Paylaş
Netanyahu’nun zirveye katılacağı haberi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uçağı Şarm El Şeyh’e doğru ilerlerken geldi. Uçakta bir dalgalanma oldu. Netanyahu’nun gelmesi zirveye gölge düşürür diyenler oldu. Gazze kasabının zirvede yeri yok değerlendirmeleri yapıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Netanyahu aynı fotoğraf karesine girmemeli itirazları yükseldi. Biz uçağın arka bölümündeydik. Uçağın ön bölümünde ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, MİT Başkanı İbrahim Kalın, Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan ve Dış Politika Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç vardı. Sonradan öğreniyorum ki o sırada uçağın ön bölümü daha hareketliymiş.
ERDOĞAN’IN TALİMATI NET
Netanyahu haberi gelince Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Mısır Dışişleri Bakanı Şukri’yi arıyor. Mısır Dışişleri Bakanı haberi doğruluyor. Trump’ın, Sisi’yi arayarak Netanyahu’yu davet etmesini istediği söylüyor. Sisi’nin de bunun üzerine Netanyahu’yu arayıp davet ettiği bilgisini veriyor. Hakan Fidan, Netanyahu’nun geleceği bilgisini teyit ettikten sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bilgi veriyor. Erdoğan çok net ve kararlı bir tutum takınıyor. Netanyahu’nun zirveye gelmesinin engellenmesi talimatını veriyor. Diğer ülkelerle temas kurulmasını istiyor. “Gerekirse Devlet Başkanlarıyla görüşürüm” diyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile MİT Başkanı İbrahim Kalın hemen harekete geçiyorlar.
PAS GEÇME OLAYI
Fidan ve Kalın meslektaşlarıyla temas kurarken, Erdoğan’ın uçağı da Şarm El Şeyh Havaalanı’na doğru inişe geçiyor. Uçağın tekerleri açıldığında saatler 12.44’ü gösteriyordu. Üç dakika sonra, yani saat 12.47’de ise uçağın tekerleri piste değmek üzereyken, tekrar havalandı. Netanyahu’nun zirveye katılma haberini tartıştığımız için bu durum ‘Türkiye’ye geri dönüyoruz’ yorumlarının yapılmasına neden oldu. “İkinci one minute yaşanıyor” diyenler çıktı. Uçak, Kızıldeniz’in üzerinde bir tur attıktan sonra 13.06’da Şarm El Şeyh Havaalanı’na iniş yaptı. Uçağın pisti pas geçmesi ile iniş yapması arasında 19 dakika geçti ama bu bize çok uzun bir süre gibi geldi. Çünkü bu sırada Cumhurbaşkanı’nın olduğu bölümde neler yaşandığını merak ediyorduk. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve heyeti uçağın pas geçmesini Netanyahu olayına bağlamıyor. Teknik bir zorunluluktan söz ediliyor. Pistte uçak olması nedeniyle pas geçildiği bilgisi veriliyor.
ASIL ONE MİNUTE
Ama asıl ikinci ‘one minute’ olayı uçağın ön kısmında yaşanıyor. Netanyahu’nun gelmesinin engellenmesi için hızla diğer ülkelerle irtibat kuruluyor. Katar, Irak, Endonezya ve Pakistan çok net bir tutum takınıyorlar. ABD’ye, “Netanyahu kararını gözden geçirin. Netanyahu’nun zirveye gölge düşürmesine izin vermeyin. Netanyahu zirvede varsa biz yokuz” mesajı iletiliyor. Uçağımızın tekerleri piste değdiği sırada İsrail Başbakanlık Ofisi tarafından Netanyahu’nun zirveye katılmayacağı açıklanmıştı.
TÜRKİYE’YE DÖNÜLÜRDÜ
Türk heyetinden, “Uçağımız indiği takdirde Netanyahu’nun gelme ihtimali devam etseydi, engellemek için çabalarımız sürecekti” mesajını alıyoruz. Uçağın önünde bir eylem planı hazırlanmış. Buna göre uçak indikten sonra zirvenin yapılacağı fuar alanına gitmekte acele edilmeyecek. Bu süre zarfında diplomatik baskı yoğunlaştırılacak. Fuar alanında farklı bir bölümde oturulacak. Erdoğan ile Trump arasındaki uyum zarar görmeden, bu sorunun çözülmesi için çaba gösterilecek. Ama tüm bu çabalara rağmen Netanyahu’nun zirveye katılmasında ısrar edilirse, B planı hazır tutulacak. Zirveyi terk edip, uçağa binildiği gibi Türkiye’ye dönülecek. Bu karar ve bu kararlılık karşı tarafa da bildiriliyor. Sadece biz değil Türkiye ile birlikte hareket eden ülkelerin de zirveyi terk edeceği haberi ABD’yi telaşlandırıyor. Tarihi zirvenin tarihi fiyaskoya dönme tehlikesi ortaya çıkıyor.
