Uzayda canlı hayat arayışı başarılı olacak mı?

Güncelleme Tarihi:

Uzayda canlı hayat arayışı başarılı olacak mı
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 28, 2004 21:17

Mars’ta bilim insanları robotlar aracılığıyla dört koldan canlı hayatın arayışı peşinde. Suyun aktığı her herde yaşam olduğuna olan inanç, Mars’ta mutlaka canlıların izinin bulunacağı noktasında odaklandı. Peki astaro biyologlar, yani uzayda canlı hayat uzmanları ne diyor?

Alman Hava ve Uzay Yolculukları Merkezi eksobiyologu, yaşam için gerekli olan organik moleküllerin uzayın her yerinde bulunduğuna inanıyor. Die Zeit gazetesine konuşan Gerda Horneck, Dünya dışındaki yaşam hakkındaki düşüncelerini aktardı.

Avrupa’nın Mars Express uydusu şimdi Kızıl Gezegen’in kutuplarında büyük su rezervlerinin varlığını kanıtladı. Bu bilgi yakında Mars’ta canlılara ulaşabileceğimizi mi gösteriyor?

- Şimdilik sadece dünyadaki yaşamı biliyoruz. Bu yüzden de yeryüzündeki yaşam için gerekli koşulların diğer gezegenler için de geçerli olduğunu düşünüyoruz. Yaşam her şeyden önce karbona dayalı bir kimya gerektirir, ikinci olarak bir enerji kaynağı ve son olarak da sıvı halinde su. İşte bu nedenle de diğer yıldızlardaki ‘yaşanabilir bölgeleri’ sıvı suyun uzun bir süre varolduğu yerlerde arıyoruz. Oysa su, gerekli ama yeterli bir koşul değildir.

Peki sadece Dünya’yı biliyorsak Dünya dışı yaşam hakkında nasıl fikir yürütebiliriz?

- Bir gezegende basit mikroorganizmaların gelişme olasılığı çok fazladır. Dünyadaki yaşam, yer kabuğunun oluşmasından hemen sonra gelişmiştir, şu sıralar yaşamın 3,8 mi yoksa 3,2 milyar yıl önce mi filizlendiği tartışılıyor. Bu organizmalar o zamandan bu yana hala yaşıyorlar. Yaşam için gerekli olan birleşik organik moleküller uzayın her yerinde var. Yıldızlararası bölgede, güneş sisteminin dışında, kuyrukluyıldızlarda ve gezegenlerin atmosferlerinde. Diğer iki koşulun da varolması halinde bizim görüşümüze göre yaşam da oluşmakta. Ancak bunlardan zeki canlıların gelişip gelişmediği tabii ki apayrı bir konudur.

Fakat cansız maddeden canlıya geçiş şimdiye dek hiçbir yerde izlenemedi.

- İşte biz de zaten bu yüzden yaşamın bir gezegenden diğerine taşınıp taşınmayacağını araştırıyoruz. Anlaşıldığı üzere bu aktarım, meteoritler sayesinde bir güneş sistemi dahilinde mümkün.

Eksobiyologlar ne tür araştırmalar yapıyorlar?

- Köln’deki Alman Hava ve Uzay Yolculukları Merkezi’nde (DLR) her şeyden önce kozmik ve güneş ışınlarının mikroorganizmalar üzerindeki etkisini araştırıyoruz. Örneğin bakteri sporları dünya ve Mars arasındaki bir yolculuğu atlatabilirler mi ? Bu konuda Apollo misyonlarından itibaren uzay kapsüllerinin içinde ve dışında deneyler yaparak bunun gerçekten de mümkün olduğunu saptadıktan sonra da Mars’ın üzerindeki ışın iklimiyle ilgilenmeye başladık.

Şu sıralar Mars simülasyonlarıyla ışınların mikroorganizmalar üzerindeki etkisini inceliyoruz. Işınların insanlar üzerindeki etkisini öğrenmek için de önümüzdeki günlerde ‘Matroshka’ adındaki insansı bir fantom bebeği, uzay istasyonuna gönderilerek Rusların istasyon dışındaki modülüne yerleştirilecek.

Mars’ta canlı veya fosil organizmalar nerelerde aranmalı?

- Fosilleri dünyada olduğu gibi tortul kayaçlarında, kurumuş ırmak yataklarında ve kraterlerin zemininde arardım. Bu bölgelerde çok derin kazmanız gerekmez. Ama eğer yaşamın herhangi bir şekilde varlığını sürdürdüğünü öğrenmek istiyorsak o zaman vahaları bulmalıyız. Çünkü Mars’ın üzerine yansıyan kızılötesi ışınlar bildiğimiz kadarıyla yaşam süreçlerini olanaksız kılıyor. Bu yüzden sıvı su barındıran yer altı bölgelerini arıyoruz. Ne kadar derine inilmesi gerektiğini bilmiyorum, bunu Mars Express uydusu radarlarıyla saptayacak. Fakat yüzlerce metre veya birkaç kilometre derine inilmesi gerektiğini sanıyoruz.

Yoğun miktarda buz barındıran kutup başlığı hakkında neler söyleyebilirsiniz?

