Yalçın Bayer: Yeter! Söz milletin






Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Urfa'da tarih tekerrür ediyor

GÜNEYDOĞU Bölgesi'yle ilgili olarak gazeteci Mehmet Faraç ilginç kitaplar yazıyor. Faraç, 'Töre Kıskacında Kadın' ve 'Kod Adı Hizbullah'tan sonra üçüncü kitabı 'Harran ve Fırat'ın Bin Yıllık Dramı: Suyu Arayan Toprak'ı yazmış.

Arkadaşımız Vahap Munyar'ın dünkü ‘‘Yahudileri attır, bizimkileri aldır’’ yazısında, MHP'lilerin, Yahudilerin Urfa'da çalıştırılmaması konusunda Tarım Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp'ten istemde bulunduklarını okuyunca Faraç'ın kitabında anlattığı ilginç olayları anımsadık.

'Suyu Arayan Toprak'ta (Ozan Yayıncılık) anlatıldığına göre, Yahudiler 50 yıl önce de Urfa'da istenmemiş ve kovulmuş. Faraç, 'Yahudiler geri geldi' (s. 64-66) başlıklı bölümde, kentteki bu azınlıkla kavgaya giren eşraftan Cemil Hacıkamiloğlu'nun anılarına yer veriyor.

‘‘Fırat'ı, Harran'a akıtmak için çaba harcayan Hacıkamiloğlu, 1947'de Yahudiler'le alışveriş yapmamaları için esnafı ayaklandırır. Yahudiler arasındaki bir cinayetin Türkler üzerine yıkılmak istendiğine sinirlendiğini anlatan Hacıkamiloğlu olayı şöyle anlatır: 'Yahudiler beni Vali Kamuran Çukruğ'a şikáyet ettiler. Vali beni çağırdı. Elebaşı esnaflara emir vermişsin, Yahudi vatandaşlarla kimse alışveriş etmiyor, dedi. Evet etmiyorlar, dedim. Vali dedi ki: Alışveriş derhal başlamalıdır. Aksi halde ben adamı kurşuna dizerim. Yanıma yaklaştı. Sen Urfa kahramanının oğlusun. Yahudilerin arkasında Amerika, İngiltere var. Senden rica ediyorum, dedi. Ben de esnafın bileceği iş, dedim. Valinin yanından ayrıldım. Esnaf yine alışveriş yapmadı. Yahudiler, Diyarbakır'da Müfettişi Umumi Avni Doğan'a (CHP) müracaat ettiler. Doğan, Urfa'ya geldi. Yahudiler toplanıp ona şikáyet ettiler. Beni tutukladılar. Neticede Yahudiler memleketi terk ettiler. Bir tek Yahudi kalmadı Urfa'da. Yahudiler'in ticaretine Türkler hákim oldular.

Olay ileride kaderin cilvesi olarak anlatılacaktı. Hacıkamiloğlu bu olaydan 53 yıl sonra İsrail Başbakanı Ehud Barak'ın Harran Ovası'ndaki sulama projelerine talip olduğunu görseydi acaba ne yapardı? Onun Urfa'dan kovdurduğu Yahudiler, Hacıkamiloğlu'nun da hayata geçmesi için çabaladığı GAP nedeniyle yarım asır sonra Urfa'da at koşturmaya başlamışlardı.’’

GAP'ın tarihini anlatan Faraç, Harran'dan ilginç öyküler aktardığı kitabında, bölgedeki yatırımlarıyla istihdamı artıran Yahudiler ve İsrail'in bölgedeki çalışmalarına da yer vermiş. Bir toprak ağası olan DP'den belediye başkanlığı yapan Hacıkamiloğlu'ndan sonra, Toprak Reformu'na karşı çıkan ağaların torunu olan MHP'liler de şeriatçı basının desteğiyle Yahudi düşmanlığında bayrağı bırakmıyorlar.

Fransızlar'ın deyişi vardır:

‘‘Ne kadar değişirse değişsin hep aynı kalıyor.’’

Silivri direniyor

SİLİVRİ'de dünkü ‘‘Cezaevi istemiyoruz’’ mitinginde, ‘‘Halkı ezdirmeyeceğiz, Türkiye'yi soydurmayacağız’’ diye bağırıldı ve ardından eklendi:

‘‘Turizm kenti Silivri'ye cezaevi değil, üniversite yakışır.’’

Alipaşa Köyü Muhtarı Metin Gürsu, 21 sivil toplum girişimi adına Nursel Eren, geniş güvenlik önlemleri alınan mitingde özetle şöyle dediler:

‘‘Köyümüzde ve çevremizde terör suçluları, mafya ve çete elemanları, silah kaçakçıları, uyuşturucu tacirleri ve beyaz kadın satıcılarının kalacağı deniz manzaralı F tipi istemiyoruz... 1000 dönüm tarla bin ailenin ekmeği demektir. Silivri cezaevi ile değil, yoğurdu ve turizmiyle anılmalıdır.’’

Miting Tertip Komitesi adına konuşan Av. Necmi Şimşek, cezaevi yapılmasına karşı 9 bin imzalı dilekçeyi Cumhurbaşkanı Sezer'e ilettiklerini söyledi. Belediye Başkanı Selami Değirmenci, Adalet Bakanı Türk'e sorular yönelterek, ‘‘Bu işte yolsuzluk yapıldığı iddialarına karşı Başbakanlık Teftiş Kurulu veya Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu'nun devreye girmesini bekliyoruz’’ dedi.

