Yarışmayı kazanamasaydık Fransa’ya elma toplamaya gidecektik Ayda 2000 Euro kazanabiliyorsun

Sahne sanatları yönetmeni Pınar ile Portekizli hukukçu sevgilisi/kocası Miguel’in öykülerine dünden devam... Biliyorsunuz ikisi de müzmin gezgin bu iki genç, ETS ’nin aradığı şanslı çift olmayı başarıp, masrafları şirketten, dünyayı gezme şansını elde etmişlerdi.. Üstelik üstüne de, para alarak...

Haberin Devamı

* Peki ailenizin tepkisi? Portekizli damadı hiç yadırgamadılar mı?

P:  Yok yok. Annem, Miguel’le tanışınca, benim pabucum dama atıldı! Onu benden çok sevmeye başladı. Babama gelince, “yabancı- Türk” lafını hiç açmadı bile. “Önemli olan iyi insan olması, Türk olsa ne fark eder, yabancı olsa ne fark eder, herkesin dini, dili, kültürü kendine” dedi. “Siz mutlu olduktan sonra size kim karışır?” Diğer tüm aile bireyleri de Miguel’e bayıldılar. Yani öyle, “Siz başka dünyaların insanısınız, evlenmeyin!” diyen hiç olmadı.

* Nikah töreninde kayda değer anlatılması gereken bir şey var mı?

Yarışmayı kazanamasaydık Fransa’ya elma toplamaya gidecektik Ayda 2000 Euro kazanabiliyorsun


P:  Hem de nasıl! O kadar çılgın şeyler oldu ki ancak bizim nikahımızda böyle aksilikler olabilirdi. Sadece size fikir versin diye: Ben elimde topuklu ayakkabılar yanımda Miguel’in ailesi İstiklal Caddesi’nde yağmurun altında deliler gibi karakola, oradan da konsolosluğa koşuyoruz. Çünkü nikaha giderken bindiğimiz takside çantaları unuttuk, içinde de 6 adet pasaport vardı! Hepsi gitti, kayıp! Saat de öğleden sonra 4, Miguel’in ailesi de ertesi gün Portekiz’e geri gitmek zorunda. Her şeyi çözmek için sadece 1 saatimiz var, konsolosluk saat 5’te kapanıyor. Ve hiçbiri Türkçe konuşmuyor...

* E peki ne oldu?

P:  Melekler yardım etti! Her şeyi bir şekilde çözdük, ama karakolda, konsoloslukta ve sokaklarda 6 saat geçirmek zorunda kaldık. Ama sonraaa, o gece, çılgınlar gibi dans ettik, eğlendik. Şimdi bakınca, “İyi ki de öyle olmuş, anlatacak, olağanüstü komik bir hikayemiz var!” diyorum.

* Siz buraya gelmeden neredeydiniz?

M:  Portekiz’deydik. Benim ailemin yaşadığı yerde. Orada bahçe yaptık, ağaç diktik, gezdik, bisiklete bindik, rüya gibi bir dört ay geçirdik.

* Peki yarışmayı kazanamasaydınız nereye gidecektiniz?

P:  Fransa’ya elma toplamaya gidecektik. Süper zevkli bir iş. Biraz yorucu ama biz genciz. Bir de ayda 2000 Euro kazanıyorsun. O biriktirdiğimiz parayla da yine gezmeye devam edecektik. Küba’ya gidip orada bir yıl kalmayı, belki sinema okuluna gitmeyi ya da bütün Çin’i baştan sona gezmeyi planlıyorduk. Ama ETS’nin yarışmasını kazanınca, elma toplamayı erteledik. Şimdi ciddi bir işimiz var, bu yılın sonuna kadar dünyayı gezeceğiz!

* Siz “normal” bir çift misiniz!

“Normal” taraflarımız da var ama sanırım farklı bir hayatımız olduğu için, insanlara biraz da “anormal” geliyoruz. Biz mesela “evsiz evliler”iz! Hani normal evli çiftler gibi, “Para biriktirelim ev alalım!” demiyoruz, “Para biriktirelim dünyayı gezelim” diyoruz, “İnsan öyküleri biriktirelim, film yapalım, fotoğraf çekelim.” Bir yeri seviyor muyuz, orada aylarca kalıyoruz. Hep üretmek, hep yaratmak  istiyoruz... 

Yazarın Tüm Yazıları