Vicdanlardaki 'kupa'

İKTİDARIN ‘Yargı vesayeti’ tanımı üzerinden sadece kendine yönelik adalet arayışını sürekli sahaya sürdüğü bir dönemde aslında meselenin ‘Herkes için adalet’ tanımı olması gerektiği öylesine aşikâr ki...

Haberin Devamı

Bırakın temel hukuk bilgilerini, sadece sıradan bir insan olarak yüreğinizin bir yerinde duran ve gerektiğinde kullanacağınıza inanılan o en temel adalet mekanizması, yani ‘Vicdan’ aslında her şeyi çözmeye yetiyor. Eğer siz içinizdeki ‘Atıl ama her an sahaya sürülmeye hazır’ bu sistemi bir an bile devreye soksanız, çoğunluk için de ‘Öteki’ için de doğru kararları alabilirsiniz. Yüzyıllar boyu insanlık tarihinin geçirdiği evrelerin kısa bir özeti olarak artık günümüzde modern hayatın da bir vazgeçilmesi konumumdaki hukuk ise, bir anlamda vicdanlarımızın bizleri yanıltabileceği noktalarda, ‘Toplumsal vicdan’ın ifadesi olarak devreye girmek için vardır.
‘Günümüz futbolu’ ise malum yaşadığımız hayatın da türevidir ve toplumsal zeminde tartıştığımız her bir kavram, bir şekilde adeta oyunun kendi doğası içinde karşılığını bulur. Çok uzaklara gitmeye gerek yok, dün ilk maçları oynanan ve bugün de devam edilecek ‘Ziraat Türkiye Kupası grup aşaması’, bize futbol dünyamızdaki adaletsizliğin en temel verilerinden birini sunmakta. Bu konuyu daha önce de defalarca yazdım ama tarihe tekrar tekrar kayıt düşmek ve sistemin kendi içindeki iflasını hatırlatmak bakımından bir kez daha suyu bulandırmak (!) gerekiyor sanırım.
Grup aşaması öncesi oynanan tek maç usulü elemeli turlar, bizi kupanın her ruhunu hatırlamıştı. Malum sistem bu topraklarda hep ‘Büyükler’in kazanması üzerine kuruludur ve adalet mekanizması da bu yönde işler. Kuşkusuz tüm dünyada da enikonu benzer bir sistem vardır ve liglerin her daim ‘Büyükler’i sahnedeki yerlerini alırlar ve kendi hükümranlıklarını zayıflara dayatırlar. Kupa ise küçüklerin nefes alanıdır. Tek maç oynanır, o gün diri olan, ayakta kalan, inancını daha fazla sahaya yansıtan, bazen de oyunun doğasındaki sürprizlere sırtını dayayan turu geçer. İki tur önce Fethiyespor, Bucaspor ve Balıkesirspor böyle 90 dakikalar ortaya koydu ve ligimizin ‘Üç büyüğü’nü saf dışı bıraktı. Keza Gaziantep BB de Galatasaray karşısında benzer bir başarıya imza atacaktı, yapamadı.

Haberin Devamı

NAFiLE BiR UYGULAMA

Haberin Devamı

GRUP aşaması ise sistemi bir sakız gibi gereksizce uzatmak ama oynanan altı maç üzerinde sözde hem yayıncı kuruluşa, hem de takımlara yeni gelir kapıları açmak üzere tasarlanmış, kupa ruhuna son derece ters, manasız bir uygulama. Nitekim sahne alacak sekiz takım içinde sadece bir büyüğün bulunması, özellikle yayıncı kuruluş açısından çok da tercih edilen bir gelişme olmadı. Neyse, bundan sonrası tekrar olacak. Nasıl bir çözüm olur? Statü önümüzdeki sezon acilen değiştirilir, finale kadar tek maçlık heyecanlarla devam edilir. Altı maçlık grup aşamasında dağıtılan paralar ve bölüşülen yayın gelirleri, mesela çeyrek final aşamasından itibaren arttırılan meblağlarla yine takımlara fazladan bir gelir olarak kasalara yansır. Örneğin yakın geçmişte İnegölspor Beşiktaş’ı yenmiş ama grup mantığı içinde bu galibiyetin pek bir önemi olmamıştı. Dolayısıyla her maçın anlamı ‘tarihsel’ ifadelere bile dönüşebilir, futbolun adaleti de hukuka ihtiyaç duymadan sahadaki oyunun karşılığı olarak vicdanlardaki yerini de sağlamlaştırır.
Eğer böyle bir sistem yürürlükte olsaydı mesela bugünkü Galatasaray-Tokatspor maçı da bambaşka anlamlar ifade edecekti. Lakin şimdiki düzende konuk ekibin TT Arena’da alacağı beraberlik ya da galibiyetin altı maçlık periyot sonunda pek kıymet-i harbiyesi olmayabilir. Hayatta sağlayamadığımız adaleti futbol alanında beklemek elbette naiflik ya da gereksiz romantiklik olarak kabul edilebilir ama ben yine de basit bir statü değişikliğiyle en azından uygulamada sistemin hiç olmazsa bu cephede kendini huzurlu hissedeceğini düşünüyorum.

Haberin Devamı

ALMEIDA’NIN KISMETSİZLİĞİ

3-0 tescil edilen Galatasaray maçı ve yeniden oynanmasına karar verilen Kasımpaşa mücadelesi (tabii ‘Tahkim de TFF’nin hükmünü onaylarsa’ diye uyarı notumuzu düşelim)... Beşiktaş’ın bu sezon gol yollarındaki en verimli ismi Hugo Almeida’nın iki golü böylece silinmiş oluyor. Yazık tabii. Siz sahada görevinizi yerine getiriyor ve golünüzü atıyorsunuz ama saha dışı etmenlerle emeğiniz kayıttan düşülüyor. Hoş Kasımpaşa maçının tekrarında, mücadeleyi siyah beyazlıların kazanması halinde takımın hanesine üç puan yazılacak ve bu, Almeida’nın kaybının yanında çok daha önemli diyebilirsiniz elbet.
Yine de Portekizli golcü adına şöyle bir çözüm var: Takım arkadaşları bundan sonraki maçlarda gol pozisyonlarında sırf Almeida’ya çalışarak, bu kayıpları telafi etmeye çalışabilir. Hani Tanju Çolak’ın ‘rekor’ kırarak ‘Gol Kralı’ olduğu sezon da Yusuf Altuntaş’ın üzerinde atlayarak arkadaşına gol attırdığı bir pozisyon vardı ya, tıpkı onun gibi!..

Yazarın Tüm Yazıları