Türkiye’nin en stil insanları kimler

ELLE Dergisi, geleneksel Stil Ödülleri’nin ikincisini önümüzdeki cuma gecesi düzenliyor.

Haberin Devamı

Adaylar kimmiş diye şöyle bir kolaçan ettim halihazırda oylama yapılan styleawards.elle.com.tr adlı internet sitesini.
En stil kadın oyuncu adayları arasında Bergüzar Korel, Selma Ergeç, Tuba Büyüküstün gibi isimler göze çarpıyor. Stil denen şey bizde güzel olmak gibi algılandığından oyların çoğunun -maalesef- Tuba Büyüküstün’e gideceğine kuşku yok.
En stil erkek oyuncu dalında favorim Fırat Çelik.
Ama burada da oylar Burak Özçivit’e yağabilir.
Gerçi Feriha’nın arabalı prensi Çağatay Ulusoy olsaydı, hepsini katlardı genç kız oyları bakımından.
Erkek kategorisinin en talihsiz adayı ise Halit Ergenç olmuş.
Tıpkı Okan Yalabık gibi Ergenç’i de Osmanlı dışında bir versiyonuyla hatırlamıyor şu yorgun magazin bellekler...
Şimdi nasıl stil mi değil mi karar versin...
Ve gelelim en stil kadın şarkıcı kategorisine...
Buradaki favorim Atiye. Sertab Erener dışındaki diğer adayların ise oturmuş bir stili olduğundan şüpheliyim.
Ya da şöyle söylemeli: Aklıma gelmiyor stilleri...
Erkek şarkıcı adayları arasında Hayko Cepkin bir adım önde. Saçları, sahne kıyafeti, karanlık makyajıyla; beğenin ya da beğenmeyin bir stili var kendisine göre adamın.
Benzer şekilde, vazgeçemediği koca converse’leri ve renkli pantolonlarıyla Hayko’nun tam aksi rotadaki Sinan Akçıl’ın da öyle...
Stil ikonu adaylarında ise galip şimdiden belli gibi: Nebahat Çehre. Ama ben olsam Hande Ataizi’ne de şans verirdim.

Haberin Devamı

Sonunu mutlu görmek değiliz?

Türkçe muhafazakarı değilim.
“Türkçe’ye şu İngilizce kelimeler girmesin, aman şu kelimenin Türkçe’si kullanılsın, Türkçe kelimeler türlü numaralar çevrilerek başka şekillerde asla kullanılmasın” diyenlerin tarafında hiç değilim.
Çünkü sokak dili diye bir şey var.
Ve hepimiz sosyal çevremize göre şakıyoruz.
Bu yüzden reklamcısı konuşurken “O kadarını handle edemem” diyor konuşurken.
Ya da tikisi, “Akıcaz bu gece, gelcean mıı?”
Ama işte cümleye bakarım. Cümlenin gittiği yere, manasına...
Son günlerde Hande Yener’in “Unutulmuyor” şarkısındaki şu iki cümleye takıldım: “Sonunu mutlu görmek değiliz” ve “Kaldığı yerden sürmek değiliz.”
Bu iki cümleyi anlamak için cidden büyük çaba harcadım.
Ama hiçbir şey anlamadım.
Hani sınavlarda upuzun paragraflar verilir ve o paragraftan cümleler seçilip şıklara yerleştirilirdi.
O cümlelerde eksik olan kelimeleri bulurdun.
Anlamı eksilten kelimeyi.
Eğer aynısını bunlara uyarlarsak, en doğru şık şöyle olurdu herhalde.
“Sonunu mutlu görmek İSTEMİYOR değiliz” ya da “Sonunu mutlu görmek ZORUNDA değiliz.”
Ama şarkının melodisine belli ki o kelime fazla gelmiş ve nasıl olsa böyle de olur diye düşüncesizlik edilerek o eksik X kelime şutlanmış.
Yoksa böyle yazmak İSTENİLMİYOR biliriz.

Haberin Devamı

Yeni... en yeni...

- Şehre yeni bir kulüp geldi, Skandal adında. İzlenim ayrıntıları pazartesi burada.
- Şimdilerde Doors Grubu’nun The Marmara Taksim’in tepesine açacağı mekanla, Bebek Kitchenette’in üçüncü katına açtıkları Poupon konuşuluyor.
Yeniler iyi güzel. Ama Kitchenette şubelerinin servis ve yemek kalitesi bakımından acilen bakıma ihtiyacı var, onu da yeri gelmişken söyleyeyim...

Yazarın Tüm Yazıları