Paylaş
Biraz saygısızca olsa da yaşandı bitti her şey.
*
Artık her şey normale döndü yani.
Kuşlar uçuyor, vapurlar yüzüyor ve Gülşen sahnede şarkılarını söylüyor.
*
Aman ne güzel. Aman ne iyi.
*
Sahnelere yeniden dönmesini memnuniyetle karşıladığım Gülşen, bir iddiaya göre sahne aldığı mekânda şöyle demiş:
*
“Aranızda emniyetten kimse var mı?”
*
Güzel espri. Şahane mizah.
Gülümsedim tabii.
*
Fakat Gülşen’i uyarıyorum:
*
O mekânlarda emniyetten kimse olmaz.
Ama mutlaka bir imam-hatipli olur.
*
İmam-hatipliler artık hiç olmayacak yerlerde olabiliyor Gülşen.
Onlara sallarken üç kere düşünsen iyi edersin yani.
KÂBUS
EKREM İmamoğlu, “Erdoğan’ın kâbusuyum” demiş.
*
Gerçekten öyle mi?
Valla bilemiyorum.
Bunu ancak Erdoğan bilebilir.
*
Ama benim bildiğim bir şey var:
*
Kemal Kılıçdaroğlu, CHP yönetimi, Altılı Masa falan...
Hiç de böyle düşünmüyorlar.
*
Eğer bunlar, İmamoğlu’nun Erdoğan’ın kâbusu olduğunu düşünselerdi...
Hemen şöyle bir yaklaşım sergilerlerdi:
*
“Erdoğan’ın kâbusu olan kişi, bizim umudumuzdur. Adayımız İmamoğlu olmalıdır.”
*
Yani Ekrem İmamoğlu’nun, kendisinin “Erdoğan’ın kâbusu” olduğuna...
Öncelikle dava arkadaşlarını inandırması şart.
BAŞKASI ADINA UTANMAK
BİR arkadaşım var.
Biraz kaba sabadır. Mahcubiyet duygusu pek gelişmemiştir. Bodoslama dalar her şeye. Aklına eseni söyler. Nezaket sansürü diye bir şey bilmez.
*
Hem bu özellikleri nedeniyle hem de biraz iri kıyım olmasından dolayı bu arkadaşım, “ayı” diye bir lakap edinmiştir ve senelerdir de bu lakapla barışık yaşamasını öğrenmiştir.
*
İşte bu arkadaşım, üç gündür başımın etini yiyor.
Nusret’in Dünya Kupası’nda yapıp ettikleriyle ilgili olarak şöyle yazmamı istiyor:
*
“Başkası adına utanmak.”
*
O bile Nusret’in yapıp ettiklerini böyle yorumluyorsa...
Varın gerisini siz hesap edin.
DÖRT KADEMEDE ANLATTIM: AYŞENUR, CEZA, RTÜK FALAN
AYŞENUR Arslan, ekranda şunları söylemiş benim için:
*
Mimikten ceza verilmediğini yazmış, peki cezalar konusunda ne düşünüyor? RTÜK Başkanı’na hemen bir telefonla ulaşmışsın, biz ulaşamıyoruz.
Falan filan.
*
Cevap veriyorum:
*
RTÜK’ün verdiği cezaları görünce içim cız ediyor. İstemiyorum programların ceza almasını. Hiç hoşnut değilim bundan.
*
Bu bir.
*
Ayşenur Arslan’a mimikten ceza verildiği söylenmişti. Ceza mimikten verilmemiş. Kayıtlarda yok böyle bir şey. Doğru değilmiş bu. Bunu dün yazdım. Tartışma konusu mimik olduğu için bununla sınırlı tuttum yazımı.
*
Bu iki.
*
Ayşenur Arslan, terör saldırılarıyla ilgili “Seçimler yaklaşınca böyle terör olayları oluyor” türü yorumlar yapmaya bayılıyor. Azıcık sorumluluk sahibi bir yorumcu, terörü yapanı aklayan bu tür yaklaşımlarda bulunmaz, bulunmamalı.
*
Bu üç.
*
Ben yıllarca mahallenin muhtarına bile ulaşamazken ‘Ayşenur Arslan’giller devlet katlarında acayip muteberdiler. RTÜK Başkanı’na ulaşmayı da çok görmesin yani.
*
Bu da dört.
EDEBİYAT NOTLARI
- Siyasette baba / oğul geyiğinin dönmesi üzerine... Turgenyev’in “Babalar ve Oğullar” adlı romanını yeniden okumaya başladım. Çok faideli bir eser.
*
- Roman demişken... Sesli kitap uygulamalarının Türk klasikleri bölümünde neden Reşat Nuri yok? Orhan Kemal’e neden yer verilmiyor? Refik Halit neden yok sayılıyor? Bu nasıl Türk klasikleri bölümü?
*
- “Kızılelma” isimli bir insansız savaş uçağı üretildi. Dünya bunu konuşuyor. Peki kaçımız Ömer Seyfettin’in “Kızılelma neresi” adlı öyküsünü okuduk?
ÖDÜL DAĞILIMI ŞAHANE
CUMHURBAŞKANLIĞI Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri’nin kazananlarını gördünüz mü?
*
Ödül alanlar arasında...
- Ajda Pekkan da var ilahiyat alimi Hayrettin Karaman da...
- Balet Tan Sağtürk de var milliyetçi şair Yavuz Bülent Bakiler de...
- Yılmaz Erdoğan da var mücevher zanaatkârı Sevan Bıçakçı da...
*
Hayrettin Karaman’la Ajda Pekkan’ı aynı ödül töreninde buluşturabilen bir ülkedir Türkiye.
Gücünü de bu çeşitlilikten ve bu çeşitliliği aynı potada onurlandırmaktan alır.
*
Üzerinde titizlenmemiz gereken en güzel, en şahane özelliğimiz budur.
Aman bunu bozmayalım.
Paylaş