Ulusal ekonominin canına nasıl okunur?

Ege CANSEN
Haberin Devamı

Konumuz ‘‘sekiz yıllık, kesintisiz zorunlu eğitim'' projesi. Şu işi başından bir daha konuşalım. Türkiye'de, orta kademe aydın din adamı, kısaca mektepli ‘‘imam ve hatip'' yetiştirilsin diye kurulan okullar, toplum içinde bambaşka bir ihtiyaca cevap verir hale gelir. Bu ihtiyaç, Atatürk inkılaplarıyla büyük ağırlık kazanan ‘‘laik'' dünya görüşüne karşı, bir başka dünya görüşünü, siyaseten hayata geçirmektir. Bu görüş, ‘‘milli (buradaki anlamı dini) görüş''tür. Zinde kuvvetler, gitgide kuvvetlenen bu görüşün, ‘‘laik cumhuriyete'' bir tehdit oluşturduğu kanaatine varırlar. Tehdidin bertaraf edilmesi için ‘‘geniş bir cephe'' oluşturulur. Bu cepheye, basının-yayının önde gelen kuruluşları, silahlı kuvvetler, bazı siyasi partiler ve aydın kamuoyu katılır. Öncelikle, imam hatip liselerinin etki alanının daraltılması için orta kısımlarının kapatılmasına ve denetimsiz çalışan Kuran kurslarının bir zapturapta alınmasına karar verilir. Bu kampanyaya, ‘‘halkla ilişkiler açısından'' kolaylık yaratacak bir ad bulunur: ‘‘Eğitim reformu''. Eğitim reformunun somut haline de ‘‘sekiz yıllık kesintisiz zorunlu eğitim'' denir. Bu suretle, ‘‘çaktırmadan'' laik dünya görüşünün, dini (milli) dünya görüşü karşısında kaybettiği alanın geri kazanılması amaçlanır.

* * *

Proje, ‘‘yalın'' tasarlanmadığı, sözde kurnazca düşünüldüğü için bir ucube olarak doğdu. Üstelik bu ucube, son derece yüksek maliyetli bir proje oldu. Sekiz yıl, kamu maliyesinin, bıçak sırtındaki dengelerini bozmak üzeredir. Hazine Müsteşarı ile Merkez Bankası Başkanı'nın, protokol imzalaması bu işleri çözmez. Olsa olsa, Güneş Taner'in adı ‘‘zamcıbaşı''na çıkarır. Unutmayalım, sürekli zam yaparak enflasyon durdurulamaz.

Yapılması gerekeni yalın olarak söyleyelim.

1. Zorunlu asgari eğitim sekiz yıla çıkarılır. Sekiz yıllık eğitim, ‘‘temel eğitim okulu''nda kesintisiz olarak veya ‘‘5 yıl ilkokul artı 3 yıl orta'' şeklinde de görülebilir.

2. İmam hatip eğitimi, ‘‘sekiz yıllık eğitim'' mezunlarına verilen bir mesleki eğitim olarak düzenlenir.

3. Eğer gerekiyorsa, bir veya iki yıl Arapça hazırlık sınıfı İHL'lere ilave edilir.

4. İHL'lerin öğrenci sayısı, bu meslek mensuplarına olan ihtiyaca göre ayarlanacaktır.

5. İHL mezunları, üniversitelerarası giriş sınavına girip, kazandığı fakülteye devam edebilecektir.

Eğer, kanun böyle çıkmış olsaydı, ‘‘dini dünya görüşü'' sahipleri, siyasi güçlerinin azalması ihtimali karşısında tepki göstereceklerdi. Aynen bugün olduğu gibi. Ne fazla, ne de eksik. Bu kesim, ‘‘biz sadece İHL'lerin değil, Robert Kolej'in de orta kısmını kapadık'' numarasını yutmamıştır. Onlar bu olayı, kendi dünya görüşlerine karşı bir politik manevra olarak algılamış ve ‘‘okulumu kapatma, kitabıma dokunma'' diye kışkırtıcı bir kampanya sloganı bile seçmiştir. Bunu da onlara çok görmemek gerekir. Tüm ortaokulları kapatmaktan beklenen yumuşama olmamış, üstelik ilk ve ortaöğretim tam bir hercümerce itilmiştir.

SON SÖZ: Yanlış hesap, enflasyondan döner.

Yazarın Tüm Yazıları