Güya ‘millet’e küfretmiş

BULDULAR garibanı, baktılar iki kelimeyi bir araya getirmekten aciz, ha babam vuruyorlar.

Haberin Devamı

Yok “Bu milletin a...na koyacağız” demiş, yok milletin anasına avradına sallamış, buna da bir şey denmeyecek miymiş falan festekiz...
Evet, buna bir şey denmeyecek...
Bu linç coşkusuna bir taşla da olsa katılınmayacak, bu acımasız dolduruşa gelinmeyecek...
Siz varın, yalan olduğunu bile bile ‘milletin ırzına tasallut’tan adamı ipe çekin, bu infaza ortak olunmayacak...
Havuz soruşturmasında adı geçiyor diye, işadamı Mehmet Cengiz’i ibretiâlem için recmetmek mi istiyorsunuz?
Buyurun, geri kalmayın...
Fakat önce, elinizdeki korsan fezlekede neden şöyle yazdığını bir zahmet bana da izah edin:
“... Bu milletin a...na koyacağız sen merak etme (rakip firmaları kastettiği değerlendirilmektedir)...”
Yani telekulakçılar bile insafa gelmiş, bir parantez açıp o sinkaflı sözlerin muhatabının aslında millet olmadığını belirtme gereği duyuyor.
Size ne oluyor ki insafı, izanı bir kenara bırakıp Allah yarattı demeden girişiyorsunuz adama?
Onu hapse atmak isteyen polis ve savcı kadar da mı empati yeteneğiniz yok!...

* * *

Haberin Devamı

İki kişi arasında geçen ve haddi zatında hiç duymamış olmanız gereken konuşmalar bunlar.
Bir gazetede yazılmadı, bir televizyonda söylenmedi, bir kürsüden höykürülmedi...
Adam küfürbaz, ağzı bozuk, dan dun konuşuyor, kelime hazinesi kıt, argodan başka söz bilmiyor, iki lafından biri cinsel içerikli, dili maço ve seksist, lügat paralayacakken yüzüne gözüne bulaştırıyor, hepsi olabilir...
Sizin de duyacağınızdan habersiz sereserpe sallıyor, rahat rahat esip savuruyor...
Beğenmezsiniz, cahil, zırcahil bile diyebilirsiniz...
Ama elinizi vicdanınıza koyun, milletin anasına kasten sövmüş de değil.
Tam ağızlara sakız olacak bir malzeme, kabul de, gerçeği bile bile bu yalanı çiğnemek hiç mi vicdanınızı sızlatmıyor arkadaş!

* * *

Kim derdi ki gün gelecek, kasetten canı yananlar başkalarının canını kasetle yakacak...
Telefonda ana avrat dümdüz giderken telekulağa takılanlar, telekulak mağdurlarının üstünde tepinirken zevkten dört köşe olacak...
Filankesin anasına bilmem ne yapacağını anlatırken tape’ye düşenler, benzer tape’si çıkanlara ilk taşı atacak...
Özel konuşmaları ortaya saçıldığında yaşadıkları utanç için ‘Allah düşmanımın başına vermesin’ diyenler, düşmanının başına gelmesine o kadar sevinecek ki bir zil takıp oynamadıkları kalacak...
Başbakan’ın, Baykal ve MHP kasetleri için “Özel değil genel genel” deyişini haklı olarak yerenler, paralel emniyetçilerin sızdırdığı dinleme kayıtlarını ‘İllegal değil yasal yasal’ diye savunurken yüzleri kızarmayacak...
Kim derdi ki o kasetzede partinin lideri, şaibeli tape ve sesleri grup toplantısında dinletirken göğsü kabaracak...
Belli bir maksada göre kesilmiş, biçilmiş ve kurgulanmış olmalarına aldırmayacak...
‘Özel hayatın gizliliği ile haberleşme mahremiyetinin ihlali bunlar değilse başka nedir’ demeyecek...
Kim derdi ki gün gelecek kasetle, tape’yle rezil edilmemiş kimse kalmayacak ama ibret alan olmadığı için tarih tekerrürüne devam edecek...
Bu gidişle, gittiği yerden belki de hiç geri dönmeyecek ibret duygusu...
Neredesin ey empati!

Yazarın Tüm Yazıları