Yalçın Bayer: Tarihsel ve kültürel mirası ayrım yapmadan koruyalım

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

MİMARLAR Odası'nca İçişleri Bakanlığı ile ÇEKÜL Vakfı'nın da katılımlarıyla ‘‘Mimarlık ve Kültürel Çoğulculuk’’ konusunda Türkiye'nin değişik bölgelerinde geleneksel mimarlık örnekleri ve tarihi kent dokuları üzerinde ilginç değerlendirmeler yapılıyor.

Kastamonu, Bursa ve Antalya'dan sonra önceki hafta Antakya'da yapılan toplantıda, ülkemizin bütün duyarlı kişi ve kuruluşları, tarihsel ve kültürel mirasın korunması ve yaşatılması konusunda her türlü olanaklarını seferber etmeye çağrıldı. İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, ÇEKÜL Başkanı Prof. Metin Sözen, Mimarlar Odası Genel Başkanı Oktay Ekinci ile Hatay, Adana, Adıyaman, Bursa, Gaziantep, İçel, K.Maraş, Kilis, Osmaniye ve Şanlıurfa valilerinin katıldığı toplantıdan sonra yayınlanan 'Antakya Bildirisi'nde şu değerlendirme yapılıyor:

‘‘Ülkemizin hemen her yöresindeki ve her kentindeki tarihsel ve kültürel mimarın, bu toprakları tarih boyunca yurt edinmiş ve birlikte dostça yaşamış farklı kültür ve inançların kendilerine has ve birbirlerinden etkilenen özgün renklere ve değişik kimliklere sahip olması, Türkiye'nin dünya üzerindeki en değerli zenginliklerinden birini oluşturmakta olup, hem ulusal, hem de evrensel kişiliğini ve değerini yansıtmaktadır.

Cumhuriyet ile birlikte ve Atatürk'ün önderliğinde kültür ve tarih anlayışımızın temelini oluşturan; tarih boyunca Türkiye topraklarına kimlik ve uygarlık değerlerin kazandıran tüm kültürlerin sahibi ve mirasçısı olduğumuz yönündeki kararlılığımız ile aynı çağdaş ve laik ilkeye bağlı olarak yine tüm inanç ve kütürleri eş saygınlıkta gören devlet ve hukuk geleneğimiz gereği olarak, kentlerimizi bezeyen ve tarihsel kent dokularımıza hoşgörülü ve barışçıl bir sosyal yaşamın karakterini yansıtan tüm mimarlık, kültür ve tabiat mirasını aynı özlem ve sorumluluk içinde koruyup gelecek kuşaklara aktarmak yine tüm ulusal kurumlarımızla birlikte valiliklerimizin de önde gelen yasal ve ahlaki yükümlülükleri arasındadır.’’

Antakya Bildirisi'nde, kültürel zenginliğimizin özgün ve evrensel niteliğinin hemen tüm yönleri ile Antakya'da yansıtıldığı, felsefi yönüyle de 'birlikte var olmak' ve 'kültür alaşımı' oluşturulduğu kaydediliyor. Sözde Ermeni soykırımı tasarısına değinilen bildiride, ‘‘Buna verilecek en iyi yanıt, tarih boyunca bu topraklarda dostça yaşamış her inanç ve kültürlerden Anadolu insanlarının yine tarih boyunca birlikte ürettikleri uygarlık ve kültür mirasına sahip çıkmamız, tüm mimarlık ve sanat ürünlerini ayrım yapmadan korumamızdır’’ dedi.

Anlamlı ve sorumluluk gerektiren bu bildiriden valilerin çıkaracakları büyük görevler var. Yeter ki gayret ve niyet olsun.

‘Kasırga’ya teşekkür

EN sevdiğimiz kasırgalar, en mutlu eden kasırgalar bunlar/'Haram geçilmez', 'Hak geçmez' yelek sırtınızda/Vatanının, bayrağının, milletinin aşkına dayamışsınız sırtınızı/Hep ellerimiz acısın istiyoruz, bu alkışlarda.

Hatırlıyorum, kasırga değil, meltem esmezdi bir zamanlar/Üfürenler, el bağlayanlar, iki büklüm ne, kat kat/Size verecek tek sermayemiz, gönlümüzde sımsıcak sevdalar/Yağcılık değil, hayranlık naraları dudaklarımızdaki nakarat...

