Türkiye'nin evet haritası

Ertuğrul ÖZKÖK
Haberin Devamı

Eski Milli Savunma Bakanı Turhan Tayan, sekiz yıllık eğitim reformuna evet diyenlerin siyasi haritasını çıkarmış.

Tayan, DYP'den kanuna evet diyen iki milletvekilinden birisi.

Önce DYP'den bu reforma evet diyerek veya Meclis'e gelmeyerek destek verenlerin coğrafyası.

BATI EVET'Çİ

Mesela Trakya...

Neredeyse silme evet çıkmış.

Üç ildeki DYP milletvekilleri gelmemişler.

Tekirdağ'da Nihan İlgün, Edirne'de Ümran Akkan ve Kırklareli'de Ahmet Sezal Özbek.

Batı'ya ve güneye inelim.

DYP'nin Yalova, Antalya, Hatay, Adana, İçel, Uşak, Isparta, Aydın milletvekillerinden en az biri gelmemiş.

İzmir'de zaten milletvekili kalmadı.

Karadeniz'de, Ordu, Giresun ve Ardahan.

Eğitim reformuna evet diyenlerin genel coğrafyasına bakıldığı zaman ise şu tablo ortaya çıkıyor.

Trakya, Marmara, Ege, Akdeniz ve Karadeniz evetçi.

Buna karşılık hayır diyenler daha çok İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da kümeleniyor.

Yani ekonomik olarak gelişmiş, Batı'ya açık, turizmle tanışmış, büyümek isteyen, serbest piyasa ekonomisinin girdiği iller sekiz yıllık kesintisiz eğitim reformunu destekliyor.

Ekonomik olarak daha az gelişmiş durumda olan, okuma yazma oranının düşük olduğu bölgelerde ise bu reforma hayır diyenler kümelenmiş.

GELİŞME COĞRAFYASI

Alın haritayı önünüze.

Çizin bu coğrafyayı. O zaman sekiz yıllık eğitime neden gerek olduğunu bir kere daha anlayacaksınız.

Çünkü bu harita bu olayın sosyal, kültürel ve ekonomik gerçeğini bütün açıklığı ile gözler önüne seriyor.

Ekonomik olarak ilerlemiş illerin ve çağlardır geri bıraktırılmış illerin gerçeği bütün çarpıcılığı ile ortaya çıkıyor.

Tabii, aynı zamanda bu reformu 24 yıldır geciktiren siyasilerin tarihsel sorumlulukları da...

Sekiz yıllık eğitim reformu Türk siyaseti açısından çok önemli bir dönüm noktası olacak.

Çünkü olay, sadece çıkması imkânsız gibi görünen bir kanunun Meclis'ten geçmesi ile sınırlı değil.

Bu olay aynı zamanda, merkez sağda yeni bir zihniyetin doğuşunu haber veriyor.

Refah Partisi ve onun intikam hırsları ile yanan ortağı Çiller bu kanunun görüşmeleri sırasında, dini istismarın mümkün olan bütün araçlarını kullandılar.

İSTİSMAR SİYASETİ

Her iki lider de ‘‘Din elden gidiyor'' diyecek kadar kendinden geçmiş bir istismar propagandasına giriştiler.

Ezanın susturulacağı, Kuran'ın yasaklanacağı gibi saptırmalara bile başvuruldu.

ANAP, bu kadar yoğun bir dini istismar baskısı altında bile bu kanunu çok az bir fire ile destekledi.

Yani merkez sağda ilk defa bir parti, eğilip bükülmeden, oraya buraya kıvırtmadan din istismarına karşı direniyor.

Benim bilebildiğim kadarı ile, çok partili hayata geçişimizden bu yana ilk defa bir sağ parti, din istismarı konusunda böyle samimi bir tavır sergiliyor.

Kabul edelim ki bu bir cesaret işidir.

Bu, yerleşik siyaset yapma biçimine karşı bir meydan okumadır.

Ama Türkiye, 24 yıldır ertelenen bir reformu ancak böyle açık ve net bir anlayışla gerçekleştirebiliyor.

DÖNÜM NOKTASI

Bunun siyasi sonucu ne olacaktır?

Benim kanaatim, ANAP bunun karşılığını fazlasıyla alacaktır.

Bu tutum, Türkiye'de dini istismar ederek siyaset yapanların sonunu getirecektir.

Ve Türkiye'de merkez sağın yeniden yapılanması sürecini başlatacaktır.

O bakımdan sekiz yıllık eğitim kanunu siyaset tarihimizde bir dönüm noktasıdır.

Yazarın Tüm Yazıları