Yaşam ve seçimlerimiz

Haberin Devamı

İnsan yaşamında zor dönemler vardır. Öyle bir noktaya gelir, ya da gelmek zorunda kalırsınız ki, artık bir seçim yapmanız gerektiği yüzünüzde bir tokat gibi patlar. Ne kadar kıvranırsanız kıvranın, ne yaparsanız yapın, nafile... O an gelmiştir artık...

“Seçim”den başlayalım. Tamam... Bunun için birden fazla seçeneğiniz olması gerekir. İşte o zaman da sorun başlar. Birini alıp, diğerini bırakacaksınızdır. Yaşam işte... Can Dündar’ın, “Her seçim bir vazgeçiştir” sözüne atfen, dayar burnuna yaptığın seçimin bedelini. Acaba “b” miydi, yoksa “c” mi? Başlarsınız kendi kendinizi yemeye, “B’yi seçseydim ne olurdu” diye. İşte bunun adı bedeldir. Bu bedel de gelir, yaşamın toplamı olarak karşınıza çıkar;  Dr. W. Owyer’un, “Hayatımız yaptığımız tercihlerin toplamıdır” sözü gibi.

Seçme cesareti

Tabii, burada seçim, “Tatil için şuraya mı gitsem buraya mı” seçimi değildir. Bu yaşamın, yaşananların, önceki seçimlerininizin size dayatmasıdır. Artık zorundasınız. Bu noktada yaşamsal olan, doğruyu seçmektir. İnsana ve insanın yaratım sürecine, sadece psikolojik açıdan yaklaşan yazar ve psikolojinin önemli isimlerinden Rollo May, “Yaratma Cesareti” adlı kitabında çok güzel vurgulamış bunu.
Şöyle ki: “İnsanda, varlığın ve değişimin mümkün olması için cesaret gereklidir. Ama cesaret kadar gerekli olan da, önümüzdeki seçimlerdir. Elbette hangi yolun, hangi seçimin doğru olup olmadığını bilemeyiz. Çünkü bu görecelidir. Her seçimin kendisine ait ayrı bir yolu vardır. Her yoldan ise yeniden öğreneceklerimiz. Önemli olan seçmek ve cesarettir.

Benliğin günün birinde hakikate sahip olabilmesi için, üzerine bir sorumluluk alması ve kendi kendini değerlendirmesi zorunludur. İnsanla doğanın geri kalan kısmı ile arasındaki fark da işte budur. Meşe palamudu, otantik bir olgunlaşma sürecinden sonra meşeye dönüşür; hiçbir sorumluluk gerekli değildir. Benzer şekilde, bir kedi yavrusu, içgüdüleri sayesinde bir kediye dönüşür. Doğa ve varlık, bu gibi yaratıklarda aynı şeydir. Ama bir kadın ya da erkek sadece seçimleriyle ve bu seçimlerine olan bağlılıklarıyla, tam anlamıyla insan olurlar. İnsanlar her gün aldıkları bir yığın karar sonucunda, iç zenginlik ve özsaygı kazanırlar.”

Bugün Samos’tayım

Siz bu satırları okurken Samos’ta olacağım. Lütfen kızmayın. Uzun zamandır izin yapmadığım göz önüne alınınca, biraz abarttığımı fark ettim. O yüzden, ihmal ettiğim kendime bir kıyak çekip, Samos’ta tatil ayarladım. Fazla bir şey değil 2, hadi 3 gün.
Samos’u seçmek için çok zorlanmadım açıkçası. Daha önce iki kez gitmiştim. Fazla turistik bir yer değil ama duyduğum kadarıyla şu anda yer yokmuş. Ama yine de rahat, sakin bir kısa tatil için iyi bir yer. Bu yazıyı gitmeden önce yazdığım için, okuduğunuzda ben de kendimi, size, denizin kenarında, şezlonga uzanmış, elinde içkisi, etraftaki insanları bakarken tasvir edebilirim. Yapmayı düşündüğüm şey bu. Umarım her şey düşündüğüm gibi olur ve bir terslik çıkmaz. Gerisi ise dönünce...

 

 

Yazarın Tüm Yazıları