Yaratıcı gençler proje üretmeye

COCA-Cola Türkiye Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ile birlikte "Hayat Artı" ismini verdiği çok ilginç bir proje yürütüyor. Projeyi ilk günden bu yana izliyorum.

Proje için 1,5 milyon dolarlık bir gençlik fonu yaratıldı. Türkiye’ye 16-26 yaş arasındaki 100 gençlik kalkınma projesine 5-15 bin dolar arasında doğrudan katkı yapılacağı duyuruldu. İlk projeler bir seçici kurul tarafından seçildi, ve uygulamalar başladı:

Şimdi ilk projelere göz atalım:

Limitsizsiniz (Trabzon): 20 işitme engelli gence drama eğitimi ve oyun sahnelenmesi.

Kapısı Olmayan Evlerde kapının Arkasındaki Kızlar (Van): 20 genç kıza 4 ay süreli İngilizce, bilgisayar, insan hakları ve kilim dokuma eğitimi.

Turizme Destek (Mardin): 40 gence otelcilik eğitimi.

Tabuları Aşalım (Mersin-Tarsus): 2800 gence cinsel sağlık eğitimi.

Her Köy Bir Sahnedir (Adana): 12 köyde Aziz Nesin’in köy öykülerinden derlenen bir oyunun hiç tiyatro izlememiş gençlerle buluşturulması.

Engelsiz Yaşam İçin El Ele (İstanbul): Engelli 36 gence özel bir kampta atölte etkinlikler düzenlenmesi.

İş Olanakları Yaratalım (Kocaeli/Gölcük): Gençlere bilgisayar eğitimi.

Eğitim Seferberliği (Siirt): Bir mahallede kütüphane ve eğitim salonu yapılması. Liselere ve üniversiteye giriş sınavlarına hazırlık ve hızlı okuma kursları verilmesi.

Siyah Çoraplılardan Okul Sıralarına (Konya). Fair play ruhunu yansıtan bir tiyatro oyunu turnesi gelirle beden eğitimi dersi için malzeme ihtiyacının karşılanması.

Atık Piller Çöp Değildir (Bursa): Atık pil toplamak üzere bilinçlendirme kampanyası ve pil toplama konteynerlerinin kurulması.

İlginç projeler değil mi? Düşünün bir de. Bu projeleri gençler düşünüyor, yapılabilirlik çalışmalarını yapıyor, onaya sunuyor ve uyguluyor. Proje sadece sosyal açıdan katkı yapmıyor aynı zamanda gençlere başından sonuna bir projeyi belirli bütçe kapsamında planlama ve uygulama yeteneği kazandırıyor. Onlara sosyal bir projede çalışmanın keyfini yaşatarak geleceğin sosyal projecilerini yetiştiriyor.

Haydi gençler! Daha onaylanacak 90 proje var. Habitat ve Gündem 21 Gençlik Derneği’nin de uygulamaya yardım ettiği "Hayata Artı" gençlik fonu yeni projeler bekliyor.

Bana sorarsanız bu proje 1,5 milyon dolarla bitmez. 1,5 milyon dolar devede kulak. Eğer çapıcı projeler üretilmeye devam ederseniz Coca-Cola 10 milyon doları da bulur.

Coca-Cola global bir marka olarak şunu çok iyi biliyor: "Sosyal sorumluluk" şirketler için sadece başı ve sonu olan bir takım "sorumluluk projeleri üretmek" anlamına gelmez. Sorumlu davranmak global yerel fark etmez tüm şirketler için işleri yürütme biçimi.

Yaşadıkları toplumdaki yaşam kalitesine önem vermeyen şirketler bugün sorgulanmıyorlarsa yarın er geç sorgulanacaklar, uzun dönemde de tarihin ilgili bölümlerinde yerlerini alacaklar..

Şimdiii... Yukarıdaki yazıyı tekrar okuyun. Bakın bakalım "Hayata Artı"nın Türkiye’deki yaşam kalitesine katkısı ne? Coca-Cola "Mış gibi" mi yapıyor yoksa gerçekten bu toplumdaki yaşam kalitesini arttırmaya mı çalışıyor?

Aynı reklamları mı izliyoruz

DÜN
aldığım üç e-posta bana "Aynı reklamları mı izliyoruz" başlığını arttırdı. E-postaları "yorumsuz" yayınlıyor ve sorumu yineliyorum:

KUŞU ÖLDÜRÜYORLAR

Regal reklamında kullanılan şirin kuş reklamın sonunda galiba (görünmüyor ama,seslerden anladığımız kadarıyla) öldürülüyor. Çocuklar bu reklamın sonunda "aaa kuşu öldürdüler kuşu öldürdüler" diye bize üzüntülerini gösteriyorlar. Sizden ricamız bu hayvan haklarına aykırı kötü reklam filminin kaldırılması için elinizden geleni yapmanız. (Gökhan Geze)

PROTESTO EDİYORUM

29 ocak 2006 tarihli köşenizde Digitürk’ün reklamını başarılı bulduğunuz değerlendirmenizi şiddetle protesto ediyorum. Bir işverenin çalışanına karşı takıntığı agresif, şımarık, kapris yüklü itici senaryoya nasıl iltifat edersiniz. Bir işverenin elinde telefon görevini yapmaya çalışan müdürüne sürekli müdahale etmesini "kanalı da satıyorum seni de kovuyorum" ifadelerini nasıl başarılı buluyorsunuz ? Asla başarı söz konusu değildir. Sinan Çetin hep aynı şeyi yapıyor. Ne oldu Cola Turkaya ! Uzun vadede başarı yakalandımı. Asla olmadı. Lütfen yorumlarda dikkat... (Günay Uyar)

BİLİM AŞAĞILANMASIN

29 Ocak 2006 tarihinde Akbank’ın "bir Amerikalı, bir Japon ve bir Türk" reklamını ele aldığının için siz öncelikle kutlarım. Reklam 20 dakikada kredi verme özelliğini vurgulamakla birlikte teknoloji ve bilime inanmış Japon ve Amerikalıyı aşağılıyor. Tabi ki aşağılanan Japon ve Amerikalıdan öte bilime ve teknolojiye inanan insanlar. Amerikalı ve Japon üzerine alınmayacağına göre mesaj bilime ve teknolojiye inanan bizlere gidiyor. Hadi sözünü ettiğiniz gibi reklam mesajı İngiliz, bir Fransız, bir Alman vs. ile başlayan fıkralara gönderme yapılması şeklinde hafifletilse de o fıkralarda da kendi saflığımız ve cahilliğimizi eleştirmiyor muyuz? Ümit ederim, son yıllarda ciddi anlamda dalga geçilen dürüst olmak, namuslu olmak, vatansever olmak, toplumcu olmak (bireyselci olmamak) kervanına bilime inanmak da eklenmesin. Katma değeri düşük ve teknoloji içermeyen ürünler üreterek 20 000 $ GSMH etmemiz mümkün değildir. Bilime ve teknolojiye inanmayanlar veya bilim ve teknolojiye ulaşamayanlar bilim ve teknolojiye ulaşanların ağızlarının içine bakmaktan ve onlara hizmet etmeye can atmaktan öteye gidemeyecektir (Eralp Aytaç).

Çekirgelik

Eğer 20 dakikadan fazla ünlü kalabilirseniz, kendi parfümüzü üretirsiniz. (K.Castle)
Yazarın Tüm Yazıları