Yanal'ın prensi

Hiç kaprisi yoktur. Ne görev verilirse yapar. Ancak, ön libero onun tercihidir. "Ersun Yanal beni en verimli olacağım yerde oynatır. Buna inanıyorum" diyor.

AKRANLARI şimdi birer şöhret... Dünya onları konuşuyor ve izlemek için kuyruklar oluşturuyor.

Fabregas, Arsenal orta sahasını yönetiyor. Obi Mikel, Chealse için savaşıyor. Ve Messi, Barcelona’da harikalar yaratıyor.

Selçuk İnan, bunların her biri ile 2005 Dünya Gençler Şampiyonası’nda karşılıklı oynadı. Onlara rakip oldu. Ve daha sonra yine o gençlerin inanılmaz yükselişini imrenerek izledi.

O da bir şeyler yapmalıydı. Hayallerinde hep büyük bir takımda oynamanın özlemi gizliydi. Öncelikle bu özlemini gidermeliydi.

O gençler aklına geldi. Her biri yetenekliydi. Bunun da ötesinde herbirinde ortak bir özellik vardı.

Özgüven doluydu her biri!

Sanki, dünyayı onlar yaratmıştı. Tüm korkulara ve endişelere kafa tutuyorlardı.

O da bunu denedi. Özgüvenle sarıldı işine. Genç ve Ümit milli takımlarında geçirdiği 7 sezon sonunda A milli takım formasını giydi. Çanakkalespor’da oynadı, Manisaspor formasını giydi. Beğenildi, alkışlandı ve 2008’in Haziran ayında Trabzonspor’a imza attı. Artık bir büyük takım futbolcusuydu!

BİRAZ gerilere dönüyorum. Daha doğrusu bir-iki sezon öncesine. Vestel Manisaspor yönetimi 2005-2006 sezonu devre arasında Selçuk İnan’ın transferi için 4 futbolcuyu gözden çıkardı.

Mithat Yavaş, Özgür Vurur, Mehmet Akdemir ve Ahmet Kolcu’yu Çanakkale Dardanel’e verdi. Selçuk’u aldı...

Bu transferde, o dönemler Manisaspor’u çalıştıran Ersun Yanal önemli bir rol oynadı. İnatla ve ısrarla istedi Selçuk’u.

Hani, karşı taraf 5 futbolcu daha istese, verecekti Ersun Yanal!

Manisaspor’da toplam 74 maç oynadı Selçuk. 11’de gol attı... Ancak, geçen sezon G.Saray’a iki maçta attığı üç gol uzun süre akıllarda kaldı. Her biri birbirinden güzeldi. Ve Selçuk üzerindeki bakışları yoğunlaştırdı.

Ve her geçen hafta bir büyük takıma doğru yol aldı!

* * *

SELÇUK, Manisaspor’da oynadığı sürece bazı şöhretli futbolcularla aynı evi paylaştı.

Manisaspor’da kiralık forma giyen G.Saraylı Arda ile bir süre beraber kaldılar. Arda Turan laf Selçuk’tan açıldı mı, her fırsatta onun yaptığı yemekleri anlatır. Hele, onun elinden yediği kebabları hiç unutmaz.

Daha sonra Caner Erkin ile aynı evde kaldı Selçuk. Caner, CSK Moskova’ya gitti, bu kez Beşiktaş’tan Burak Yılmaz geldi. Ve onunla da ev arkadaşlığı yaptı.

Boş bir zaman yakaladı mı, hiç durmaz. Hemen gezmeye çıkar. Üşenmeden sokak sokak dolaşır. Manisa’daki izinli günlerinde hemen İzmir’e kaçar.

Sinemayı sever, kitap okuma kültürünü yakalamıştır. Başucundaki radyo hep açıktır. Müziğe bayılır.

HOCASININ verdiği görevden hiç kaçmaz. Şurada veya burada oynarım gibi kaprisleri yoktur.

Ancak, en çok ön liberoda verimli olacağına inanır. Ona göre, özellikleri bu bölge için daha elverişlidir. Açıkça da söyler...

Ön libero’da oynarken bir başka keyif alıyorum!

Selçuk İnan, ülkemizdeki yerli futbolcuların zor koşullarda oynadıklarını söylüyor ve diyor ki...

Bir yabancı futbolcu, örneğin Alex veya Lincoln. Bir kaç maç gol atmayıp asist yapmasa da kimse bir şey söylemez. Ama bir Türk futbolcusunun bu lüksü yok.

Böyle söylüyor Selçuk. Şuna inanıyorum ki, Selçuk’un işi Trabzonspor’da daha da zor.

Taraftar ona değişik duygularla bakacak. Beklentileri de farklı olacak. Böyle bir futbolcudan da çok şeyler isteyecek tribündeki taraftar...

ZİDANE’A  HAYRANDIR!

ERSUN YANAL ile sanki baba-oğul... Bunu kendi için bir moral ve avantaj gibi yorumluyor. Ve diyor ki...

Ersun hoca, beni en verimli ve başarılı olabileceğim yerde kullanacaktır. Bundan hiç şüphem yok. Yine de ben, vereceği her göreve hazırım.

Selçuk, Zidane hayranıdır. Onun kasetlerini izleyerek çok şeyler öğrenmiştir. Manisa seyircisi keyifle izledi Selçuk’u. Hatta, özel seyircisi olduğu da söylenir. Bunun da ötesinde dengeli davranışları ve mütevazi kişiliği ile taraftarın gönlüne girdi.

Selçuk’a şöyle bir soru sorsanız...

Bir futbolcunun başarısında en önemli etken nedir? Kısa ve net bir yanıt verir...

Aç futbolcu kesinlikle başarılı olur!

Ve hemen şunu da ekler...

Kendini kabul ettirme egosu, Türk futbolcusunun performansını ikiye katlar.Bu arada özgüven her futbolcu için gereklidir.

Ve bir hatırlatma... Dardanelspor 2.lig A kategorisinde oynarken sarı fırtına Metin Tekin de teknik direktör olarak görev yapıyordu. Selçuk’u genç takımda gördü. Beğendi, alıp A takımda oynattı.

Selçuk’un bugünlere gelişinde Metin Tekin’in de emeği vardır. Hatırlatmak istedim...
Yazarın Tüm Yazıları