GeriSeyahat Wine’n Roses
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Wine’n Roses

Wine’n Roses

Hayri Molu ile yaklaşık iki yıl önce tesadüfen tanıştım.O gün Hyatt Regency Otel'de Şarap Dostları'nın Kaliforniya şarapları tadımı vardı.Hayri ile yanyana oturduk.Daha o zamanlar bir gün şarap ağırlıklı bir restoran açma hayallerinden bahsediyordu.Eşi Arzu ile birlikte sonunda hayallerini gerçekleştirdiler.Altı ay kadar önce Wine'n Roses açıldı.Gideceğim dedim dedim bir türlü denk getiremedim.En nihayet iki hafta önce adımımı atmayı başardım restorana.Sevdiğim iki insan oldukları için Hayri ve Arzu için sevindim çünkü biliyorsunuz İstanbul artık bir restoran yiyip tüketme canavarına dönüşmüş durumda.Çok hızlı bir kapanma ve açılma oranı var. Dönüşüm çok fazla.Gerçi New York'ta da durum aynı. Orada da geçen bir yıl içinde tam 260 küsur restoran açılmış ve aynen o sayıda da restoran kapanmış.Anlaşılan metropol haline dönüşmenin kaçınılmaz bir sonucu bu.Bu yüzden de bir restoranın kendini oturtup, kimliğini deneme yanılma yoluyla kazanması için gerekli olan en azından iki yıllık süre hiçbir restorana tanınmıyor.O gece Wine'n Roses'a gittiğimde gördüm ki bu restoran daha şimdiden müşterisini bulmuş.Salon doluydu ve her masada yediğinden içtiğinden keyif almakta olan insan manzaraları vardı.Açıkça söyleyeyim ben daha burası hizmete açılmadan önce bir kez ziyaret etiğimde restoranın dekorasyonunu tekdüze bulmuştum.Şarap ağırlıklı olduğu için belki de daha ağır renklerin mesela kahverenginin daha fazla kullanılmasını bekliyordum.Ancak dekorasyon konusunda yanılmışım çünkü restoran boş olmayınca bu kullanılan renkler müşterilerle birlikte güzel bir uyum ortaya koymuş.İnsanı rahatlatan ve yemeye teşvik eden bir hava oluşturuyor renkler.Kapıdan girer girmez sağ tarafta güzel bir bar var.Burada başta Kaliforniya'dan gelenler olmak üzere güzel şarapları bardakla deneyebiliyorsunuz.Büyük ekran televizyon buraya biraz sport bar havası da vermiş ama ortam sport barlarda olduğu gibi gürültülü kesinlikle değil.***Gelelim şimdi mönüye.Aslında mönü hakkında konuşmak için biraz erken.Dedim ya bu restoran tam kimliğini bulmak için her restorana açılması gereken açık çeki kullanma gücünü yakalamış durumda.Bu nedenle de ilginç bir şey yapmışlar.Amerika'da bulunan Culinery Institute adlı şeflik okulundan 43 yaşında bir bayan aşçıyla anlaşmışlar.Amerika'da sadece iki Culinery Instute var. Bunlardan bir tanesi Napa Valley'de, diğeri de New York'ta.Bu bayan şef Napa Valley'dekinden gelecek. Belki de bu satırları okurken siz, geldi bile.Tabii o her kendisine saygı duyan şefin yapacağı gibi mönüyü baştan aşağıya değiştirecek.Bu nedenle aslında Wine'n Roses'ın yemek mönüsü hakkında konuşmak ve yargılarda bulunmak için kesinlikle zaman uygun değil.Ama hiç olmazsa şunu söyleyebilirim ki Amerika'da Diner tipi restoranlardaki veya Cheese Cake Factory gibi muhteşem büyük mönülere sahip olan restoranlardaki mönü zenginliğini özleyenler Wine'n Roses'da nostaljik anlar yaşayacaklar.Etten balığa, tavuktan Meksika yemeklerine herşeyden özenle seçilmiş örnekler konulmuş mönüye.Ceasers Salad'ıyla, Chicken Wings'iyle, aslında mönü birayla da son derece uyum sağlayan, Amerika'daki tipik lezzetli yemek sunan bar mönülerini de çağrıştırıyor.Tam bar usulü Nacho'lar da var antreler arasında, bunu da denemeyi unutmayın.Ben o gece Amerikan usulü kalın biftek yedim. Tek şikayetim bifteğin Amerika'da olduğu kadar büyük olmamasıydı.Fajitas gibi tipik Meksika yemekleri de başarılıydı.Balıklardan karartılmış somonu tercih edebilirsiniz.Bunları tadarken ilk önce bir Cabernet Sauvignon daha sonra da Zinfandel içtik.Daha önce de tattığım bu şaraplar bizi yine mutluluktan uçurdu.Tabii bence Meksika yemekleri şarapla iyi gitmiyordu ama o gece ithal de olsa bira içmeye kesinlikle niyetim yoktu.Bu restoranın İstanbul'daki en muhteşem avantajı Hayri ile Arzu'nun Amerika'nın ünlü Sutter Home, Geyser Peak ve Canyon Road şaraplarının temsilcileri ve resmi ithalatçıları olmaları.Bu nedenle de restoranın alt katında hiç tükenmeyecek miktarda stoklarının durduğu bir mahzenleri de var.Beni orada kilitlemeleri önerimi ne yazık ki kabul etmediler, çok üzgünüm.Ve tabii ki bu yemeği güzel bir tatlıyla bitireceksiniz.Hiç çekinmeyin listedeki tatlılardan herhangi bir tanesini hemen ısmarlayın.MISSISIPI MUD PIERestoranın tatlı şefini özellikle tebrik ediyorum, son derece başarılıydı.Tavsiyem, Cheesecake, Brownie veya Missisipi Mud Pie arasında bir seçim yapın.Gerçi benim gibi Mud Pie'ı seçenler kalp krizi geçirmenin kıyısından dönebilirler ama olsun en azından ölseniz de mutlu gideceksiniz ve hatırladığınız son şey o muhteşem çikolata tadı olacak.Restoranda bir de minik hümidor oluşturmuşlar, güzel seçilmiş türde puroları sunuyorlar.Gerçi şarap sonrasında ağır içki tavsiye etmem genellikle ama bir küçük kadeh konyaktan da, özellikle bu muhteşem tatlıdan sonra zarar gelmez.Dediğim gibi bu restoran daha çok gelişecek, yeni şefiyle yepyeni tadlar sunacak bizlere.Sahip çıkalım ve keyfimize bakalım.Tavsiye ediyorum.Adres: Spor Caddesi No: 183 BeşiktaşTelefon: (212) 236 20 92
False