Yaşayanlardan ölen ustalarına

Türk ve dünya edebiyatının tanınmış, ebediyete intikal etmiş birçok yazarına yaşayan yazarların mektup göndermesi... Bu ilgi çekici, özgün fikri kabul edenlerin yazılarıyla Yeraltına Mektuplar projesi çıktı ortaya.

Haberin Devamı

Çok sevdiğiniz, okuduğunuz, tanıdığınız ya da kitaplarını okuyup kendini görmediğiniz, tanımadığınız bir yazara mektup yazdınız mı?
Diyelim ki o yazar, şair aramızdan ayrıldı. Düşüncelerinizi, okuduktan sonra duygularınızı ona iletmek ister miydiniz? Tabii ki fiziksel açıdan biraz zor ama aklınızdan geçmez miydi bir kere ona seslenmek?
İşte Murat Yalçın, bu düşünceden yola çıkarak ilgi çekici bir kitap hazırladı.
Sunu’dan bir bölüm, kitabın hazırlanış anlayışını özetliyor: “Ne tür mektuplar bunlar? Açık adreslere yazılmış, yazar işi, açık, gecikmiş, belki de son mektuplar. Ölüme direniş yazıları da denebilir: Yitenlerin yaşadıklarına ‘inanmışlık’ olmasa nasıl yazılsın? Gönderilmiştir, okundukça. Kimi sırlar, gün gelir açığa çıkarlar ama artık kimseler ilgilenmiyordur; ‘sır’ olmaktan çoktan çıkmışlardır. Kimi mektuplar da öyledir, gerilerde kalmış bir hüznün izini taşırlar. Yaşamla ölümün, varlıkla yokluğun iç içeliğine bir işaret gibi.”
Türk edebiyatının tanınmış, ebediyete intikal etmiş birçok yazarına ve dünya edebiyatından isimlere, yaşayan yazarların birer mektup göndermesi önerisinde bulunuldu.
İşte bu son derece ilgi çekici ve de özgün projenin yazıları Yeraltına Mektuplar başlığı altında toplandı. Alt başlıksa şöyle: 59 Yazardan Hayatta Olmayan Yazarlara.

Haberin Devamı

NAZLI ERAY’DAN TENNESSEE’YE

Geçen yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nün töreninde iyi öykü yazarı kızı Ayşe Sarısayın, Behçet Hoca’nın (Necatigil) benimle ilgili bir mektubunu okudu. Mektubu Hoca, Almanya’da bulunan eşi Huriye Necatigil’e yazmıştı. Benim bu kitaptaki mektubum da buna yanıt niteliği taşıyor.
Yazarlara mektuplar, özlem dolu, duygusallıklarıyla dikkat çekiyor. Adnan Özyalçıner, kısa süre önce aramızdan ayrılan kuşaktaşı, yakın dostu Kemal Özer’e hasret dolu bir mektup yazmış. Gültekin Emre, daha önce de seri halde mektuplaştığı ve bu mektuplarda şiirleştiği ve yine bu şiirli mektupları kitaplaştırdığı Hulki Aktunç’a yeni bir mektup göndermiş.
Aslı Tohumcu, Sevgi Soysal’a; Ayhan Geçgin, Franz Kafka’ya yazmış; Sennur Sezer, Tezer Özlü’ye, Nazlı Eray, Tennessee Williams’a yazmış. Orçun Türkay’ın Nurullah Ataç’a yazdığı mektup ise bambaşka. Türkay, Fransız edebiyat topluluğu OuLiPo’yu anlatmış Ataç’a ve bu topluluğun adının nasıl Türkçeleştirilebileceğini sormuş.
Mektup yazdıkları ismi tanıyanların yazısıyla, tanımayanların yazısı arasında da ince bir fark bulunduğu kanısındayım. Çünkü bazı yazarlar, eserlerinin yanı sıra kişilikleriyle de okuru etkiler. Hatta çoğu zaman yazar arkadaşı da okur da yazdıklarıyla onun kişiliği arasında bir bağ kurma çabasına girişir.
Bu mektuplar, yazarların, onların kitaplarını okuduklarında nasıl bir algılama süreci yaşadığını da gösteriyor. Başka bir yanı da bu yazarların onların yaşamındaki yerlerini bu mektuplarda yazıya getirmesi.

Haberin Devamı

OKUYANLAR NE DÜŞÜNÜR?

Ben birçok mektubu kendi duygularım, kendi yargılarım eşliğinde okudum. O mektuplardan bazı yazarların alçakgönüllü bir çekingenlik duyacağından kuşkum yok.
Mektuplar toplamının okur için değişik bir yanına değinmeliyim, Türk yazarları sadece Türk yazarlarına mektup yazmadı. Sevdikleri, okudukları yabancı yazarlara da mektup gönderdiler. Yabancı yazarların özelliklerini yansıttıkları için o mektuplardan da ayrı bir edebi lezzet aldım.
Özgün, ilgi çekici bir proje ve etkileyici bir derleme kitabı. Kitaplığınızda muhakkak bulundurulması gereken...

KİTAPTAN

Hayatımda aldığım en güzel övgü Doğan Yarıcı’dan Bilge Karasu’ya

Sevgili Bilge Bey,
Tanıştığımız gün “Adımı sıfat gibi ünlüyorsun” demiştiniz.
“Başka nasıl söyleyebilirim ki!” diye geçirmiştim içimden.
O gün beni sizinle buluşturan ‘beyefendi’ de geçmişte bir gün ‘suyun üstünde yürür gibi’ yürüdüğümü söylemişti, ardımdan. Hayatımda aldığım en güzel iki övgü, ikisi de bilmeden.
Tanıştığımız gün bilmeden daha pek çok şey söylemiş ve yapmış olabilirim. Ya da hiç söylememiş ve yapmamış. Gecikmiş ve peşin özürlerle başlamak isterim.

Haberin Devamı

Doğan Hızlan’ın seçtikleri

Neil Gaiman
Anansi Çocukları
İthaki

Jeet Thayil
Narkopolis
Ayrıntı

Aytaç Ars
Sekizinci Seksek
Marjinal

Sevil Atasoy
Yeraltındaki Melekler Yerüstündeki Şeytanlar
Doğan Kitap

Yazarın Tüm Yazıları