Aynı tas aynı hamam

DEDİK ki...

Haberin Devamı

“20 Ekim 2012’de açılan, kamulaştırmalar dahil 24 milyona mal olan, 35 metre genişliğindeki 6 şeritli Yüzbaşı İbrahim Hakkı Caddesi yaklaşık 3.5 yıl sonra baştan aşağı kazılıyor.

Çünkü İZSU, devasa isale hattı borusu döşüyor.
Toz, toprak, pislik, keşmekeş...
İyi de, biz hep günübirlik yaşamaya, ‘yap-boz’a mahkum muyuz?
Bu yol yapılırken bu boruları da döşemek bir Allah’ın kulunun aklına gelmez mi?”
Tabii ki kimse üzerine alınmadı, cevap falan da gelmedi.
Bu arada havalar iyice ısındı, nefes almak neredeyse imkansız hale geldi.
Ama kazı çalışmaları tamgaz devam ediyor.
Bazı yerler bir daha bir daha kazılıyor.
Ve nedense üzeri kapatılan yerler -geçici de olsa- asfaltlanmıyor.
Toz, toprak, pislik hak getire!
Bu cehennem sıcağında özellikle o cadde üzerinde oturanlara Allah sabır versin.

***

Haberin Devamı

Dedik ki...
“Türk turizm sektörü son yılların en zor dönemini yaşıyor.
Bu krizden İzmir’in de etkilendiği açık.
İşte, bu tabloyu tersine çevirmek adına ilk hamle yine İTO Başkanı Ekrem Demirtaş’tan geldi.
Kruvaziyerle gelen yolcu başına ödediği 2 dolarlık ayakbastı parasını tekrar gündemine aldı.
Ama bundan da önemli bir fikrin ateşini yaktı.
Egeli otelcilere, ‘Bu süreçte siz de kampanyalar düzenleyebilirsiniz. Örneğin, 4 gün kalan turiste 5’inci gün ücretsiz konaklama imkanı verebilirsiniz’ önerisinde bulundu.
Bence zamanında ve akıllı bir hamle.
Ortada bir sorun varsa çareyi de birlikte üretmek gerekiyor.
Sadece ağlamakla, sızlanmakla, mızmızlanmakla, ‘vah vah’, ‘tüh tüh’le hiçbir şey çözülmüyor.
Sektör kendi dinamiklerini de harekete geçirecek mi, yoksa yine başkalarının eline mi bakacak?
Bekleyip göreceğiz...”
Bu öneriyi dikkate alıp ne +1 gün veren işletme duydum, ne de fiyat indirimine giden bir tesis...
Bırakın ucuzlatmayı, rakamlar yerinde saysa ona da razıyım.
“O halde ağlamaya devam” diyecektim ki...
İsrail ve Rusya’yla buzların erimesi üzerine bu ülkelerden yeniden turist beklentisi kan ağlayan sektörde umutları yeniden yeşertti.
Bir kez daha geçmiş olsun, yerli turist!

***

Dedik ki...
“Havalar azıcık ısındı ya, Meles Deresi yine kokmaya başladı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin...
‘Çalışmaların tamamlanmasıyla derenin 30 bin metrekarelik alanı bataklıktan kurtulacak olacak. Böylelikle temizlik çalışmaları daha kısa sürede bitirileceği için yazın artan sıcaklıkların dere tabanında biriken malzemelerde koku oluşumu engellenecek’ açıklamasına rağmen...
Olmadı, olmuyor.
Bu dere yine kokuyor.
Haliç’te, Porsuk’ta oluyor da Meles’te niye olmuyor?
Artık şapkayı önümüze koyup, ‘Biz nerede hata yapıyoruz?’ demek gerekmiyor mu?
Ayıp değil, buraları kim kurtardıysa getirin, bitsin bu çile!”
Yine kendimiz çalıp kendimiz söyledik.
Bu yazıya da bugüne kadar bir geri dönüş alamadık.
Ama değişen bir şey yok!
Bu dere yine kokuyor.

***

Haberin Devamı

Dedik ki...
“YAZ geldi ya, sokak düğünleri de başladı...
Hastanız mı var?
Yaşlınız mı var?
Yeni doğmuş bebeğiniz mi var?
Yarın sınava girecek çocuğunuz mu var?
Sabah erkenden kalkacak uçağınız mı var?
Yorgun argın mısınız?
Kimin umurunda!
Yurdum insanı eğleniyor.
Vatandaşın gecesi zehir olmuş ne yapalım!”
Yetkilileri ve ilgilileri sessiz kalmayı tercih ederken, Egelilerden adeta mesaj yağdı.
Yazdıklarıma aynen katılanlar olduğu gibi, “Eksik yazmışsınız, bunları da ekleyin” diyenler oldu.
Tabii eleştiriler de geldi.
Biz gazetecileri çok kazanan ‘tuzu kuru’ insanlar olarak niteleyip...
“Bizlerin ise imkanları kısıtlı. O yüzden, evet mecbursunuz” sitemleri de yapıldı.
Övgüye de, yergiye de eyvallah!
Ancak...
Kendimiz dışındakilerin haklarına saygı duymaz...
Sınırsız özgürlük diye bir şey olmadığını unutur...
Kuralları hiçe sayar...
Kamusal alanların herkese ait olduğu gerçeğini gözardı eder...
‘İş bitti, yapı paydos’ dersek...
Bu dünya hepimiz için yaşanmaz olur.
Hiçbirimiz hiçbir şeye mecbur değiliz!

