Üç ay önce bir akşam

Ertuğrul ÖZKÖK
Haberin Devamı

Önceki gün güvenoyu görüşmeleri sırasında DYP adına konuşan Ayvaz Gökdemir'i dinlerken, bundan üç ay öncesine dönüyorum.

Yer, Ankara Sheraton Oteli'nin zemin katındaki Santini Restoranı.

O akşam restoranda üç DYP milletvekili ile yemek yiyoruz.

DYP'li milletvekilleri Ünal Erkan, Zeki Ertugay ve Ayvaz Gökdemir.

AKŞAMIN TANIKLARI

Yemeğe Hürriyet'ten katılanlar ise Doğan Medya Grup Başkanı Yaşar Eroğlu, Ankara Temsilcimiz Sedat Ergin ve ben.

Ayvaz Gökdemir yemeğe biraz geç katılıyor. Başka bir yerde, DYP içinde Refahyol Hükümeti'ne karşı çıkan milletvekilleriyle berabermiş.

O akşam Ünal Erkan, Çiller'e veryansın ediyor.

Refah Partisi ile ortaklığın ülkeyi felakete götürdüğünü söylüyor.

Erzurum Milletvekili Zeki Ertugay ise çok daha sert. Tarım profesörü Ertugay, genel başkanı Çiller ve özellikle de eşi Özer Çiller'e demedik söz bırakmıyor.

DYP içinde büyük bir savaşı başlattıklarını söylüyorlar.

Yemeğin sonuna doğru Ayvaz Gökdemir de bize katılıyor.

Gökdemir, her ikisinden de daha sert. ‘‘Gök kubbeyi Çiller'in tepesine yıkacağız'' diyor.

O da ülkenin felakete doğru gittiği görüşünü tekrarlıyor.

Sonuç:

O da DYP'de bir büyük savaşın başladığını söylüyor.

O akşam dinlediklerimiz, DYP içindeki mücadelenin giderek büyüdüğünü gösteriyor.

ŞİMDİKİ GÖKDEMİR

Önceki gün Meclis'te DYP Grubu adına konuşurken Ayvaz Gökdemir'i hayretler içinde izliyorum.

O Ayvaz Gökdemir gitmiş, yerine bambaşka bir insan gelmiş. O Çiller'e etmedik sözler söyleyen siyasetçinin yerine, hiç tanımadığım bir siyasetçi gelmiş.

Çok değil, üç ay önce Çiller'in tepesine gök kubbeyi geçireceğini söyleyen Gökdemir, şimdi ‘‘Gök kubbe üzerimize yıkılsa da Çiller'i savunacağız'' diyor.

Hayret bir şey...

Bu konuşmayı dinleyince kendi kendime soruyorum:

Acaba üç ay gibi kısa bir süre içinde Ayvaz Gökdemir'e böylesine çarpıcı bir U dönüşü yaptıran şey nedir?

Acaba nedir?

Acaba siyaset dediğimiz şeyin kendisi mi belkemiksiz, yoksa bazı siyasetçiler mi?

Gök kubbeyi bu kadar devireceğini söyleyen insanlar, nasıl olur da kendi karakterlerini devirip onun altında ezilirler?

Bu deformasyon neden sadece bize ait bir hastalıktır?

Evet, o akşam konuşulanlar buydu.

O akşam Çiller'i ağır bir dille eleştiren üç milletvekilinden sadece Ünal Erkan çizgisine sadık kaldı.

Bu da beni hiç şaşırtmadı. Çünkü Ünal Erkan, Emniyet Müdürlüğü, Olağanüstü Hal Bölge Valiliği döneminden beri çizgisine sadık kalmış bir insan.

Belkemiği sağlam duruyor.

Ayvaz Gökdemir ile Prof. Zeki Ertugay ise yıkmaya kalktıkları gök kubbenin altında kendileri kaldılar.

Herhalde bu iki güzide siyasetçi, ilerde bu çizgi kırılmalarının nedenini hiç olmazsa yakınlarına izah edebileceklerdir.

YA AZERBAYCAN

Ha, bu arada bir şeyi unuttum.

Önceki gün Meclis kürsüsünden durmadan demokrasi dersi veren, darbe edebiyatı yapan arkadaş, bundan iki yıl önce Azerbaycan'da seçilmiş Aliyev'i bir darbe ile devirmeye kalkan kişi değil miydi?

O darbeyi son anda önleyen kişi de, bugün yerden yere vurduğu Demirel değil miydi?

Çiller'in etrafında tuhaf bir çevre oluşuyor. Bunların kendilerine ait bir demokrasi anlayışları var.

Çiller, dün siyasi gündemimize yeni bir gruplaşma kavramı daha getirdi.

Genel İdare Kurulu toplantısıdan önce gazetecilere, Türkiye'de ‘‘demokrat-laik'' diye bir bölünmenin bulunduğunu söylemiş.

Yine hayret bir şey. 74 yıllık Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa, laiklerle demokratların karşı karşıya geldiğini işitiyorum.

Bakalım belkemiksiz politika bize daha neler gösterecek...

Yazarın Tüm Yazıları