Üniversite ve türban

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı ve İstanbul Üniversitesi hocalarından Prof. Dr. Türkan Saylan'dan bir faks aldım. Kimdir Saylan?

Ülkemizde ve yurtdışında, adını cüzam hastalığı ile yaptığı amansız mücadele konusunda duyurmuş bir tıp doktorudur. Atatürkçü düşünceyi kendisine rehber edinmiş saygın bir bilim kadınıdır.

Din ve iman ticareti yapanların vicdansızlığına bakın ki, şeriatçı basın geçenlerde kendisinden ‘‘uyuz doktoru’’ diye söz ediyordu!

Saylan faksında şöyle diyor:

‘‘Üniversitemiz bu yıl 10.450 yeni öğrenci aldı. Kayıtları yapılıyor. Bir şenlik havası içerisinde süren bu etkinlik için iki aydan bu yana yoğun çalışmalar yapıldı ve her türlü ayrıntı düşünüldü. Gençler, ilk kez geldikleri üniversitelerinde güler yüzle, müzikle karşılandılar. Çeşitli armağanlar aldılar.

Velilere bekleme yerleri, ikram masaları, gelenlere ulaşım olanakları, istasyon ve meydanlara danışma kulübeleri yapıldı.

On günden beri her şey normal gidiyor. Türbanlı genç kızlarımız ceplerinde kurala uygun, açık başlı fotoğraf getiriyorlar. Birkaç militan dışında hiçbir sorun olmadı.

Ben üniversitemizin duyarlı bir öğretim üyesi olarak ön çalışmalarda görev aldım. Kayıt aşamasında da, son işleme kadar rozet takıp armağan verme ve kutlama görevini üstlendim.

Durum böyle iken sağ basın ve bazı 2. cumhuriyetçiler (entel liboşlar) tam bir yalan kampanyası ile bu güzel olayı karalamaya kalkıştılar.

Üniversitemizin gerçekleştirdiği bu güzel olay, gençlerimizi kendi ön ve arka bahçeleri ve emir kulu militanları olarak görenleri çok rahatsız etti. Bu çocuklara artık kolay sahip olamayacaklarını anladılar ve çamur atma eylemine giriştiler.

Sizden dileğimiz, gerçekleri ve bu güzel gelişmeleri, mutlu ve çağdaş bir gençlik için çalışan İstanbul Üniversitesi yöneticileri ve öğretim elemanlarının yürekli ve sevecen çalışmalarını halkımıza sunmanız ve hiç olmazsa bir şeylerin iyi gittiğini anlatmanızdır.’’

***

Bu faksı alınca, İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nur Sertel'i aradım ve durumu ona sordum. Söyledikleri çok ilginçti:

‘‘Kayıt için başvuran 10.450 öğrencimizden sadece 200 kişi türbanlı resim getirdi. Onlarla dostça, arkadaşça yaptığımız görüşmede kuralları hatırlattık. 4-5 kişi dışında hepsi ikna oldular ve başı açık resim verdiler. Türbanlı resim vermekte direnen bu 4-5 kızımızın kaydını maalesef yapamadık.

Bu görüşmeleri yaparken özellikle kameraya aldık... Çünkü bugüne kadar pek çok iftiraya uğramış, büyük yalanlara muhatap olmuştuk. Bunu önlemek için özel kamera kullandık.

Şimdi türbansız resim veren, ancak daha sonra üniversiteye türbanla gelmekte direnen olursa, onlara kimlik verilmeyecek. Yasalara, yargı kararlarına ve yönetmeliklere aykırı biçimde üniversiteye gelenler, kesinlikle içeri sokulmayacak...’’

‘‘Diyelim ki öğrenci, türbanını ünivesite alanına girerken çantasına koydu. Sonra derse girerken yine örtündü. O zaman ne olacak?’’

‘‘O takdirde hoca kimlik tespiti yapacak ve derhal disiplin kovuşturması başlayacak. Bu konuda bütün üniversite yönetimleri son derece kararlı. Öğrencilerimiz belli kesimler tarafından oyuncak edilmek isteniyor. Onların siyaset çıkarları için genç kızlarımız kullanılıyor.

Bunu önlemek için de çalışmalar yapıyoruz. Genç kızlarımızı bunların tasallutundan korumak için onlara yurt ve burs olanakları sağlıyoruz.’’

‘‘Öğrenci türbanını çıkardı ama uzun pardösüyü aynen giyiyor. O takdirde ne olacak?’’

‘‘Pardösü uzun etektir. Herkes giyebilir. Ona kimse karışamaz. Ama bizimle konuşan öğrencilerimiz türbanı çıkarınca, pardösüyü de çıkarıyorlardı.’’

***

Sevgili okuyucularım, üniversiteler bu yıl türban konusunu ciddi tutuyorlar. Bütün üniversiteler bu konuda kararlı.

Yasalar ve yargı kararları ortada. YÖK tarafından bu konuda çıkarılan yönetmelikler, öğrencilere sınav öncesinde duyuruldu.

Dolayısıyla, üniversite sınavını bu yıl kazanan, ya da halen öğrenci olan türbanlı kızlarımızın bu konuda çok dikkatli olmaları gerekiyor... Çünkü bu işin sonu, yine yasa ve yönetmelikler uyarınca, okuldan kovulmaya gidiyor.

İstanbul Bölge İdare Mahkemesi, Trakya Üniversitesi tarafından bazı türbanlı öğrencilere verilen okuldan uzaklaştırma cezasının yasaya aykırı olmadığı konusunda karar aldı.

***

Türbanlı genç arkadaşlar, bu konuda devletle inatlaşmanın bir yararı yok. Burada geleceğiniz söz konusu. Yıllarca çile çekmişsiniz, sonunda üniversite kazanmışsınız.

Birilerinin siyasal çıkarları uğruna kendinizi feda mı edeceksiniz?

Bütün emekleriniz, onların sizi sömürmesi ve sizlerin sırtından oynadığı oyunlar yüzünden boşa mı gidecek?

Sizi sömüren din tüccarlarının çocukları kolejlerde, yurtdışında okuyor. Altlarında Mercedes, BMW arabalarla geziyor.

Erkekleri yaz sıcağında püfür püfür gezerken, denize girerken, sizi kapatıyorlar.

Mutlaka örtünmek istiyorsanız, dışarıda örtünün.

Ama eğitim kurumlarında, kamu kuruluşlarında bu işe kalkışmayın. Geleceğiniz elden gitmesin. Aileleriniz perişan olmasın. Sizi kullanmaya kalkışanlara izin vermeyin. Oyunlarını sizin üzerinizden oynamalarına göz yummayın...

Ve bunları size bir ‘‘abi’’ olarak yazdığıma lütfen inanın.













Yazarın Tüm Yazıları