***

Haberin Devamı

HAFTANIN FOTOĞRAFI

Aynı tas aynı hamam

BU haftanın fotoğrafı idare müdürümüz Murat Gökerti’den... Gökerti bir süredir çevre sorunlarını Facebook üzerinden açtığı ‘sokakgaste’ sayfasında yayınlıyor... İleride bunu internet gazetesi yapmayı planlayan Murat Gökerti, fotoğrafa bir de şu notu iliştirmiş...
“Cumhuriyet Meydanı’ndan geçerken kulağıma gelen uğultuya bir türlü anlam veremiyordum...
Geçenlerde yine oradan geçerken başımı kaldırıp bakınca bütün palmiyelerin bana seslendiğini gördüm...
Ne mi diyorlardı?
Hep bir ağızdan, ‘Canımız acıyo’ diye feryat ediyorlardı...
Nedenine gelince...
Bütün ağaçların gövdesine aydınlatma armatürü takmak için metal kelepçeler monte edilmiş...
Bunun için de kocaman tirfon vidalar kullanılmış...
Buradan akıl vermek bize düşmez ama bu aydınlatma işlerinin ağaçlara zarar vermeden çeşitli çözümleri var...
Umarım bizim duyduğumuz sese yetkililer de kulak verir ve çözüme ulaştırır...”
Benden aktarması...

***

BAYILDIM

Haberin Devamı

Aynı tas aynı hamam

Artması dileğiyle

FOTOĞRAFLARDAKİ kişi Yücel Yılmaz, Balıkesir Karesi Belediye Başkanı...
Fotoğrafların çekildiği yer, Yılmaz’ın makam odası...
Fotoğraflardaki sevimli tüylü dostların sarı renkte olanı ‘Limon’, diğeri ise ‘Tekir’...
Başkan Yılmaz, bu iki yavru kediyi hayvan barınağı ziyaretinde görüp sahiplenmiş...
Ve kucakladığı gibi belediyeye getirmiş...

Aynı tas aynı hamam


Onlar için özel bir yer bile hazırlatmış...
Kedicikler kısa sürede hem Başkan Yılmaz’ın, hem belediye çalışanlarının, hem de gelen konukların gözdesi olmuş...
Hayvan sevgisiyle tanınan Yılmaz, “Bebek gibi bakıyoruz. İkisini de görmeden duramıyorum. Günün yorgunluğunu ve stresini onlarla oynayarak atıyorum” diyor...

Haberin Devamı

Aynı tas aynı hamam


Görünen o ki, herkes çok ama çok mutlu...
Ben de, makam odalarını ve yüreklerini can dostlara açan yöneticilerin artması dileğiyle...
Başkan Yılmaz’a, kocaman bir, “Helal olsun” diyorum...

***

VEFA

Bir eğitimciye verilebilecek en güzel ödül

Aynı tas aynı hamam

İZMİR’deki köklü eğitim kurumlarından biri de Gelişim Koleji...
Kuruluşunun 20’nci yılını kutlayan okulda geçtiğimiz günlerde, klasik deyişle, ‘Vefa’nın sadece İstanbul’da bir semt adı olmadığını gösteren bir tören gerçekleşti.
İlk günden bu yana görev yapan müdür yardımcısı Zeliha Seyrek’in ismi okul kütüphanesine verildi.
Zeliha öğretmen ömrünün 50 yılını eğitime adamış bir insan.
Bugün çeşitli kurumlarda üst düzey görev yapan birçok insanda onun emeği var.
Okulun kurucusu Serdar Öner, “Okulumuzun kuruluşundan bu yana büyük emekleri olan Zeliha Seyrek’in ismini sonsuza kadar yaşatmak bizim için büyük onur ve gurur” diyerek elini öptüğü Seyrek’in eğitim camiası için ne kadar değerli olduğunu vurguluyor.
Bu jest karşısında duygulanan Zeliha Seyrek’in...
“Okulda öğrencilere matematikten tarihe kadar her şeyi verebilirsiniz.
Ama aslında önemli olan onların iyi birer insan olmalarını sağlayabilmektir.
Gelişim Koleji, geride bıraktığımız 20 yılda bu prensibi her seferinde gösterdi.
Bugün yaşadıklarım çok güzel, tarifi belirsiz duygular” sözleri her şeyi özetliyor.
Teşekkürler Gelişim Koleji...
Teşekkürler Serdar Öner...

Yazarın Tüm Yazıları