- Gerçi bu bölge çok soğuk ama, buzun buharlaştığı ve yeraltında eridiği dönemler de var. Dünyada benzer bölgeler, Sibirya, Kuzey ve Güney Kutuplarındaki perm bölgelerinde vardır ki buralarda büyük derinliklerde mikroorganizmalar bulunmuştur. Mars’ta kısa bir süre öncesine kadar yanardağların etkin olduğunu biliyoruz. Bu yüzden krater içleri hala sıcak olabilir. Eğer öyleyse dünyadaki okyanus diplerindekine benzer ilginç bir biyosferle karşılaşabiliriz.

Bu tür sondajlar da insansız misyonlarla gerçekleştirilebilir mi?

- Sanmıyorum. Robotlu misyonla ancak iki ila üç metre derine inebileceğimizi düşünüyorum. Bu işi aslında Beagle 2 yapacaktı. Esa şimdi 2009 yılı için Exomars misyonunu planlıyor. Bu robot da bir sondaj enstrümanına sahip olacak. Ama 100 metrelik ya da daha fazla derin sondajlar için jeologlara ve orada bir laboratuarda analiz yapabilecek uzmanların gerekli olduğunu ve bunun da bu yüzyıl içinde gerçekleşemeyeceğini düşünüyorum.

Siz eksobiyologsunuz, ama üzerinde araştıracağınız malzemenin varlığını henüz bilmiyorsunuz. Bu durum Yeti’yi arayan bir kriptozoolog gibi hissetmenize neden olmuyor mu?

- Aldığım eğitime göre ben aslında mikrobiyologum ve araştırmalarımızın %90’ı dünyadaki uç bölgelerde yaşayan canlılar üzerinde. Artık astrobiyolog olarak da anılan eksobiyologun araştırma alanı sadece dünya dışı yaşamla sınırlı değildir. Amaç kozmik evrim çerçevesinde bir gezegen üzerindeki yaşamın ne şekilde oluştuğunu anlamaktır ve bu araştırmaya dünya da dahildir.

Dikkatsizlik sonucu Mars’a Dünya’dan ya da oradan Dünya’ya mikrop taşıyabilir miyiz?

- Esa’ya bağlı Planetary Protection Working Group üyesiyim ve Nasa’nın tüm atölye çalışmalarına (workshop) katıldım. 1967 yılından bu yana Birleşmiş Milletler, uluslararası bir genelgeye sahip. Buna göre uzay yolculuğu yapan tüm uluslar gezegenleri kirletmeme konusunda anlaşmıştır. Her türlü misyona için kurallar belirlenmiştir, bunlar örneğin Mars’a inecek araçların çok temiz olması gerektiğine dayanır. Ve olası yaşamın bulunduğu bölgeye gelindiğinde ise her şeyin sterilize olması gerekiyor. Mars’ta bazı Bacillus subtilis sporlarının bulunduğunu sanıyorum.

Uzay biyologları iş başında!

Mars’a inen robotların yaşam izlerini aramaya başlamalarıyla eksobiyoloji de yeni bir boyut kazandı. Şimdi onlar revaçta. Gezegenlerarası bakteri alışverişini engelleme konusunda bile bir genelge hazırladılar!

Mars’ta suyun bulunduğu kesinlik kazandı. Kutup bölgelerinde dev rezervler var. Fakat yüzey toprağı buralarda da kupkuru. Düşük atmosfer basıncı yüzünden Mars’ın üzerindeki buzun sıvı haline gelmeden buharlaştığı sanılıyor, dolayısıyla da umutlar yeraltındaki su depolarında.

Bilimin su varlığıyla ilgili büyük merakı, komşu gezegende yaşam var mı ya da var mıydı sorusunu yanıtlayacak olmasına dayanıyor. Bu soruyla özellikle de eksobiyologlar ilgileniyorlar. Uzmanlar on yıllardan bu yana diğer gökcisimlerindeki yaşamın oluşumu için gerekli koşulları araştırıyor.

Uzun bir süredir sessiz kalan bu bilim dalı şimdi yeniden canlandı. Yıllardan beri uzay yolculuğu misyonlarına katılan eksobiyologlar, örneğin gezegenler arası bakteri alışverişinin ne şekilde engellenebileceğine dair ayrıntılı kurallar içeren uluslararası bir genelge hazırladı. Mars misyonunda da onların uzmanlıklarına ihtiyaç duyulmakta: Yaşamın izlerine nasıl ulaşılabilir ve nasıl aramalı?

Eksobiyologlar şu sıralar daha çok dünyadakine benzer yaşam biçimlerini arıyorlar, çünkü bunların dışında ne aranması gerektiği henüz bilinmiyor. Gerçi herhangi bir yerde diğer maddelerin üzerinde kendi kendilerine karbon veya su şeklinde üreyen organizmalar düşünülebilir ama, bunlar telsiz mesajlarıyla algılanmadığı taktirde asla saptanamaz.

Nasa’nın Mars robotları da kozmosta yalnız olup olmadığımız sorusunu büyük bir ihtimalle yanıtlayamayacak. Robotların ulaşabilecekleri bilgiler jeolojik doğayla sınırlı ve eğer fosilleşmiş bir Mars böceğine rastlamayacak olurlarsa da ( ki böyle bir şeyi hiç kimse beklemiyor) en azından bir zamanlar karbon içerikli maddeler barındıran bir okyanusun bulunduğunu saptayabilirler.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!