Erdoğan’dan 4 talimat ve muhalefetin sorunu

Yüksek enflasyon, hayat pahalılığı, önce pandemi sonra Rusya-Ukrayna Savaşı derken ekonomide anormal bir dönem yaşandı.

Haberin Devamı

Yaşanmaya devam ediyor. Ama memur ve emeklilere yapılan maaş artışı, asgari ücretteki artışlar ve tarım ürünlerine verilen taban fiyat, ateşi düşürdü. Bunda mevsimsel etkiyi de gözardı etmemek lazım. Önümüzde zorlu bir kış bizi bekliyor. Bunu da dikkate almak lazım.

Millet, Erdoğan’ın ekonomik krizin yakıcı etkisine rağmen çare bulmak için samimi bir çaba içinde olduğunun farkında. Ayrıca tahıl koridoru başta olmak üzere uluslararası krizlerde üstlendiği rolü takdir ediyor, göğsü kabarıyor.

AK Parti oylarında mart, nisan ve mayıs aylarında görülen gerilemenin haziran ayıyla birlikte durduğu temmuz ayı ile birlikte ise ibrenin yukarıya doğru döndüğü gözleniyor. Temmuz ayı anketlerinde hem AK Parti oylarında ibrenin yukarıya doğru döndüğü görülüyor hem de Erdoğan’a verilen destek artış trendinde. Erdoğan’a destek mayıs ayında yüzde 45.7, haziran ayında yüzde 46.3 iken, temmuz ayında yüzde 47.8’e yükseldi. Anketlerdeki verilerle sahadaki gerçekler örtüşüyor.

Haberin Devamı

REHAVETE YER YOK

Ama bu yanıltıcı olmamalı. Hele hele AK Parti’yi rehavete sevk etmemeli. Tam aksine yakalanan bu ivmenin daha yukarılara taşınması gerekiyor. Buna göre siyaset üretilmeli.

Cumhurbaşkanı Erdoğan MKYK toplantısında çok önemli bir tespitte bulunuyor. “Bu seçim normal bir seçim değil” diyor. Gerçekten öyle. Ekonomik sıkıntılardan en fazla AK Parti’nin üzerinde oturduğu sosyoloji etkilendi. Önceden seçim aslanın ağzındaydı. Bu kez aslanın midesinde. 2023’te aslanın midesindeki seçimi alacak stratejilerin üretilmesi gerekiyor. AK Parti’de bir strateji heyeti oluşturuldu. İsabetli bir karar oldu. Bu seçime has olmak üzere Strateji Ekibi’nin altında sadece belli alanlarda çalışacak olan ekiplere ihtiyaç var.

4 TALİMAT

Cumhurbaşkanı Erdoğan MKYK’da AK Parti’ye 4 başlık altında toplanabilecek talimatlar veriyor.

1- Yaptıklarımızı çok iyi anlatın.

Tabii bunu söylerken önce, “Bundan sonra daha çok arazide olacağız. Daha çok çalışacağız” dediğini eklememe gerek yok. Çünkü Erdoğan her defasında sahada olun diyor. Siyasetin vatandaşın yanında, sahada yapılacağını ifade ediyor. “Sahada olun. 20 yıldır ülkemize kazandırdığımız asırlık eserleri ve hizmetleri anlatın” diyor.

Haberin Devamı

2- Yaşanan krizlere rağmen bu eserleri yaptığımızı anlatın.

Pandemi ve Rusya-Ukrayna Savaşı nedeniyle dünyanın büyük altüstler yaşadığı bir gerçek. Kim derdi Amerika ve Avrupa enflasyon diye bir sorun yaşayacak diye. O nedenle Erdoğan, “Sorunun farkındayız. Enflasyon başta olmak üzere mevcut sıkıntıları çözecek olan tecrübeye, birikime, programa sahip kadroların bizde olduğunu anlatın” diyor.

3- Dünya’da büyük krizler var.

Erdoğan bu başlığı verdikten sonra, muhalefete de taş atarak, “Birçok uluslararası krizi çözen bir anahtar ülke konumuna sahibiz. Dünyanın kriz döneminden geçtiği bir süreçte birikimimiz ve tecrübemizle bunun üstesinden ancak biz geliriz. Ömründe tek bir krizi çözmemiş olanlar bunu yapamaz” diye konuşuyor.

Haberin Devamı

4- Bu krizle ancak biz başarılı oluruz.

