Ufak ufak, yavaş yavaş...

TÜRKİYE'de işler nereye sürüklenecek? İçeride ve dışarıda altımızı oyma işlemleri nerede nasıl sürecek, nerede bitecek? Belirtileri görüyoruz da, yanıtını bugünden net olarak bilemiyoruz.

Ama elimize bazı ipuçları veriliyor.

Dün sabah gazeteleri okuyorum. Sıra İslamcı Yeni Şafak'a geliyor. Bu gazete, pek çok medya kuruluşu gibi AKP iktidarının en büyük destekçilerinden biri.

Sahibi olan Albayraklar, gerek Recep Tayyip Erdoğan'ın belediye başkanlığı, gerekse AKP iktidarı döneminde çok büyük ihaleler aldılar, işler başardılar! Örneğin koskoca Balıkesir SEKA káğıt fabrikası bile bunlara 1 milyon 100 bin dolar gibi gerçekten komik bir rakamla devredildi! ‘‘Özelleştirme’’ adı altında!

Evet, dün sabah bu Yeni Şafak Gazetesi'ni okuyorum. Gözüm ikinci sayfada Hayrettin Karaman isimli birinin köşe yazısına takılıyor.

Şimdi -özetle- okuyalım ve Türkiye'de işlerin nerelere sürüklenmek istendiğini bir kez daha görelim:

‘‘İnkılap Kanunları (Devrim Yasaları) adı verilen kanunların son üçü medeni nikáh, Türk rakamları ve harflerinin kabulü ile ilgili kanunlardır.

Medeni kanuna göre birbiriyle evlenecek erkek ve kadın, evlendirme memurluğuna birlikte başvururlar. Evlendirme memuru belediye bulunan yerlerde belediye başkanı veya görevlendireceği memur, köylerde muhtardır.

Evlenme töreni bitince evlendirme memuru eşlere bir aile cüzdanı verir. Aile cüzdanı gösterilmeden evlenmenin dini töreni
(imam nikáhı) yapılamaz. Evlenmenin geçerli olması dini törenin yapılmasına bağlı değildir. Evlendirme memuru veya muhtar dışında bir merci veya şahsın önünde yapılan evlenme akdi geçerli değildir.’’

Buraya kadar her şey güzel! Şimdi yazının geri kalan bölümünü -yine özetleyerek- okuyalım:

‘‘Bin yıldan beri milletimizin yaptığı bir evlenme şekli (imam nikáhı) hem geçersiz sayılmış, hem de yapanlara ceza uygulanmıştır. Nedir bu evlenme şekli? Günlük dildeki ifadesiyle imam nikáhı veya dini nikáh. Kanun evlenmenin dini töreni diyor. Halbuki imamın yaptığı, daha doğrusu onun önünde yapılan şey tören değil, evlenme akdidir.’’

Ötesini daha dikkatle okuyunuz:

‘‘Bu akdi (evlenmeyi) evlendirme memuru veya köylerde muhtarın önünde yaparsanız geçerli oluyor da, imam, müftü, vaiz gibi bir din görevlisinin önünde yaparsanız geçerli olmuyor. Hatta ceza da alıyorsunuz.

Türkiye'de herkese evlendirme memuru veya muhtar önünde evlenme dayatılmış, mecbur kılınmış, imam veya müftüye bu yetki verilmemiştir.’’

Şimdi gözlerinizi dört açıp şu cümleyi okuyun:

‘‘Bana göre bu İnkılap Kanunu (devrim yasası) da değişmeli, şehirlerde müftülere, köylerde imamlara evlenme akdi yaptırma ve kaydetme yetkisi verilmelidir.’’

Yani bu şahıs açıkça, hem de 21. yüzyılda medeni nikáhın yerine imam nikáhının gelmesini, imam nikáhının devlet indinde resmen kabul edilmesini istiyor! Ardından başka bir konuya kısaca değiniyor:

‘‘Latin asıllı Türk rakam ve harflerinin kabulü yanında, keşke eski harflerimiz de (Arapça) yasaklanmasaydı, liselerde ve üniversitelerde ilgili bölümlerde öğretilseydi.’’

***

Bu ‘‘özlemler’’ iktidar destekçisi İslamcı gazetede boşuna dile getirilmiyor. Bu işler böyle ufak ufak, yavaş yavaş başlatılır. Böyle yazılarla önce nabız yoklanır, hava koklanır.

Tohumlar toprağa serpilir, vakvakları ürkütüp ürkütmediklerine bakılır. Tepki geliyorsa bir adım geri çekilip daha uygun bir zaman beklenir. Gelmiyorsa, aynı doğrultuda atışlara daha hızlı tempoda devam edilir.

AB için boşuna yalvar yakar olmuyorlar. AB demek ‘‘fikir ve ifade özgürlüğü’’ demek! Yasak yok, özgürlük var! Yaz yazabildiğin kadar!

Şeriat kurallarına göre yönetilmeyi iste, irtica iste, Apo'ya özgürlük iste, Türkiye'nin bölünmesini iste!.. Dilin kemiği yok.

***

İşte size bir başka örnek. İstanbul'da yayınlanan Ermeni AGOS Gazetesi'nde rahmetli Sabiha Gökçen'in Ermeni olduğunu hiçbir belgeye dayanmadan iddia edebilen Hrant Dink'in, aynı gazetede çıkan 13 Şubat 2004 tarihli yazısının ilk iki cümlesi aynen:

‘‘Türk'ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermenilerin Ermenistan'la kuracağı asil damarında mevcuttur. Yeter ki bu mevcudiyetin farkında olunsun.’’

Ülkemizde fikir ve ifade özgürlüğü gelişiyor, AB yolunda hızla ilerliyoruz! Her şey serbest, her şey özgür!

İmam nikáhından Arapça yazıya, Türk'ün zehirli kanına kadar...

AB'yi babalarının hayrına istemiyorlar!
Yazarın Tüm Yazıları