Uzlaşma yok

Güncelleme Tarihi:

Uzlaşma yok
Oluşturulma Tarihi: Nisan 29, 2003 00:00

* F.Bahçe'de düzenlenen F.Bahçe 1907 Derneği'nin Arama Konferansı'na yönetimden katılımın olmamasını, böyle bir organizasyon yapılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?F.Bahçe yönetimi, kendine göre bu konferansı olumsuz bulmuş olabilir. Çünkü, yönetim ve başkan ‘‘Biz 2004'e kadar işimizin başındayız’’ diyor. Ayrıca F.Bahçe Kulübü'nün 21 kişilik yönetim kurulu var. F.Bahçe 1907 Derneği, başkana diyor ki, ‘‘Buraya sen ve iki yöneticin gelsin. Zaten 40 kişilik bir grup var.’’ Zaten dernektekilerin yarısıyla F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım ve yöneticilerinin arası iyi değil. Gerçi derneğin de kendi içinde tutarlı tarafı da yok. Orası da ikiye bölünmüş durumda. Ama bu tip toplantılar her zaman faydalı olur. Nitekim, önemli kişiler geldi, fikirlerini söylediler. Kimdi bu kişiler, emekli orgenerallerden Necati Özgen, Edip Başer, Prof. Dr. Emre Gönensay, CHP Genel Başkan Yardımcısı İnal Batu, eski başkanlardan Ali Şen, eski yöneticilerden Gürbüz Refioğlu, Şadan Kalkavan, Kadıköy Grubu lideri Kazım Bayülken, eski futbolculardan Küçük Fikret, Halit Deringöl, ressam Bedri Baykam ve Mustafa Taviloğlu ile Ali Bayramoğlu Herkes fikirlerini söyledi. Bunlar F.Bahçe'ye gönül, emek vermiş insanlar. Yönetim de olmalıydıAncak şu bir gerçek ki, bu tip şeyler yapılırken, amaç bir bütünleşmeyse o işin başındakilerin de orada bulunması lazımdı. Bu işi yapıyorsan en önemlisi yönetimdir. Herkes bir yerde o yönetime, başkana bağlıdır. Dernek, ‘‘Davet ettik, başkan da biz hepimiz katılırsak geliriz’’ yanıtı verdi diyor. Her iki tarafın haklı olduğu yanlar var. Ama neticede o haklı, bu haklı bir birlik sağlanamıyor. Amaç F.Bahçe Kulübü’nün nasıl yapılanacağıydı, mali yapısının nasıl düzenleneceğiydi, hepsi 1 güne sıkıştı. Doç.Dr Oğuz Babüroğlu'nun dediği gibi bu konferansın en az 3 gün olması lazım.Ben konferansa gazeteci olarak bulundum. Fikir belirtmedim. Zaten 5 senedir yazıyoruz, ama kimsenin anladığı da yok. konuşanlar F.Bahçe'de yöneticiler, başkanlık yapmış adamlar. İşin ilginç yanı bu kadar biliyorlar da neden bugüne kadar bir şey yapamadılar. Herkesin rahatsız olduğu ortak konu yönetim kurulunun 21 kişiden oluşması. 1968-69'larda bu yönetim 9 kişiydi. Gruplar kendi adamlarını yönetime sokmak için uğraştı. Ali Şen'den itibaren kazanacak isimler gruplardan adamlar alarak bu yönetimi 21 kişiye çıkardılar. Gruplar aman yönetime adam sokalım peşindeler. F.Bahçe'nin menfaatleri için çalışmıyorlar da yönetime adam sokmak için didiniyorlar.Başkan değerlendirirF.Bahçe'de böyle bir cümbüş var. Bu konferansın sonucunda ne olur, ne biter, F.Bahçe üzerinde ne kadar tesirli olur bunu başkanın tutumu belirleyecek. Çünkü başkan herkesin üzerinde. Başkan ve yönetimi iyi şeylerin yanında kötü şeyler de yaptı. Başkan beğenilmiyorsa, 2.000 imza toplanır, kongreye gidilir. Artık dışarıdan çıkıp, ‘‘Başkan istifa et’’ demenin anlamı yok. Bunu diyeceklerine başkana yardımcı ve birlik içinde olmaları lazım. ‘‘İstifa et’’ derken, karşısına da bir başkan adayı çıkarmaları lazım. ‘‘İstifa etsin çıkarırız’’ demek komedi.Korkarak çıkıyorlar* F.Bahçe kazanmayı unuttu. Son dönemde teknik sorumluluğu kim üstlense kötü gidişe çözüm olamıyor. F.Bahçe'deki başarısızlığın altında yatan neden ne? Yönetim çıkış için ne yapmalı?Bu seneyi böyle bitirecekler. Tabii, futbolcular sahaya korku içinde çıkar ve sinir içinde olursa, yetenekleri de sınırlıysa, kazanmak biraz güç olur. Ne kadar kendi sahanda da oynasan işin zorlaşır. F.Bahçeli futbolcular sahaya korkuyla çıktıklarından rahat değiller. Bu da