Üçüncü doğum...

Siz bu yazıyı okurken, muhtemelen ben üçüncü bebeğimi kucağıma almış olacağım. Ailemizin en minik ferdi olan Rüzgar Ege’yi doğurmuş, yine emziriyor, yine mis gibi bebek kokusu ile doyuyor olacağım.

Neyle karşılaşacağını, ne olacağını, nasıl olacağını bilmeden hamilelik psikolojisi ile doğum yazısı yazmak zor iş. Başıma ne geleceğini, doğumun nasıl olacağını hiçbir şeyi bilmiyorum.
Bu yazıyı yazdığım sabah yine tansiyon dengesizliği yüzünden hastanede serumları yedim. Bir-iki gündür kasık ağrılarıma bir de kasık çevresi kemiklerin ağrıları eklendi. Azıcık mide bulantısı, baş ağrısı, uykusuzluk, heyecan, stres derken zaman geçsin bir an önce diye dua ediyorum.
Sorunsuzca bitsin şu iş, sağlıkla alayım bebeğimi kucağıma, ameliyattan çıktığımda sarılayım üç çocuğuma birden ve biz hastanedeyken diğer ikisi sağlıkla, huzurla kalsınlar evde, beklesinler beni, hiçbir sorun olmasın istiyorum.
Hastane bavullarım uzun süredir hazır. Memorial Hastanesi 9’uncu kat 9 numaralı oda bir süredir bizi bekliyor. Süslerimiz, şekerlerimiz, tüm ihtiyaçlarımız, balonlarımız bile kapının arkasında bekliyorlar bebeğimizi kucağımıza almayı.
Emre Berent, kardeşi doğsun, benimle futbol oynamayı ve el ele sokaklarda dolaşmayı, birlikte bisiklete binmeyi, burnumuzu kapatıp denize cumpurlop diye atlamayı bekliyor. Kaila Sim ise rahat rahat annesinin üzerinde tepinmeyi, kucağına, sırtına çıkıp oynamayı, birlikte rahat rahat küvetin içinde oyun oynamayı...
Babamız beni normal istiyor. Hem kalabalık bir aile olabilmeyi hem de bu kadar kısa sürede olabilmeyi başardığımız için çok mutlu ama aynı zamanda ekim 2008’den beri hamile olduğum için çok üzgün.
Ekip arkadaşlarım iyice daralmış durumda. Birisi “Siz yokken yemeğe inemiyorum, yemek bile yiyemiyorum” diye mesaj atıyor, birisi “Kendimi memur gibi hissediyorum, odanıza bakınca sinirim bozuluyor” diyor, diğeri her gün her saniye MSN ile yazışıyor olmamıza rağmen “Yetmiyor, daralıyorum. Evinize gelip orada çalışabilir miyim?” diyor.
Şu anda ise sabahki hastane durumumuzu öğrenince, herkes benden stresle haber beklediği için topluca bir karar vermişler. Anneyiz.Biz ekibi çocuk sahibi olmayacakmış. Benimkilerle yetineceklerine söz vermişler.
Geçen akşam evdeki herkese şunu dedim; “37 yaşında üç çocuk annesi oluyorum. Acayip mutluyum. Bu doğum da bitsin, artık eğlenme, kadın olma, hayatın keyfini çıkarma, nefes alma sorunu olmadan dilediğim gibi, odamda her yarım saatte bir kalkıp egzersiz yapmadan, sürekli vitamin, mineral içmeden, toplantılara nefes nefese ve hamile olarak gitmeden, aynı sandalyede 10 saat oturarak çalışabilme zamanı!”
Dualarım kendimle birlikte tüm bu süreçleri yaşayan anne adayları için.
Allah hepimize yardım etsin.
Bebeklerimizi korusun...

Fiziksel aktiviteler sıvı kayıplarını artırıyor

Egzersizler düzenli ve uygun şekilde yapıldığı takdirde, okul çağındaki çocuklar için faydalı. Ancak özellikle yaz aylarında çocuklarda aşırı fiziksel aktiviteye bağlı sıvı kayıpları daha sık ve kolay gelişebiliyor. Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi, Yard. Doç. Dr. Vefik Arıca, fiziksel aktiviteye bağlı sıvı kayıplarını anlattı.

ZİHİNSEL GELİŞİM VE ÖĞRENME İÇİN

Okul dönemindeki çocuklarda fiziksel aktivitenin zihinsel gelişime ve öğrenmeye olan etkisi son yıllarda yapılan araştırmalarla açıklık kazandı. Öyle ki, koordinasyonu gerektiren kas aktiviteleri, bireylerde sinir hücrelerinin büyümesini sağladığı gibi, sinir bağlantılarının miktarını da artırıyor.
Kanada’da yapılan ve yaklaşık 500 öğrencinin katıldığı bir araştırma, günde yaklaşık 1 saat beden eğitimi dersine giren öğrenci grubunun, hiçbir fiziksel aktivitede bulunmayan öğrenci grubuna göre sınavlarında daha başarılı olduklarını gösterdi.