Kimi ülkeler ve liderler krizlerin altında kalır. Kimi liderler krizleri yönetir. Erdoğan kriz yönetme kabiliyeti yüksek bir lider. Biz bunu cumhurbaşkanlığı seçiminden muhtıraların verildiği gecelerde, 15 Temmuz’da test edip onayladık. Rusya-Ukrayna krizinde ise dünya Erdoğan’ın küresel liderliğini kabul etti. Şimdi sıra bunu kitlelere aktarmakta. Erdoğan da ona işaret ediyor, “Ülkemiz için, evlatlarımız için hayal ettiğimiz hedeflere sadece biz ulaştırırız. O birikim bizde var. Zaten dünya bunu takdir ediyor. Biz gidersek bunların ülkeyi ne hale getireceğini anlatın” diyor.

MUHALEFETİN SORUNU

Muhalefetin sorunu tam da bu nokta başlıyor.

Haberin Devamı

1- Halkımız başta ekonomi olmak üzere sorunlarım var diyor ama bunu muhalefet çözer demiyor. Areda-Survey’nin temmuz ayı araştırmasında mevcut ekonomik sorunları muhalefet çözer diyenlerin oranı yüzde 34.4’te kalıyor. İktidar çözer diyenlerin oranı yüzde 45.9 çıkıyor.

2- 6’lı masa çözüm odaklı bir ittifak olarak anlaşılmıyor. Tam aksine koalisyon görüntüsü veriyorlar. O nedenle yine aynı araştırmada halkımızın yüzde 54.1’i iktidar olurlarsa birlikte hareket edemeyecekleri görüşünde. Bizim milletin hafızasında koalisyonların olumlu bir yeri yok.

3- 6’lı masa şimdiye kadar iki konuya odaklandı. Biri Parlamenter Sistem’e geçiş, diğeri cumhurbaşkanı adayı kim olmalı. Daha iyi bir Türkiye için bir şey demediler. Sadece Erdoğan düşmanlığı yapmak seçim kazanmaya yetmiyor. Ayrıca Parlamenter Sistem’e geçiş geniş kitlelerde bir heyecan uyandırmadı. Yatıp kalkıp kim cumhurbaşkanı adayı olacak diye uğraşmaları ise millette, bunların memleket meselesi diye bir dertleri yok. Bunların tek derdi kimin cumhurbaşkanı olacağı, diye bir kanaatinin oluşmasına neden oldu.

6’LI MASANIN TEK GÜNDEMİ

Dün 6’lı masa Temel Karamollaoğlu’nun ev sahipliğinde toplandı. Böylece ilk tur tamamlanmış oldu. Peki neyi görüştüler? Cumhurbaşkanlığı adaylığına dönük kriterleri. Ekonominin tsunami dalgası oluşturduğu bir dönemde muhalefet kim cumhurbaşkanı olacak derdinden başka toplumun önüne yeni bir şey koyamadı.

Haberin Devamı

ERDOĞAN’IN ELEŞTİRİSİ

Erdoğan, muhalefetin bu zaafını gördü. “Karşımızdakiler milletimize geleceği değil sadece eski Türkiye’yi vaat ediyor. Siyasi iktidar yerine koalisyonların, krizlerin güzellemesini yapıyorlar” diye yüklenmeye başladı. 6’lı masayı siyah beyaz olan eski Türkiye fotoğrafına yerleştirdi. AK Parti’yi Türkiye’nin parlak geleceğine konumlandırdı.

YENİ SİYASET

Yaşanan sorunlara rağmen muhalefet bir heyecan dalgası oluşturamıyor. Ama AK Parti’nin sadece eser siyaseti ile yetinmemesi gerekiyor. Çünkü AK Parti, Türkiye’yi eser siyasetine doyurdu.

Toplumla yeni bir sözleşme yapılmasına ihtiyaç var. Yeni siyaset ve yeni bir dile ihtiyaç var. Erdoğan zaten Türkiye’yi dünyada daha iyi yere taşıyacak olan yeni siyasetin temellerini atıyor. Erdoğan’ın dış politikadaki kriz çözücü liderliği ve en sorunlu olduğumuz ülkelerle kurduğu diyalog ile içeride cemevleri ziyaretlerinde kendini gösteren kucaklayıcı dil bir ipucu olabilir. Bu tarz siyasetin geliştirilmesine ihtiyaç var.

Yazarın Tüm Yazıları