Yanındayım Dilipak

EN sert şekilde eleştirsem de...

“Kendini yenileyemedi” desem de...

Haberin Devamı

Görüşlerine bazen itiraz etsem de...

Her zaman Abdurrahman Dilipak ile Vakit gazetesini ayrı tutmuşumdur...

Çünkü...

Abdurrahman Dilipak, asgari nezakete sahiptir... Küfür etmez... Utanma duygusunu asla kaybetmemiştir... Efendidir... Tartışmaya açıktır... Eleştiriye nasıl mukabele etmesi gerektiğini bilir...

Hepsinden önemlisi...

Elinden, dilinden emin olabileceğimiz bir adamdır Abdurrahman Dilipak...

İşte bu nedenle Dilipak’ı Vakit’ten ayrı tutarım...

* * *

Hakareti ve aşağılamayı bir mücadele yöntemi olarak benimseyen...

Cehaletiyle övünen, ayrıştırıcılığı hedefleyen, nefret ettirmekten zerre kadar çekinmeyen Vakit gazetesiyle mücadelem, tabii ki sürecek...

Ama bu gazetenin aşağılık üslubuna karşı duyduğum kin ve nefret, bir haksızlığı görmezden gelmeme neden olabilir mi?

Ben ki...

Haberin Devamı

“Mazluma kimliği sorulmaz” diyenlerdenim...

Mazlum konumuna düşen Dilipak’tan mı kimlik soracağım?

Tabii ki hayır!

* * *

Mesele şu:

Abdurrahman Dilipak, eski Deniz Kuvvetleri Komutanlarından Güven Erkaya’nın ölümü üzerine bir yazı yazmış ve “Erkaya’ya hakkımı helal etmiyorum” demiş...

Bunun üzerine Güven Erkaya’nın yakınları Dilipak’ı mahkemeye vermişler... Mahkeme, Dilipak’ı suçlu bulmuş, ağır para cezasına çarptırmış... Dilipak’ın evine el konmuş... Sonunda da ev haraç mezat satılmış...

“Hakkımı helal etmiyorum” cümlesinin karşılığı bu kadar ağır bir ceza olabilir mi?

Eğer olursa...

Bu ceza vicdana sığar mı?

Benim vicdanıma sığmıyor...

Benim bildiğim ölünün arkasından konuşanı sadece ayıplarsınız, adamın evine barkına el koymazsınız...

* * *

Bir de şu var:

Önüne gelene hakareti meslek edinmiş bir yayın organı olan Vakit gazetesi, her gün hakkında açılan hakaret davalarına muhatap olmaktadır.

Ancak...

Mahkeme karar verse de Vakit’ten para almak, neredeyse deveye hendek atlatmaktan daha zordur...

Çünkü hakareti, aşağılamayı, küfrü meslek edinen bu gazete, para cezalarından yırtmanın çarelerini bulma konusunda mahirdir.

Adaleti aldatmak için çevirmedikleri dümen yoktur...

Alın size Abdurrahman Dilipak ile Vakit’i ayrı değerlendirmemiz için bir neden daha:

Haberin Devamı

Biri dümen çevirerek her türlü para cezasından yırtarken, diğeri 30 yıllık birikimiyle satın aldığı evi kaybediyor!

Artıları ve eksileri ile ramazan hocaları

NİHAT HATİPOĞLU: Artısı: Sanki gözüyle görmüş gibi sahabe hayatını canlandırarak anlatması... Eksisi: Görselliğin bu denli arttığı bir çağda anlattığı öyküler için görüntü ihtiyacı çekilmesi...

ZEKERİYA BEYAZ: Artısı: 11 ay dinlenmiş olması... Eksisi: Bu dinlenmişlikle en olmaz konulardan bile müthiş polemikler çıkararak “Bu hoca reytinge oynuyor yahu” dedirtmesi...

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK: Artısı: Ramazan dendiğinde akla ilk gelen isim olması... Bu açıdan marka olması... Ramazan pidesi etkisi yapması... Güllaç etkisi yapması... Eksisi: Karizmasının her yönünün artık ulusumuz tarafından çözülmüş olması...

Haberin Devamı

MUSTAFA KARATAŞ: Artısı: Ciddiyeti... Vakarı... Kendini işine vermesi... Polemikten kaçması... Laubalilikten uzak durması... Eksisi: Karizma yoksunluğu....

ALİ RIZA DEMİRCAN: Artısı: Şehevi konuşma stiliyle milleti ekrana yapıştırma gücü ve enerjisi... Eksisi: Yeni dönemde biraz radikal kaçmaya başlaması...

SÜLEYMAN ATEŞ: Artısı: Dobra olması... Kesin konuşması... Tezini savunurken delirmesi... Açık olması... Anlaşılır olması... Eksisi: Bazen nobranlığa prim verip aksi olması...

Hoşuma gidenler

ÖMER ÇELİK RÖPORTAJI: AK Parti Milletvekili ve Başbakan’ın Danışmanı Ömer Çelik’in “Kürt açılımı” konusunda Akşam’da İsmail Küçükkaya’ya yaptığı açıklamaları, AK Parti’nin bütün sözcüleri okuyup ezberlemeli... Çünkü şu ana kadar parti içinde ne yapılmak istendiğini bu kadar güzel ve etkili bir şekilde ortaya koyan çıkmadı...

Haberin Devamı

YİĞİT PÜLÜMÜR PLAJINDA: Yine Akşam... Bu kez Yiğit Karaahmet’i kutluyorum... Tunceli’de açılan plaja giden Yiğit, müthiş bir iş çıkarmış...Son günlerde okuduğum esprisi kıvamında, ironisi tadında, dili kıvrak, mukayeseleri yerli yerinde en iyi izlenim yazısıydı bu... Pülümür’de bir “yabancılaştırma efekti” gibi dolaşan Yiğit, keşke biraz gayret edip başka denizlere de gitse... 

Yazarın Tüm Yazıları