Yasemin'ce...Herkes caz sever

Enerjinizi düzenlemek istiyorsanız, müzik dinlemelisiniz. Ruhunuzun dinginliğe kavuşması ve rahatsız edici düşüncelerden arınması için en etkili araçlardan birinin müzik olduğunu hepimiz biliyoruz, sanırım. Ancak, bilmediğimiz çok önemli bir nokta var. O da, hangi müziğin ne çeşit etkiler yarattığı... İnsanın sahip olduğu enerjinin renginden tutun da o sıradaki ruh haline kadar, çok çeşitli ve değişen melodilere ihtiyacı vardır. Kimi zaman yüksek ritimli bir müzik sizi çeker, kimi zaman da romantik duygular uyandıran yumuşak ve uyumlu notalar... Zaman zaman, ‘‘Falan türden hoşlanmıyorum’’ ya da ‘‘Bu benim tarzım değil’’ dersiniz. Hatta, ‘‘Sevmiyorum’’ dediğiniz de olur. Fakat, geçen gün Bülent Çelik (Bu sayfanın ilginç illüstrasyonlarının çizeri) ile sohbet sırasında çok farklı bir yaklaşımla karşılaştım.Bülent'e caz sevip sevmediğini sormuştum. O da bana ‘‘Aslında cazı herkes sever’’ deyiverdi. Tabii çok şaşırmıştım. Nasıl yani, demekten kendimi alamadım. O da, ‘‘Sevmiyorum diyenler, ya hiç caz dinlememiştir, ya da çok az dinlemiştir. Tabii bu durumda ne olduğunu anlayamaz ve sevmediğini düşünür’’ deyince, ben de bunun üzerine düşünmeye başladım. Aslında, bu yaklaşımı son derece isabetliydi. Şimdiye kadar hiç bu açıdan düşünmemiştim. Öyle ya, müzik, insanın ruhuna doğrudan ulaşan en etkili araçtı. Ve, caz, insanın düşüncelerini değiştirip her türlü kayıtlarını, şartlarını yıkıyor, sınırlarının ötesine geçiriyordu. Doğrudan doğruya insanın ruhunu yakalıyor ve arındırıyordu. Eh, işin ucu ruha gelip dayandığı zaman, orada durmak gerekiyor. Ruhun niteliği, niceliği diye birşey olmadığına göre, caz sevmemek diye birşey de olamaz. Bu durumda bir tek sonuç çıkıyor ortaya; ‘‘Herkes caz sever.’’ Sever de, bilirse... İşte, bilmek, yine karşımıza çıktı. Ancak, bunun için derin bir müzik bilgisine ihtiyacımız yok. Müziği dinlemek ve ruhumuza işlemesini sağlamak için teknik olarak müzik bilmek gerekmiyor. Tıpkı göçmen kuşların coğrafya bilmedikleri halde yollarını bulup gitmeleri gibi, siz de müzik bilmeden ruhunuzun derinliklerine inen yolu bulabilirsiniz. Ve, caz size iyi bir rehber olacaktır. Nasıl, diye sormayın. Dinleyin. Düşüncelerinizden tamamen sıyrılın ve kendinizi melodiye bırakın. İçinizde yarattığı değişimleri hissetmeye çalışarak, enstürmanların çıkardığı farklı farklı tınıları duymaya çalışın. Ve, bırakın sizi alıp götürsün. Düşüncelerinizin sizi tutmasına izin vermeyin. Dinlediğiniz ezginin zihninizde yaratacağı imajları seyredin. İçinizde giderek coşan duygularınızı salıverin. Böylece, bilgi ve anlayışın içinizde giderek yükseldiğini hissedeceksiniz. Ve, bileceksiniz...Tabii müziği fonda dinleyemezsiniz. Yani bir taraftan arkadaşınızla sohbet ederken bir taraftan da müzik dinlenmez. Veya hem kitap ya da her hangi bir işle meşgul olup aynı zaman da da müzik dinleyemezsiniz. Bunun adına müzik dinlemek denemez. Böyle bir durumda fondaki müzik, yaptığınız işe uygun olarak enerjinizi, isteğinizi ve konsantrasyonunuzu yükseltmeye yönelik bir araç durumundadır. Halbuki ruhunuzun derinliklerine inip dolaşmayı amaçlıyorsanız, başka hiçbir şeyle ilgilenmeyip kendinizi tamamen melodiye bırakmanız gerekir. Ve bunun adına müzik dinlemek denir. Tabii müziği dinlediğiniz ortam ve ses düzeni de çok önemli. Gürültülü bir ortamda ve kötü bir ses tesisatından çıkan parazitli bir melodi, müzik dinlemenize izin vermez. Dinleyemezsiniz. Böylece de amacınıza ulaşamaz, yapmak istediğiniz içsel yolculuğa çıkamazsınız. Müzik dinlemek için en uygun mekan, ya sizin evinizdir, ya da bir konser salonu. Aslında müziğin keyfine varmak ve müzik dinlemeyi öğrenmek için en ideal yer, konser salonudur. Ve, bir konsere gitmek, müzik dinlemeye başlamak için en uygun yerdir. Müzisyenlerle birlikte aynı duyguları yakalayıp muhteşem bir yolculuk yapabilir, zaman ve mekanın sınırlarını aşabilirsiniz. Böylece, müzik dinlemenin ne olduğunu tam olarak öğrenebilirsiniz.Şimdi tam zamanı... Akbank'ın düzenlediği 7. Caz festivali 19 Ekim'e kadar devam edecek. Çarşamba günü Betty Carter ile açılışın yapıldığı ilk konsere gittiğim zaman öylesine kendimden geçtim ki, hem bedenimin hem de ruhumun canlandığını hissettim. Düpedüz yenilenmiş bir şekilde konserden çıkarken duygularımı hemen sizlerle paylaşmaya karar verdim. Müzik dinlemeyi bilmek, kitap okumaya benzer. Bir kere keyfini aldınız mı, sürdürmeye devam eder ve kendinizi geliştirirsiniz, diyorum, Yasemin'ce...
Yazarın Tüm Yazıları