Ulusal Öğretmen Stratejisi Çalıştayı

Geçtiğimiz hafta 300'e yakın akademisyen, STK temsilcisi, basın mensubu, öğretmen Antalya'da biraraya gelerek öğretmenlerin adeta kariyer planını çizdi.

Haberin Devamı

Kurultayda çok fazla akademisyenin olması ve onların da "Öğretmeni biz yetiştiriyoruz, yeterlilikleri saptadık, sorun bizde değil" mesajı vermesi bazı sorunları çözmede yetersiz kaldıysa da, STK'lar ve öğretmenler birçok sorunu dile getirmeye çalıştı.

Benim gördüğüm kadarıyla komisyonlarda sık sık dile getirilen en önemli sorun eğitim fakültelerinin çokluğu. Varolanların yanı sıra 30 yeni eğitim fakültesinin açılmak üzere beklemesi bunun en iyi göstergesi. Çünkü, yüzlerce eğitim fakültesinden mezun olan her aday öğretmenlik için sıraya giriyor. Oysa ihtiyacın olduğu alanlara göre öğretmen yetiştirilmiyor. Bazı alanlarda mezun fazlalığı var, bazı alanlarda öğretmen bulunmuyor. İşte bu dengenin kurulması için de YÖK Başkanı Prof.Dr. Yusuf Ziya Özcan bizzat çalıştayda yerini aldı, ikinci gün yardımcısı takip etti. Devlet Planlama Teşkilatı, milletvekillerinin de izlediği çalıştaya katılanlar öğretmenliğin giriş ve kariyer sisteminin değiştirilmesi konusunda hemfikir. Ama süreç nasıl işleyecek, neler yapılacak konusunda kafaları karışık.

Haberin Devamı

Öğretmen alımında KPSS'den, kariyer sistemine kadar birçok değişiklik bekleniyor

Kurultayın açılış konuşmasında ev sahibi Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, aslında kafasında çizdiği ve uygulamaya koymayı düşündüğü öğretmenliğin geleceği ile ilgili ipuçları verdi. Örneğin öğretmen adayının mesleğe atanmasında sadece KPSS puanının esas alınmasının, öğrencilerin mesleki yeterliliğini belirlemekte yetersiz kaldığının altını çizdi.

Dinçer, "Mezun olup atanmayı bekleyen ve halen yükseköğrenimine devam etmekte olan öğretmen adaylarının alanları ile eğitim sistemimizin ihtiyacı olan öğretmenlik alanları birbiriyle örtüşmemektedir. Bu durum öğretmen ihtiyacı açısından bir insan kaynakları planlamasının yapılmamasının sonucudur" diyerek YÖK'e de mesaj verdi.

"Yeni programların merkezden uzaklaştıkça çok az öğretmen tarafından uygulandığı, bilgi iletişim teknolojilerini kullanma konusunda öğretmenlerin kendilerini yetersiz hissettikleri görülmektedir" diyen Bakan Dinçer, öğretmenlik mesleğinin bütün boyutlarıyla masaya yatırılması için katılımcılarda ricada bulundu.

Haberin Devamı

İşte, Bakan Dinçer'in çalıştayda altını çizdiği noktalar:

Öğretmene ihtiyaç artıyor: Daha iyi bir eğitime ilişkin beklentilerimizi dile getirirken, aslında nitelikli öğretmenlere duyduğumuz ihtiyacı ve beklentiyi dile getiriyoruz. Kabul etmek gerekir ki, teknolojinin baş döndürücü gelişimini sürdürdüğü, bilgiye ulaşmanın her gün biraz daha kolay hale geldiği günümüzde öğretmene duyulan ihtiyaç azalmak şöyle dursun, çok daha artarak devam etmektedir.

İhtiyaca göre öğretmen yetiştirmeliyiz:Öğretmenlik mesleğini güçlendirmek, öğretmenlerin kişisel ve mesleki gelişimlerine yatırım yapmak, sorunlarına eğilmek, ülkenin ihtiyaç duyduğu ve bilgi toplumunun gerektirdiği niteliklere sahip öğretmenleri yetiştirmek, geleceğe yönelik en büyük kazanım olacak.

Haberin Devamı

Sürekli eğitim yapılmalı: Büyük ve baş döndürücü değişimlerin yaşandığı bir dönemde hiç kimsenin okul yıllarında ya da meslek yaşamının başlarında edindiği bilgi ve beceriyle yetinemez. Öğretmenlik mesleğinde kendini yenilemek çok önemli.

Ortak karar alınmalı: Yaratıcı, üretken, bilgiyi hayatının içinde kullanabilen nesiller yetiştirmek gibi çok önemli bir misyonu olan öğretmenlerimizin, bu misyonu hakkıyla yerine getirmesi ne sadece bizim çabamızla ne de sadece öğretmenlerimizin kişisel çabasıyla ulaşılabilecek bir sonuçtur. Bu, çok geniş bir yelpazede ve meselenin her boyutunu içine alarak, ilgili tüm tarafları bu çalışmaya dahil ederek yapılacak bir planlamayı ve stratejiyi gerektirmektedir. Bu çalıştayı gerçekleştirmemizin en temel amacı da budur. Eğer sorunlarımızı doğru teşhis edersek, sorunlarımızın çözümü yolunda atacağımız adımlar da bir o kadar isabetli ve etkili olacaktır.