FİİLİ DURUMA FİİLİ DURUM
O sıradaki havayı sorduğum bir yetkili, “Netanyahu’nun gelmesi olmazdı. Netanyahu gelemezdi” karşılığını verdi. Bu kez “Peki bir fiili durum mu oluşturmak istediler” diye sordum. “Fiili duruma fiili durum olurdu” cevabını aldım.
Türkiye’nin ve birlikte hareket ettiğimiz ülkelerin kararlı duruşu olmasaydı, Trump’ın son dakika operasyonuyla Netanyahu zirvede yerini alacaktı. Trump operasyonuyla Netanyahu’nun meşrulaşması yönünde önemli bir adım atılmış olacaktı. Buna müsaade edilmedi. Bana göre bu uçağın pas geçmesinden daha önemli bir hamle. Bu da Netanyahu’ya ‘one minute’ olarak değerlendirilebilir.
SON 15 DAKİKA
Zirvede bir niyet beyanı olan bildiri ortaya çıktı. Son 15 dakikaya kadar bildiri metni üzerindeki müzakereler sürmüş. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a sabah 07.00’de metnin hazır olduğu mesajı iletilmiş. Ama ondan sonra bir kelime üzerinde kriz çıkmış. Bir kelime üzerinde yapılan müzakereler zirvenin son 15 dakikasına kadar sürmüş. Türkiye’nin ısrarı üzerine bir kelime metinden çıkarılıp, istediğimiz kelimenin metne girmesi sağlanmış. Diplomasi böyle bir şey işte.
TRUMP DAHA ÇOK GÖRÜŞELİM
Netanyahu krizinin atlatıldığı Şarm El Şeyh’deki zirveye dönecek olursak. Zirveden ayrılırken Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, “Bu süreçte bana ne düşüyorsa telefonla irtibatlarımızı kuralım ve bu telefon diplomasisini ihmal etmeyelim” diyor.
ABD Başkanı Trump, dünyada hiçbir lidere yapmadığı iltifatları Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yapıyor. Çünkü Erdoğan’ı kararlı ve güçlü bir lider olarak görüyor. Erdoğan’ın çabaları olmasa Trump, Gazze’de ateşkesi sağlayamazdı. Trump planı ortaya çıkmazdı.
TRUMP DEĞERLENDİRMESİ
Peki Erdoğan cephesinden Trump nasıl görülüyor? “Trump’ın birinci dönemi var bir de ikinci dönemi var. İlk dönemde de ilişkilerimiz çok iyiydi ama bu dönem çok daha farklı bir Trump var. Biden’den sonra Trump’ın kazanması hem ABD için bir kazanım oldu hem de bizim için önemli bir kazanım oldu” diye değerlendiriliyor.
Anlaşılan Erdoğan’ın, Trump’la yürüyeceği daha çok yol var.
GARANTÖR ÜLKELER
Gazze’de ateşkes sağlandı ama sırada çok önemli sorunlar var. Gezide konuştuğumuz bir yetkili bunu, “Bundan sonra üç nokta önemli. Güvenlik, insani yardım ve yeniden yapılanma” olarak sıraladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan bunun nihai barışı sağlayan bir anlaşma olmadığını, İsrail’in yeniden saldırma tehlikesine karşı önlemler alınması gerektiğinin altını çiziyor. Anlaşma metninde “Garantör ülkeler” yok. Ama yetkililer, “Anlaşmaya aracı olan dört ülke, Türkiye, ABD, Katar ve Mısır bir ölçüde garantör ülke konumunda. Ayrıca ABD, ateşkese garantör oldu. Planın adı; Trump planı. Trump’ın planına sahip çıkması gerekiyor” diyorlar.
BM GÜVENLİK KONSEYİ KARARI
Görev gücünde Mehmetçik yer alacak mı? Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu konuda değerlendirmelerin sürdüğünü söyledi. Aynı soruyu yönelttiğim bir yetkili ise aynen şunları söyledi: “Görev gücü değil, daha çok istikrar gücü olarak tanımlıyorlar. BM Güvenlik Konseyi’nden karar çıkarma arayışları var. BM Güvenlik Konseyi’nden çıkacak karar da istikrar gücünün görev tanımı çok önemli olacak. İstikrar gücü, İsrail’in yeni bir saldırı yapmasını engelleyecek. Gazze’nin kantonlar halinde bölünmemesi için BM kararının çerçevesi önemli olacak. Görev gücü değil, istikrar gücü için çalışmalar sürüyor.”
HAMAS’IN SİLAH BIRAKMASI
Karşımızda ateşkes dinlemeyen İsrail olunca Hamas’ın silah bırakması konusu kimsenin içine sinmiyor. Ya İsrail yeniden saldırırsa Gazze ne olacak sorusu soruluyor.
Konuştuğum bir yetkiliye bu durumu sordum. “Fransa’da ikinci tur görüşmeler başladı. Hamas, Gazze’nin yönetimini teknokrat bir yönetime devredeceğini açıkladı. Ama silah bırakmayı iki devletli çözüme bağladı” dedi.
Paylaş