Yasemin'ce

Yasemin BORAN
Haberin Devamı

Sihirli sözcük ‘‘anne’’

Yolda gelirken birden aklıma eski bir laf geldi ‘‘ana gibi yar olmaz, Bağdat gibi diyar’’ zihnimin içinde bu sözcükleri manasız bir biçimde tekrarlamaya başladım.

Hani dilinize bir şarkı sözü dolanır ve de farkında olmadan bunu tekrarlayıp durursunuz ya onun gibi. Bu arada çevrenizle ilgilenir, hatta başka şeyler bile düşünürsünüz. Bir taraftan da şarkının sözlerini mırıldanmaya devam edersiniz ya, tıpkı ben de öyle zihnimin içinde tekrarlayıp durdum.

Bu sırada sözcükleri hecelere bölüp harfleri toplamaya başladım. Ve bütün bunları da düşünmeden yapıyordum ki, tam o sırada kendimi yakaladım. Yani düşüncelerimi.

‘‘Ne demek bu’’ demekten kendimi alamadım. Ne ‘‘yar’’ı ne ‘‘diyarı’’ derken keşfettim. Bunları söyliyen belli ki, ‘‘Bağdat’’ın reklamını yapmak için malzeme olarak ‘‘ana’’yı kullanmış.

Ama, ne malzeme! Keskin bir zekanın ürünü olduğu tartışılmaz bir gerçek, zira kesinlikle hedefine ulaşmış. Zaten ‘‘ana’’ sözcüğünü kullanarak hedefine ulaşmaması mümkün değil.

‘‘Anne’’ sözcüğünü neyin yanına getirirseniz, onunla ilgili güçlü bir bağ oluşturup dilediğiniz etkiyi yaratabilirsiniz.

Mesela karşınızdaki kişiyi çileden çıkarmak istiyorsanız, ona annesinin nasıl kötü bir kadın olduğunu söylemeniz yeterli. Veya, duygusallaşmasını istiyorsanız, gene ‘‘anne’’ sözcüğünü uygun biçimde lafınızın arasında kullanıp duygularının yoğunlaşmasını sağlayabilirsiniz.

‘‘Anne’’ sihirli bir kavram. Bilinç altının en derinlerine kazınmış duygular bu sözcükle harekete geçip açığa çıkabiliyor. Bir çeşit şifre kelime. Elektrik düğmesi gibi. ‘‘Anne’’ sözcüğünü söylediğiniz dakika elektriklerin yanması gibi duygularınız ışıldamaya başlıyor. Hem de durumun mana ve ehemmiyetine göre hangi duygunuzun harekete geçmesi gerekiyorsa, onu devreye sokuyor. Tıpkı şu ‘‘ana gibi yar olmaz, Bağdat gibi diyar’’ lafında olduğu gibi.

‘‘Sen de bu lafa takıldın, kaldın’’ diyorsanız, haklısınız. Düşünmeden edemiyorum. Acaba bu lafı kim söylemiş? Annesinin ‘‘yarin en hakikatlisi!’’ olduğunu demek için mi, bu vecizeyi uydurmuş, yoksa ‘‘Bağdat’’ın ne mükemmel bir diyar olduğunu anlatmak için mi, ‘‘ana’’yı kullanmış?

Şimdi ilk önermeden yola çıkacak olursak, o zaman bunu söyliyenin pek acı aşk tecrübeleri yaşayıp soluğu annesinin kucağında aldığını, annesinin yaralarını sarması üzerine bu lafı söylediğini düşünebiliriz.

Üstelik bir vakitler Bağdat, şöhreti bütün diyarları sarmış bir masal kenti olduğuna göre, bu durumda ‘‘anne’’sinin gönülden sevgisini daha da kuvvetlendirmek için bu kez ‘‘Bağdat’’ı kullandığını çıkartabiliriz.

Fakat, burada ‘‘yar’’in aşkıyla ‘‘anne’’nin yüce gönlünü bir tutmak ne derece doğru olur, bunu pek anlayamıyorum. Şayet anlayan varsa, lütfen beni bilgilendirsin.

Tabii bu arada ‘‘ana gibi yar olmaz’’ derken annenin ‘‘yar’’ olamayacağını ancak anne olabileceğini de anlatmak istemiş olabilir. Fakat, bu bana uzak bir ihtimal gibi görünüyor. İmkansız desem daha doğru olacak. Çünkü, o zaman ‘‘Bağdat’’ gibi diyar da olamayacak. Halbuki ‘‘Bağdat’’ın ünü o sıralarda bütün diyarları sarmış durumda.

Gelelim ikinci önermeye... Doğrusu o zamanlar ‘‘Bağdat’’ı gidip gören ve etkilenmeden dönen yok gibi. Bu sözün babası zatı muhterem belli ki, derinden etkilenmiş ve yeryüzünde Bağdat gibi bir başka diyar daha olmadığını anlatmanın yolunu ve de ses uyumunu böyle bulmuş. Sonuç; ‘‘mükemmel’’ hala herkesin dilinde. Günümüz reklamcıları, bu kadar etkili bir slogan daha ortaya atamadılar.

Gerçekten takılmış kalmış durumdayım bu lafa. Ancak, benim gibi ‘‘kelimelerin gücü’’ olduğunu bilen birinin takılmaması mümkün değil. Kelimelerin gücü deyince de hiç şaşırmayın. Deminden beri ‘‘anne’’ sözcüğünün ne kadar güçlü bir kelime olduğunu vurgulamaya çalışıyorum aslında.

Her bir kelimenin tınısı farklı. Melodi gibi. İnsanın içinde çok çeşitli duyguları açığa çıkartıyor. Daha ötesi maddeyi etkiliyor. Eh insan da bir madde olduğuna göre kelimelerin gücünü anlatmaya gerek yok herhalde.

Şimdi ‘‘anne’’ sözcüğünün neden sihirli olduğunu sanırım anlamışsınızdır. Üstelik ‘‘anne’’ kavramı yaratıcılığın kendisini de içine alıyor. Yaratmak, zaten başlıbaşına bir sihir, ‘‘anne’’ de bunun en belirgin bir parçası diyorum, Yasemin'ce...

Yazarın Tüm Yazıları