Haberin Devamı

Yanlış politikalar mesleğe zarar verdi: Bir öğrencinin başarısında, yeteneklerini fark edip geliştirmesinde iyi bir öğretmenin etkisi hemen görülebilir. Zaman zaman ülkenin sosyoekonomik durumu, yanlış siyasi kararlar ve politikalarla gençlerin öğretmenlik mesleğine duyduğu ilgi ile mesleğin önemi gölgede kaldı.

Öğretmenlik süreci değişmeli: Öğretmenlerin çözüm bekleyen pek çok sorunu bulunuyor. Buna karşın bir sorunu çözümlerken yeni sorunlara yol açmamak için öğretmenlik mesleğine aday öğrencilerin seçiminden, öğretmen yeterliliklerine, öğretmenlerin seçim sürecinden, sürekli mesleki gelişimlerine kadar her adımın titizlikle atılması gerekiyor.

Haberin Devamı

Hızlandırılmış eğitim büyük hataydı: Ülkelerin gelişim düzeyleri ile öğretmen yetiştirme politikaları arasında sıkı bir ilişki var. Gelişmiş ülkelerde öğretmen yetiştirme konusu politik anlamda her zaman gündemdedir.

Türkiye'de geçmişten günümüze öğretmen yetiştirme ile ilgili olumlu uygulamaların yanında, sonuçları bakımından yıkıcı, olumsuz uygulamalar da yaşanmıştır. Bunun en çarpıcı örneği ise 1970'li yılların ikinci yarısında eğitim enstitülerinde uygulanan hızlandırılmış eğitimdir. Sonuç olarak eğitim sistemimizle ilgili olarak kalkınma planlarında belirlenen hedeflere ulaşılamadığı, ulaşılamayan hedefler için önlem alınamadığı, arz talep dengesinin ve kurumlar arası iş birliğinin sağlanamadığı ve ülke genelindeki dağılımın yerel ve bölgesel ihtiyaçlara göre yapılamadığı söylenebilir.

İhtiyacımızla bekleyen öğretmen örtüşmüyor: Mezun olup atanmayı bekleyen ve halen yükseköğrenimine devam etmekte olan öğretmen adaylarının alanları ile eğitim sistemimizin ihtiyacı olan öğretmenlik alanları birbiriyle örtüşmemektedir. Bu durum öğretmen ihtiyacı açısından bir insan kaynakları planlaması yapılmamasının sonucudur. Atanamayan öğretmen kitlesi daha fazla sayılara ulaşmadan MEB, YÖK ve eğitimle ilgili sivil toplum kuruluşlarının biraraya gelerek bu konuda hızla bir çözüm paketi hazırlama sorumluluğu bulunmaktadır.

Öğretmen yetiştirme politikası kalıcı olmalı: Türkiye'de öğretmen yetiştirmenin siyasal politikalara bağlı olarak değişiklik göstermesi bu alandaki karmaşayı daha da arttırıyor. Bu sorunların aşılması için öğretmen yetiştirme politikalarında bazı kalıcı düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Ayrıca iyi öğretmenler istiyorsak, onların da iyi öğretmenler tarafından eğitilmeleri gerekir. Bu bağlamda öğretmenlerin niteliği sorgulanırken eğitim fakültelerinde onları yetiştiren akademisyenlerin nitelikleri de sorgulanan diğer bir konu olmalıdır.

KPSS ile öğretmen atanmaz: Öğretmenlerin KPSS sonucuna göre atanması da sorgulanması gereken bir diğer husustur. Biliyoruz ki farklı yükseköğretim programlarından mezun olan öğretmen adaylarının alan bilgisi ve becerisi ile öğretmenlik tutum ve değerlerine ilişkin yeterliliğini ölçmemektedir. Bu durum öğretmen yeterlikleri bakımından daha donanımlı olanların istihdamına engel olmakta ve dolayısıyla eğitim ve öğretimin kalitesini olumsuz etkileyebilmektedir. Öğretmen adayının mesleğe atanmasında sadece KPSS puanının esas alınması, öğrencilerin mesleki yeterliliğini belirlemekte yetersiz kalmaktadır. Bu olumsuzluğun giderilmesine yönelik burada yapılacak çalışmalar büyük bir öneme sahiptir.

Uzun süreli staj şart: Öğretmenlerin seçim sistemine ve staj dönemine yönelik uygulamalar, öğretmenliğin bir ihtisas mesleği olduğu gerçeği göz önünde bulundurularak planlanmalıdır. Öğretmenin yetişmesinde ister öğrencilik döneminde, atanmadan önce veya atandıktan sonra öğretmenliği tescil edilmeden, mutlaka uzun süreli titiz bir staj uygulaması tartışılmalıdır.

Yazarın Tüm Yazıları