Türkiye beni de şaşırttı

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

43 yıl sonra bu da olacaktı demek.

Çok değil daha iki yıl öncesine kadar birisi bana çıkıp da ‘‘Serdar sen IMF yetkilileriyle iyi anlaşırsın’’ deseydi, bu benim için bir kavga etme vesilesi olabilirdi.

Şimdi ise değil onlarla anlaşmak, hemen hemen aynı şeyleri düşünmeye bile başladık.

Demek ki insanın ideolojik aşınması 40 yaş civarında durmuyor ve devam edebiliyormuş.

Bakalım işin sonu nereye varacak, artık Allah bilir. Yakında balkona çıkıp ulumaya filan başlarsam aman şaşırmayın.

Ve evet, nihayet ben de bir IMF yetkilisi ile aynı fikirdeyim. Bizim Türkiye bu beyefendiyi şaşırtmış, dün bizim gazetenin manşetinde okudunuz.

Bu ülke aynen beni de şaşırtıyor vallahi, bu kadar olur fikirlerin çakışması, hayret bişi yani.

***

Korkmayın, kafanızı ekonomik göstergelerle şişirmeyeceğim..

Zira beni asıl şaşırtan şeyler çok daha gündelik hayata özgü.

Mesela ben şunu biliyorum ki bizim ülkede insanların sabah uyanma saatleri sabaha karşı saat beş ile öğle 12.00 arasında değişebiliyor.

Dünyanın hiçbir kapitalist ülkesinde böyle bir şey mümkün değildir.

Bu ülkelerde bütün çalışması gerektiği farz edilen nüfus en fazla iki saatlik bir zaman diliminde uyanmak zorundadır.

Türkiye'de bu 7 saatlik bir zaman dilimine yayılabilmiş durumda.

Üstelik meseleyi birer saatlik dilimler halinde incelerseniz iş çok daha enteresanlaşıyor.

Bugün Türkiye saat 5.00'ten başlayarak birer saatlik dilimlerde öğlen 12.00'ye kadar her saat eşit sayıda insanın uyanabildiği bir ülke konumundadır.

Daha da üstelik insanların uyanma saatinin gecikmesiyle birlikte bunların para kazanma katsayıları da doğru orantılı artar.

Yani anlayacağınız bugün Türkiye'de zengin insanlar para kazanmak için uyanmak gibi temelde son derece tatsız olan bir işi yapmak zorunda değillerdir.

Başka bir kapitalist ülkede böylesine bir durum olsa, Marx ve Engels'in teorik tespitleri de doğrulanır ve o ülkede sistem çökerdi.

Anlayacağınız Türkiye yine pasif agresif bir tavır almış ve durup dururken Marksizm teorisine bir darbeyi de bu şekilde, onu tamamen yanlışlayarak vurmuştur.

***

Yemin ediyorum bizim gazetedeki en bahtsız yazar Prof. Dr. Salih Neftçi.

Hoca, yıllardır Türk ekonomisini bilimsel açıdan yorumlamaya çalışıyor.

Keyifli yazılar yazıyor...

Ama onun kadar imkânsız işe girişmiş bir ikinci kişi daha şu anda büyük ihtimalle dünyada yok.

Aslında bizim gazetede onun gibi böyle gözü kara, imkânsıza soyunmuş kişiler çok.

Örneğin Yavuz Gökmen'i alın ele.

O da Tansu Çiller'in bir demokrat olduğu varsayımına dayanarak onu bilimsel açıdan analiz etmeye çalışıyor.

Ne var ki Salih Hoca'nın yapmaya çalıştığının yanında Yavuz'un yapmaya çalıştığı çocuk oyuncağı bile kalır.

Tansu Çiller'in demokrat olabilmesi bile Türk ekonomisinin bilimsel kurallara uygun olabilmesinden çok daha olası bir şeydir.

Artık anlayın siz durumu yani.

Bu nedenle Salih Neftçi de arada bir IMF yetkilileri gibi Türkiye'ye şaşırıyor.

***

Bir deney yapın. Elinizin altında bir IMF yetkilisi varsa onun alın, birlikte sokağa çıkın.

Tamamen rastgele bir insanın yanına yaklaşın.

Halini hatırını sorun.

Kötü olduğunu anlatacaktır, sıkılsanız da kesmeyin adamcağızın lafını.

Memleketin durumunu sorun, onun da kötü olduğunu söyleyecektir mutlaka.

Sonra kaç lira maaş aldığını sorun.

40 milyon filan civarında bir şey söyleyecektir.

İşte bu aşamada bir kere IMF yetkilisi tabii ki çok şaşıracak, ‘‘Aman beyim nasıl olur, sizin şu anda hayatta olmamanız gerekir bilimsel verilere göre’’ filan diye protestolara başlayacaktır.

Sonra gavuru şaşırtmak için başka bir şey daha yapın ve adama kaç çocuğu olduğunu söyletin.

Büyük ihtimalle dört civarında bir sayı söyleyecek ve ekleyecektir ki karısı da çalışmamaktadır.

***

Bu aşamada IMF yetkilisi artık şaşkınlıktan bayılmak üzeredir.

Ekstrasistol bile geçiriyordur.

İşte ölümcül darbeyi o aşamada vurun.

40 milyon maaşlı, karısı çalışmayan, dört çocuklu ve IMF verilerine göre o anda iki yıl önce ölmüş olması gereken adama ‘‘Peki kardeşim swap ve forward işlemleri nedir bize anlatsana’’ diye sorun.

Yemin ediyorum ki adam size bütün olayı en ince teknik ayrıntılarına kadar anlatacaktır.

Hatta IMF yetkilisinin bile bilmediği bazı pratik tüyoları da verecektir bu arada konuşurken.

Bu arada sakın ha bu adama çalıştığınız yeri söylemeyin, çünkü anında şirketinizin çıkarmış olduğu kâğıtların borsada ne durumda olduğunu soracak ve sizden şirketinizin geleceğe yönelik planlarını öğrenmeye çalışacaktır.

Bu arada ne olur olmaz bir şey öğrenirsem diye de cebinden yavaş yavaş cep telefonunu çıkarmakta ve borsa aracısının numarasını çevirmeye başlamaktadır bile.

İşte bu aşamada IMF yetkilisi eğer hâlâ şaşkınlıktan bayılmadıysa, o zaman da vurun yumruğu bayılsın be kardeşim ne yapayım yani.

(Bu yazı Salih Neftçi'nin bir yazısından yola çıkılarak yazılmıştır.)













Yazarın Tüm Yazıları