Aşkale'de taş kırmak

İSTANBUL Ticaret Odası Başkanı Başkanı Mehmet Yıldırım, TOBB'un geçen yılki genel kurulunda ‘‘Hazırlanın, Erzurum Aşkale'ye taş kırmaya gidiyoruz’’ dediğini söyledi.

Yıldırım hafta sonu yapılan TOBB Genel Kurulu'nda bu sözlerini anımsattıktan sonra Erzurum Ticaret Odası Başkanı Lütfü Yücelik'e ‘‘Geliyoruz galiba...’’ demiş.

Oda Başkanı Yücelik'in yanıtı da ilginç olmuş:

‘‘Taş kıracaksınız ama sizlere verecek ekmeğimiz kalmadı.’’

Aşkale, tek parti döneminin simgesel bir ismi; Erzurum'un bir ilçesi... Varlık Vergisi'ni ödeyemeyenler buraya taş kırmaya gönderilirdi; özellikle de azınlıklar...

Yıldırım'ın bu sözleri, ANAP İstanbul Milletvekili Yılmaz Karakoyunlu'nun ‘‘Salkım Hanımın Taneleri’’ romanı, 1942'larda yaşananları anlatır. Geçen yıl romandan uyarlanın aynı adı taşıyan film çok beğenilmişti.

İş dünyası, Aşkale'ye gitme endişesi taşıyorsa canı çıkan gariban vatandaş ne yapsın, söyler misiniz?

O saygın adam

BİR insan hiç kızmaz, bağırmaz, küfür etmez mi? Evet o etmezdi. Bunu herkes bilir.

O kim mi? Tabii ki Orhan Olcay... O, Uğur Cebeci, Kani Atmaca, Özkan Altıntaş, Halim Ermiş ve Saadettin Teksoy'la birlikte açılan sınavda başarı göstererek mesleğe başlamıştı. İlhan Turalı'nın öğrencisi oldu; Çetin Emeç'in yanında iyi bir sayfa editörü oldu. Sonra Fikret Ercan'lı, Ergil Tezerdi'lili ve Hulki İlgün'lü dönem başladı. Hürriyet bünyesindeki 'Gazete' gazetesinin yönetmeni oldu.

O, bildik magazin dünyasının dışında kalan gazetecilerden biriydi. Olayın dedikodusuna değil, gerçeğine bakardı hep.

Bunca yıllık meslek yaşamında bir evi bile olmamıştı. Star'a gitti; iki yıl sonra Ertuğrul Özkök ve Fikret Ercan'a telefon etti:

‘‘İki yıllık askerliğim bitti, geri dönüyorum'' dedi.

Hürriyet'in beyefendi 'karaoğlan'ı artık Yazı İşleri Müdürü'ydü. Yuvasına dönmüştü.

Sevgili eşi İnci Hanım ve kızı Evrim, genç yaşta aramızdan ayrılan, adam gibi adam için elbette isyan edeceklerdi bizler gibi... Allah rahmet eylesin.

Haberin Devamı

Emin Çölaşan'ın yazısını unutmayın

ADANA'dan Cabbar Ağa, Adana ile ilgili yazılarımıza uzun süredir tepki vermiyordu, ama son 'Yanıtlar ve Gerçekler' yazısı üzerine dayanamamış bir faks notu geçmiş... Çok uzun şeyler yazmış ama özeti şöyle: ‘‘TCDD'nin eski istasyon bölgesindeki arsalardan söz ediyorsunuz. Sayın Selahattin Çolak, yazılanların gerçek olmadığını ileri sürüyor. Sayın Çolak ile Sayın Aytaç Durak'ın, 1989 öncesi birbirlerini talancılık ve teröristlikle suçlayan kişiler oldukları hálá hafızalardadır. O dönemde Sayın Emin Çölaşan'ın tam sayfa röportajı Hürriyet'te yayınlanmıştır. Ama 12 yıl önceydi, okuyun. Şimdi birbirlerine sarılmışlar. Durak'ın oğlu Gökhan Durak ile Çolak'ın, Adana'da kaç petrol istasyonu olduğunu köşenizden açıklamalarını istiyorum. Bunlara geçiş izinlerini Ahmet Cevdet Yağ vermemiş midir? Ayrıca, Seyhan Belediyesi ile çalışan bilgisayarcı SANPAŞ AŞ'yi gündeme getiriniz; belediyelerle ilişkilerini de... Adana Valisi Oğuz Kaan Köksal'a da bu bilgiler sunulur.’’

Cabbar Ağa, ‘‘Al takke ver külah mı’’ demek istiyor; biz henüz çözemedik.

MESAJ

DERİ Teknologları, Teknisyenleri ve Kimyacıları Derneği'nin (DETEK) ‘Yaşadıklarımız Bizi Nereye Götürüyor' konulu toplantısının konuşmacıları Mehmet Barlas, Akın Öngör ve Süleyman Südemir. Maslak Princess Otel'de bugün 18.30'da.

EMİNÖNÜ Belediyesi'nin 'Fetih Haftası' (İstanbul şarkıları ve şiirleri) Kadırga Kültür Merkezi'nde 18.00'de.

KOZANLILARA... Kozan'da doğmuş, Kozan'da yaşamışlarla dernekleşmek istiyoruz. Fransız işgalini kaldırdığımız kurtuluş günümüzü kutlamak için bir arada olacağız (yeri ve zamanı sonradan bildirilecektir). Bu duyguyla iletişim kurmak isteyenler arayabilir. (Tayyar Ateş; 0212-219 74 81)

Yazarın Tüm Yazıları