Yağış sadece kuzeydoğuda

Yağışlar batı ve orta bölgeleri terk ediyor. Bugün Doğu Karadeniz ile Doğu Anadolu’nun kuzey kesimlerinde bekleniyor. Hafta sonunda biraz zayıflasa da yine bu kesimlerde olacak. Sıcaklık değerleri hafta sonunda bugünden çok farklı değil. Ay sonuna doğru ilerlerken sıcaklık değerlerinde artışlar var, bültenlerimizi takip edin Pastırma Yazı olabilir. Bununla ilgili detaylar hava durumu bültenlerimizde olacak.

*

Önceki yıllarda yağış haberi verdiğimizde insanların yüzleri buruşur; "Yaaa planım vardı, mahvoldu" tarzı tepkiler gelirdi. Öyle ki bazen "psikolojimiz bozuldu, ne zaman yağış kesilecek, şu gri bulutlar dağılacak?" şeklinde elektronik postalar alıyordum. Hatta uzmanlarla konuştuğumda; kapalı kasvetli havaların bazılarında depresif eğilimleri artırdığını söylüyordu. Şimdi ise bırakın depresif eğilimleri artırmayı, bulutlar ve sağanak yağışlar içimizi açar oldu. Dışarıdan seyretmek bile zevk veriyor, sanki havadaki su üzerimizdeki elektriği alıyor! Posta posta yağışlar gelmeye başladı. Bu durum bizi mevsimlerin dengeye girmeye başladığı noktasında ümitlendiriyor. Çünkü beklenti; önümüzdeki kışın normallere yakın seviyelerde yağışlı geçmesi yönünde. Bunun üzerine yağış başlangıçlarını görünce mevsimsel öngörülerin tutacağı yönünde ümidimiz artıyor. Ama siz düşünüyor musunuz ki 1.5 yıldır yaşadığımız kurak dönemin sıkıntıları bir mevsimlik yağışla bitsin? Bu mümkün değil. Son günlerde ara ara su baskınları yaşansa da işe yarar faydalı yağışlar geldi. Ama bu yağışlar barajları doldurmak değil, toprağın istediği seviyede neme kavuşmasını bile daha sağlayamadı. Hep bahsediyorum; evet biz su fakiri bir ülke değiliz ama su zengini hiç değiliz! Bu durumda yerimizi bileceğiz ve su zengini olmayan ve kaynaklarını kaybeden bir ülke gibi yaşamayı öğreneceğiz. Evet söylüyoruz, önümüzdeki haftalarda aylarda ara ara yağışlar gelecek, hatta yüksek ihtimalle mevsim gerçeklerinde yağışlar alacağız ama unutmayın mevsim gerçeklerinde. Yani bizim gerçeğimiz: Su zengini olmayan ve kaynaklarını aşama aşama kaybeden bir ülke olmak! Bu nedenle aynen deprem gerçeğiyle binalarımızı kuvvetlendirip, kurallarına göre yaşamayı öğrenmemiz gerektiği gibi, büyük şehirler için hangi proje yapılırsa yapılsın su zengini olmadığımız gerçeğine göre yaşamamız gerekiyor. Kaynaklarımızın % 70’ini kullanan tarımsal sulama için devlet bazında bilinçlendirme ve eğitim çalışmaları yapılması gerekiyor ve yapılıyor. Evlerimizdeki harcamalarımızı kısıtlayabilmek için geçen haftalarda size TEMA’nın Suyunu Boşa Harcama projesinden bahsetmiştim. 5 madde var: 1- Bulaşık makinesi elde yıkamaya göre daha az su harcar, 2- Tıraş olurken, diş fırçalarken suyu ihtiyacımız kadar kullanacağız, kalan kısımda musluğu kapatmayı öğreneceğiz, 3- Sebze meyve yıkarken suyu daha iktisatlı kullanacağız, 4- Gereksiz yere sifon çekmeyeceğiz, 5- Banyoların sürelerini biraz kısaltacağız. Size rakamlardan bahsedeyim de o kadar yağan yağmurun ne derece barajlarımızı etkilediğini (daha doğrusu etkilemediğini) görün. Barajların doluluk oranı (aslında boş barajlarımızın doluluk oranı desek belki daha doğru): günlerce yağmur yağdı, hatta seller oldu, İstanbul’da barajların doluluk oranı % 12, Başkent’te % 0,2, Bursa’da % 5,5. Bakın büyük şehirler için bir yerden su taşımak belki bir zorunluluk ama hatırlayın 90’lı yıllarda İstanbul’a Istrancalar’dan su getiriliyordu, sırada Melen var, şimdi de onu tüketeceğiz, sırada ne var? Yağmurların başlaması hiçbir şeyi değiştirmiyor, düzenli yağışlar olsa önümüzdeki 1 yıl suyumuz yok gibi tasarruflu yaşayacağız, suyumuz yok, suyumuz yok, suyumuz yok! Kaynaklarımızı bitirmememiz lazım, şehir planlarımızı bölgesel su dağılımını da göz önünde tutarak yapmamız lazım (tabii öyle bir plan varsa), Suyumuzu Boşa Harcamamamız lazım!
Yazarın Tüm Yazıları