Sana kendimiz için değil, torunumuz, onların torunu için teşekkürler.

Her gün bir mankenle, ayrı şarkıcıyla poz verirken sahte rapor alanlar/Vergisiz, nasıl kazandığını açıklamadığı parayı saçanlar/En kutsal görev askerlikten kaçanlar/Gayrimeşru çocuklarının anaları 'daha askerliğe hazır değil' diye beyanatta bulunanlar/Hangi diskonun kuytusunda, hangi yatın kamarasındaysalar/Şayet kulağından tutup çıkartırsanız deliklerinden/Alnınızdan da öpeceğim, değil sadece elinizden.

Turhan IŞIKAN-İSTANBUL

Siyasi rantçılara

TURİZM Bakanı Erkan Mumcu'ya gelen İstanbul'dan M.Tuna Çatal'ın tepkisini aynen aktarıyoruz:

‘‘Siz isterseniz hilafeti bile geri getirebilirsiniz’’ diyen zihniyetin temsilcisi misiniz?

28 Şubat süreci olmasaydı, memleketiniz Yalvaç'a, örneğin Nurcular'ın liderinin elini öpmeden giremeyecektiniz.

İstanbul Üniversitesi'ndeki törende Rektör Kemal Alemdaroğlu, üniversitelerimizi saran tarikatçılara çatıyor, irtica tehlikesinden bahsediyor. Siz de gerçeklere sırtınızı dönüp siyasal yatırım yolunu seçiyorsunuz. FP'nin kapatılma olasılığının bulunduğu bir sırada şov yaparak bir taşla iki kuş vurmak istiyorsunuz.

Cumhuriyetin değerlerini bu anlayış böyle zedeliyor.

Hiç olmazsa aynı törende öğrencilere 'uyanık olun' çağrısında bulunan Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün konuşma metnini elinize alın, dikkatlice okuyun lütfen. Türk'ün neler anlatmak istediğini, 'kışkırtıcılığın' ne olduğunu iyice bir düşünün.

Ne güzel bir deyimdir: ‘‘Ben diyorum bayram haftası, sen diyorsun mangal tahtası.’’

Livaneli CHP'de

kaydını yenilememiş

ANKARA'dan geçen dönemin bir PM üyesi arayarak, ‘‘Zülfü Livaneli, CHP üyesi mi?’’ diye soruyor, sonra da kendi yanıtlıyor:

‘‘Hayır’’ diyor ‘‘Kaydını yenilemedi.’’

‘‘Belki de son gün yeni üye olmuş olabilir’’ diyoruz.

‘‘Genel Merkez'e kurultay öncesinde bir başvuru gelmedi. Zaten olamaz, 6 aylık süre gerekiyor aday olabilmesi için’’ diyor.

‘‘Ne olur?’’ diyoruz.

‘‘Hiçbir karara gerek olmadan PM üyeliğinin düşmesi lazım. Zaten, bu durumu Baykal ekibinden bazı üyeler de biliyor’’ diyor.

Bakalım ne olacak?

Bir düşünün

KIZKULESİ gibi bir yapının özel kişi ve kuruluşlara -Ahmet Hamoğlu- tahsis edilmesi yanlıştır ve bu yanlış karardan dönülmelidir. Hamoğlu Holding'in yaptığı harcamaların bilirkişi eliyle belirlenmesi ve kendisine ödenmesi, Kızkulesi'nin Kültür Bakanlığı eliyle bilimsel bir restorasyona tabi tutulması gerekmektedir.

Böylesi bir tarihi yapıyı 'aile çay bahçesi' derecesine indirgemeye hazır olanlara, deniz manzaralı çay keşfini kaçırıyormuşçasına bize kızanlara, bir daha düşünmelerini tavsiye ediyoruz.

Bülend TUNA İSTANBUL

SSK Genel Müdürü Zekai Özcan, mahkeme kararıyla ikinci kez göreve döndü. Ancak Bakan Yaşar Okuyan tarafından görevine başlatılmıyor. Aynı şekilde görevden alınan başhekimler göreve döndürülmüyor. Bu durumda, hukuksuzluk bizzat bakan tarafından bir anlayış olarak benimsenmiş olmuyor mu? Ahmet Sezer böylece haklı olmuyor mu?

Yazarın Tüm Yazıları