkanlık sisteminin mimarı ve kurucu babası olarak diyorum ki...”

*

Kuzu’nun ne dediğinden çok kendisini “kurucu baba” olarak nitelemesi dikkatimi çekti.

Hiçbir sistemin ya da ülkenin kurucu babası, kendisini “kurucu baba” olarak tanımlamamıştır.

“Kurucu baba” olup olmadığı tartışmalı Burhan Kuzu’nun kendisini “kurucu baba” olarak nitelemesi, sanıyorum tarihte bir ilk.


İYİ PARTİ’NİN KAPISI… KAPALI MI? ARALIK MI?

İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu ne dedi?

Şunu dedi:

“Cumhur ittifakına girmeyiz.”

*

Parti sözcüsü Ağıralioğlu böyle dedi ama yine de birçok kişi İYİ Parti’nin cumhur ittifakına girme seçeneğinin hâlâ masada olduğunu düşünüyor.

*

Neden acaba?

Galiba şunlara benzeyen şeylerden dolayı:

*

Ağıralioğlu’nun üslubunun çok düzgün olmasından dolayı mesela... Meral Akşener’in çok kuvvetli bir mesaj vermemesinden dolayı mesela... İYİ Parti’nin sanki meseleyi müzakere edebilecekmiş gibi bir eda takınmasından dolayı mesela...