güçlerine, enerjilerine tesir ediyor. Büyük hatalar yapıyorlar. Kendilerine güvenleri kalmamış, bu böyle devam edecek. Herkes sahada kendini kurtarmaya çalışıyor. Bundan böyle takım oyunu ve yardımlaşma beklemek yanlış. Çünkü artık futbolcu seyirciden çekinir, bir an önce bitsin de gidelim diye düşünür. Düşenin dostu olmaz, bir de hakem vurur. Bu ne zaman durulur, galibiyet, sezon sonunda kurulacak yeni bir takım, yeni bir antrenör ve ruhla. Bugün oynayanların çoğu aslında F.Bahçe'de oynamayacak futbolcular. Bir de gençler problemi çıktı ortaya. Kadrodaki 20-22 yaşındaki adam nasıl genç görülüyor ve çıkış yapacak. Çıkış yapacak adam 16-17 yaşında kendini belli eder. Hep yanlış yapıldı* Fenerbahçe'de Sadettin Saran'ın Futbol Şube Sorumluluğu görevinden ayrılma kararı ve yapılan spekülasyonlar hakkındaki yorumunuz?Kulüpte spekülasyon bitmez. Ne olduğunu net bilmiyorum. Saran oraya Futbol Şube Sorumlusu olarak göreve getirildi. O bu görevi benimsemiş mi, benimsememiş mi bilmiyorum. Vargücüyle bir şeyler yapmaya çalıştı, ama Saran vazgeçilmez değil. Yerine bir başkası gelir. Ayrıca F.Bahçe yönetimi de görevini değiştirebilir. Bundan kimsenin alınmasına gerek yok. Saran zaten yönetim kurulundaki görevine devam ediyor. Saran başka yerlerde, yerine gelen de o görevde faydalı olabilir. Belki de Saran yoruldu, yıprandı, kendisi istifa etmek istedi. Ona da hak vermek lazım. Çünkü yaptığı işlerde, takımı rayına oturtamadı. Şimdi onun yerine göreve biri getirilir veya getirilmez. Belki bir komite kurulur. Belki de başkan tek başına bu sorumluluğu üstlenir, bu bilinmez. Ancak görünen bir gerçek var, bugüne kadar işler iyi yapılmadı. Bugüne gelinmesinin ana nedeni, futbolcu ve antrenör seçimindeki yanlışlıklar.Beşiktaş imkanlarını iyi kullanamıyor* G.Saray ve G.Birliği haftayı kayıpla kapadı. Bu kayıplar, şampiyonluk yarışının seyrini nasıl etkileyecek?Bu kayıplar Beşiktaş'a yaradı. Aslına bakarsanız Beşiktaş da kötü durumda. Bir santrforu cezalı, biri formsuz, birini gönderdiler. Pancu, esasında bir santrfor olarak ileride oynatılabilir ama onunda bir sakatlık problemi var. Aslında Beşiktaş daha iyi bir futbol oynayan futbolcuları sahaya sürmeli. Ayrıca Sergen'in oyunda sürekli kalması lazım. Pas verir, bir vuruş yapar sonucu değiştirir. Belki fizik olarak düştü, ama F.Bahçe maçında maşallah fevkalede oynadı. Tümer'i kazanmalı, Sergen ile birlikte, zaman zaman değiştirerek de olsa oynatmalı. Beşiktaş elindeki imkanlardan tam faydalanmıyor gibi geliyor. Elazığ karşısında sahada kaliteli oyuncuları olsaydı, farklı bir skor yakalayabilirdi.Türkiye'de bir şey yanlış anlaşılıyor. Futbol futbolcuyla oynanır. Antrenör takımı hazırlar, en iyi futbolcuları en iyi yere koyup, en iyi kadroyu sahaya çıkarır. İyi futbolcular varsa iyi futbol oynanır.Türkiye'de oyun esnasında antrenör faktörü başarının yüzde 10'u. Adam sahaya çıkıp kendisi mi oynayacak. Saha kenarında bağırsa futbolcu demoralize olur. Aslında bıçak sırtında bir iştir antrenörlük. Önemli olan sahada takım içinde ağırlığını koyacak bir lider olmasıdır. G.Saray'daki eski Hagi gibi. F.Bahçe'de böyle bir lider yok. Beşiktaş'ta liderliği Sergen yapmaya başladı, ama liderin ayrı bir klas ve bilgi birikiminde olması lazım. Bu sahada kendi kendine olur. Bir futbolcuya lidersin demekle lider olmaz. Bu vasıfı sahada futbolcu kazanır.Lider eksikliği G.Saray için de geçerli. Ayrıca Adana maçında Xavier arkasında adam var mı, yok mu farkında değil. İki gol de onun yüzünden yendi. Takımlar yerli yerine oturtulunca bunlar düzelecek. Bugün 3 takımdan ne Beşiktaş ne de G.Saray'ın oturmuş kadrosu yok.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!