SU, OKSİJENDEN SONRA EN ÖNEMLİ YAŞAMSAL ÖĞE

Özellikle yaz aylarında aşırı fiziksel aktivitede bulunan okul çağındaki çocuklarda susama duygusu akla gelmeyebilir, gelişemeyebilir veya çocuklar oyuna dalmış olabilir. Vücudun susuz kalması çok büyük sorunlara yol açabilir. Bu sorunların başında metabolizmanın yavaşlaması geliyor.
İnsan yavrusu yani fetüs, anne karnında sıvı bir ortam içerisinde bulunuyor ve dolayısıyla sıvının önemi ta anne karnında başlıyor, yaşamın sonuna kadar da devam ediyor. Su, insan yaşamı için oksijenden sonra gelen en önemli öğe. ınsan yemek yemeden haftalarca canlılığını devam ettirebilirken, susuz ancak birkaç gün yaşayabilir. Kanın yüzde 92’si, kemiklerin yüzde 22’si, beyin ve kasların yüzde 75’i sudur.
Vücuttan yüzde 1 kadar bile ağırlık kaybı ile karakterize olan sıvı kaybı okul çağındaki çocuklarda zihinsel bulanıklıklara, dikkat ve algılamalarda eksikliklere neden olur. Bu durum bile okul çağındaki çocuklarda okul başarısını etkileyebilir. Yüzde 10’luk sıvı kaybında ise çocuklarda kas spazmı, aşırı yorgunluk, kalp ve böbrek yetmezliği; yüzde 20’lik sıvı kayıplarında ise şok ve ölüm görülür.

YAZIN SU KAYIPLARI DAHA FAZLA

Vücudun sıvı gereksinimi yaşa, cinsiyete, vücut ağırlığına veya yapılan fiziksel aktivite durumuna göre değişir. Yaz mevsiminde sıcakların da etkisiyle okul çağındaki çocukların vücutlarından suyla beraber sodyum, potasyum gibi minerallerin de atılması sonucunda bayılma hissi, yorgunluk, bulantı, baş dönmesi, nabız düşüklüğü, dolaşım bozukluğu gibi sağlık problemleri görülebilir.
Yaz aylarında egzersiz yapılırken kışa göre daha fazla sıvı kaybı yaşanacağı için egzersize başlamadan 15 dakika önce 1-1,5 bardak, egzersiz sırasında ise 10-15 dakikada bir yarım bardak su içilmesi tavsiye edilmektedir. Vücut suyu, terleme, idrar ve susuzluk hissiyle kontrol altında tutulur. Ancak çocukların terleme kapasiteleri yetişkinlere göre daha sınırlıdır.
Egzersiz sırasında vücutlarında daha fazla ısı oluşur ve susuzluk hisleri geç gelişir. Bu nedenle vücuttan atılan suyun yerine konması üzerinde dikkatle durulması gereken bir konudur. Çocukların yetişkin ya da gençlere göre terlemeyle mineral kayıpları daha düşüktür.

Bir yaz gecesi rüyası

Tiyatro Kedi, “12 ay tiyatro” sloganıyla ara vermeden devam ettiği tiyatro etkinliklerine bu yaz yeni bir müzikal ekliyor. William Shakespeare tarafından yazılan “Bir Yaz Gecesi Rüyası”, 5 ve 6 Haziran’da TıM Maslak Show Center’da, 1 Temmuz’dan itibaren de her perşembe, cuma ve cumartesi akşamı Yıldız Sarayı Mabeyn Köşkü’nün bahçesinde müzikal olarak sahnelenecek.
Yer: TİM Maslak Show Center ve Yıldız Sarayı Mabeyn Köşkü Bahçesi - İstanbul
Tel: 0212 257 79 36/37

Harikalar Diyarı’nın ötesini keşfedin

Disney’in tüm zamanların en büyük dördüncü filmi, Tim Burton imzalı fantastik macera “Alis Harikalar Diyarında”, Tiglon tarafından, Walt Disney Studios Home Entertainment (WDSHE) etiketiyle Blu-ray ve DVD ile evinize getiriliyor. şimdiden iyi seyirler!

Bu yaz da çocuklar Boğaziçili oluyor

Boğaziçi Üniversitesi’nin değişik birimlerinin işbirliğiyle hazırlanan 7-12 yaş grubu yaz kampında, çocuklar tüm yılın yorgunluğunu açık havada spor, ıngilizce, Neşeli Bilim, performans sanatları ağırlıklı aktivitelerle unutacak. Program, hafta içi her gün 10:00-17:00 saatleri arasında yapılıyor.
Yer: Boğaziçi Üniversitesi Yaşamboyu Eğitim Merkezi - ıstanbul
Tel: 0212 257 31 27-28

Sporla dolu bir yaz için

Akatlar ve Bostancı Club Sporium’un 3-14 yaş arası öğrenciler için düzenlediği Yaz Spor Okulları, 21 Haziran’da başlıyor. Yaz Spor Okulları’nda tam gün ve yarım gün seçenekleri bulunuyor. ısteyenler, programlara hafta içi her gün ya da hafta içi bir gün katılabiliyor. Çocukların küçük yaşlardan itibaren spora başlamadıkları durumlarda “obezite, bronşit, astım ve psikolojik hastalıklara” yatkın olabildiklerinin altını çizen yetkililer, spor eğitiminin okul öncesinde başlamasını tavsiye ediyorlar. Club Sporium, deneyimli antrenörleri eşliğinde yüzme, tenis, basketbol, jimnastik, voleybol, satranç ve sosyal aktivitelerle, çocuklara eğlenceli ve hareketle dolu bir yaz tatili sunuyor.
Akatlar Club Sporium
Tel: 0 212 444 77 67
Bostancı Club Sporium
Tel: 0 216 416 02 02
Yazarın Tüm Yazıları