Usta, ustalık nedir

HİSSİYAT Bir “Beyaz Türk’ün” önceki gece itibariyle, “hissiyatı” nedir?

Tabii ki, “derin bir hüsran”.
“Düş kırıklığı.”
Biraz daha da artmış bir korku.
İNKÂR EDİLEMEYEN Bir “Beyaz Türk’ün”, önceki gece itibariyle, inkâr edemeyeceği şey nedir?
“Başbakan Tayyip Erdoğan’ın inkâr edilemez başarısı.”
* * *
Gece oturup kendi açımdan da bir analiz yaptım.
Durumum şöyle: Bazı düşüncelerim “çok duygusal” bazıları ise çok “gerçek”.
? Duygusal olanlarını, kendim yönetmek zorundayım.
Ama gerçek olanları, bütün Türkiye’nin üzerinde düşünmesi gereken sorunlar.
Kendi açımdan:
MEMNUNUM Çünkü defalarca söylediğim gibi, Erdoğan ve AK Parti’nin yaptıklarının yüzde 70’ini çok başarılı buluyorum. Demek ki Türkiye büyümeye, yollarını, sağlık sistemini, ekonomisini geliştirmeye devam edecek.
MEMNUNUM Çünkü Türkiye demokratikleşme yolundaki gelişmesine devam edecek.
MEMNUNUM Çünkü çevresindeki bütün ülkeler karmakarışıkken, Türkiye demokratik bir seçim daha yaptı.
MEMNUNUM Çünkü bu seçim CHP’nin klasik statükocu politikasını değiştirdi ve yeni bir lider, yeni bir CHP yarattı.
MEMNUNUM Yüzde 10 gibi insafsız bir seçim barajına rağmen, 36 bağımsız Meclis’e girdi.
Bunlar arasında, Meclis’te 1965’teki canlı ruhu canlandıracak yeni ve parlak isimler var.
* * *
Buna mukabil.
KARARSIZIM Acaba Erdoğan’ın aldığı oy, geçtiğimiz dönemde yapılan yanlışlıklar için de bir tür “Yola devam vizesi” olarak mı yorumlanacak.
KARARSIZIM Yüzde 50 oy başarısının Başbakan üzerinde nasıl bir etki yapacağını ölçemiyorum.
Aldığı oy onu rahatlatacak, halkın her kesimini, aydınların mesafeli kısmını daha iyi anlamaya mı çalışacak? Yoksa, otoriter kişilik yapısını daha da pekiştirmek için bir vize olarak mı kabul edecek?
KARARSIZIM Erdoğan ve AK Parti’nin aldığı oy başka taraflarda, mesela, poliste, maliyede, yargıda nasıl yorumlanacak bilemiyorum.
* * *
Ama asıl düşündüğüm şey şuydu: 
- Almanya seçim yapıyor.
Bir parti kazanıyor, bir parti kaybediyor.
Ama tanıdığım Almanların hiçbiri “derin bir hüsran veya ölçüsüz bir zafer” duygusu yaşamıyor.
- Fransa’da Sarkozy gibi bir isim geliyor.
Hiçbir Fransız arkadaşım, “Eyvah mahvolduk. Şimdi biz ne olacağız” duygusuna kapılmıyor.
Öyleyse; benim tanıdığım insanlarda neden böyle bir duygu var?
Bence ülke olarak ilk işimiz, seçimi herkesin gözünde “meşru bir alternans”a çevirecek psikolojiyi yaratmak olmalı.
Önceki gün yaptığımız iş “demokratik bir seçimden” ibaret olmalı. Ona, “tarihi”, “yaşamsal” anlamlar veren, bir bölümümüzün gözünde “hayatını altüst edecek” duygulara yol açacak psikolojik iklimi değiştirmemiz lazımdır.
* * *
Başbakan Tayyip Erdoğan’ı canı gönülden kutluyorum.
Türk siyasi tarihinde eşi neredeyse hiç görülmemiş bir zafere imza attı.
Gerçek bir siyasi lider olduğunu bir kere daha kanıtladı.
Balkon konuşmasında “helalleşmekten” söz etti.
Eğer “Helalleşelim” dediği milyonlarca insan arasında ben de varsam, açık açık söylüyorum.
“Helal olsun.”
Hem başarınızdan dolayı helal olsun.
Hem de seçim kampanyasında size kızdığım şeylerden dolayı, hakkım helal olsun.
Gönlümdeki sayfa beyazdır.
Tek beklentim, biz de kırıcı şeyler yaptıysak, onun da “Helal olsun” diyebilmesi.
Benim gibi milyonlarca insana, “Merak etmeyin, yaptığımız iş seçimden ibarettir” duygusunu yerleştirmesi.
* * *
Sorsalar; “Ustalık dönemi” nedir?
Bana göre, bu dönemin ustalığı, “Erdoğan yüzde 50 oy aldı, şimdi hepimizin hayatını karartacak” diyen insanlara şu cevabı vermektir:
“Bu benim son dönemim. Ama öyle bir başbakan olacağım ki, sizler ‘Bir dönem daha devam edin’ diyeceksiniz”.
En büyük ustalık, korkuları silmek, adaleti getirmek, vicdanı devreye sokmak. Yüzde 50’nin üzerinde bir de yüzde 50 beyaz gönül oyu eklemektir.
* * *
Gece epey ilerlemişti. Bir de şunu düşündüm.
Helalleşmek karşılıklı bir şeydir.
Başbakan kucak açıyorsa, biz de kucak açmalıyız.
Karşılıklı cephelerde olarak “saf tutmayı” denedik.
Netice ortada.
Bir de “saf insan” olmayı deneyelim.
Bakarsınız, herkesin herkesi ikna edeceği haklı yanları vardır.
* * *
Zafer coşkusu içindeki biri çıkıp sorabilir:
“Hadi len, sen kimsin de gazel okuyorsun?”
Söyleyeyim: Sahilde yaşayan, hezimet duygusu yaşamayan, ama soracak soruları olan bir Beyaz Türk...
Sadece buyum...
Yazarın Tüm Yazıları