Uçan kale

Hadi ULUENGİN
Haberin Devamı

Gümüşsuyu'ndan Dolmabahçe'ye koşarken ‘İki, üç, dört, faha fazla Vietnam / Ernesto’ya bir selam / Ho, Ho, Ho Şi Minh' diye bağırmış olan benim kuşağımın en iyi bildiği askeri uçak modelleri arasında ‘B-52’ tipinden olanlar gelirdi.

Çünkü, gün geçmezdi ki bu heyula Amerikan tayyarelerinin Hind-i Çin'de yeni bir mıntıkaya ‘bomba halısı’ bıraktığını radyo ajansından dinlemeyelim.

‘Uçan kale’ denilen ‘B-52’ler Tonkin Körfezi'nden girdiği gibi Kamboçya'dan çıkar ve güzerhahı boyunca Yarımada'ya napalm ateşi kusardı. Çok yüksek irtifadan kanat çırptığı için de aşağıdaki bataryalara pek yakalanmazdı.

Vietnam Savaşı önemli ölçüde ‘B-52’lerle özdeşleşirdi.

* * *

BOMBARDIMAN uçağı bu Mahmutpaşa işportasında her yaz yenilenen moda tişört gibi mevsim sonunda ıskartaya çıkacak değil ya, modern teknolojiyle donatılmış yeni ‘B-52’ler hali hazırda da ABD Hava Kuvvetleri'nin envanterinde yer alıyor.

Yerçekimli klasik bombalar yerine ‘Cruise’ güdümlü füzelerini atıyor.

Uçak operasyonel alanın çok uzaklarında gövde kapaklarını açtımıydı akıllı roket çoğrafya engebelerini izliyor ve bilgisayar hafızasına yerleştirilmiş hedefi şıppadak vuruyor. Askeri lugatte buna ‘cerrahi nötralizasyon’ deniyor.

İşte bu son model ‘B-52’lerden altı tanesi önceki gün İngiltere'ye indi.

NATO'nun Sırbistan'a karşı gerçekleştireceği muhtemel bir harekatta kullanılmak üzere Washington tarafından müttefik kuvvetlere tahsis edildi.

* * *

BEN kendi hesabıma enayi bir pasifist değilim. Savaş var, savaş var, sağ yanına tokat indirilince sol tarafını da dönen bir İsevi gibi naif davranamam.

Dolayısıyla, ‘B-52’lerle veya diğer uçaklarla hiç farketmez, Sırp Kasaba şamar patlatıldığı takdirde ağlayacak değilim. Tersine, mehel olsun derim.

Üstelik, Arnavut milleti canımın canı ve mirasçısı olduğum İmparatorluğun en doğal uzantısı, tabii ki onlarla baştan sona kadar dayanışma içindeyim.

Ama şunu kabul etmek gerekiyor ki eğer yarın Yugoslavya'ya karşı askeri bir operasyon düzenlenirse bunun hukuki gerekçesi pek inandırıcı olmayacak.

Uluslararası arenada da önemli rizikolar içerecek.

* * *

HUKUKİ gerekçe olmayacak zira Birleşmiş Milletler Sözleşmesi net ve sarih, bağımsız bir ülkeye müdahele ancak Güvenlik Konseyi kararıyla gerçekleşebilir.

Oysa, metazori de olsa Irak ve Bosna için böyle bir kararın altına imza atmış olan Rusya'nın bu kez ‘niet’ten caymayacağı, dolayısıyla NATO tarafından düzenlenecek bir operasyonun ‘ben yaptım, oldu’ zihniyetini yansıtacağı kesin.

Zaten Kuzey Atlantik Paktı'nın Kosova'da devreye girmesi, kuruluş şartında ‘müttefik ülkelerden birine saldırıya karşı ortak savunma’ yazan Batı askeri ittifakının temel ilkesiyle de uyuşmuyor. Ortada böyle bir saldırı yok...

NATO'nun harekete geçmesi söz konusu kurumu genel bir ‘jandarmalığa’ daha çok yaklaştıracak ve özellikle de ABD'nin örgütteki ağırlığını pekiştirecek.

Öte yandan, zaten ‘Slav dayanışması’ içinde olan Moskova kendisine rağmen yapılacak bir müdahelede ciddi tepki verecek ve büyük ihtimalle de Batı Paktı'nın eski Doğu bloku ülkeleriyle genişlemesini önlemek için hemen her şeyi deneyecek. Soğuk Savaş dönemi kadar olmasa bile uluslarası arena kızışacak.

Bu arada da irrasyonel reflekslere tutsak Sırp milliyetçiliğinin Miloseviç etrafında kenetlenmesi ihtimali artacak. Belgrad Kasabı yine el ovuşturacak.

Açıkçası, kalbimiz Kosova Arnavutlarından yana çarpsa da ve Slobodan Miloseviç okkalı bir kötek haketse de Sırbistan üzerinde ‘B-52’ uçaklarının kullanılması hukuki açıdan tartışmalı ve uluslararası açıdan rizikolu olacak.

Dileyelim ki Belgrad Efendisi bir kez aklı selim sahibi davranarak geri adım atsın ve ‘uçan kale’lerin bomba kapakları Balkan üzerinde açılmasın.



Yazarın Tüm Yazıları