Turizmi 12 aya yaymayı başardı AKYAKA

Bakir koyları, doğası, tarihi, kültürü, kendine özgü sivil mimari örnekleriyle ünlü Akyaka, tatilciler ve turizmciler tarafından 25 yıl önce keşfedildi. Gökova Körfezi’nin doğu ucunda, Sakartepe Dağı ile körfezin birleştiği noktada bulunan, 1943’te sadece 6 köy evinin olduğu Akyaka’nın korunarak geleceğe taşınması için hedefler saptandı ve hayata geçirildi.

1971’de köy muhtarlığı, 1992’de belde olan Akyaka’nın asıl parlamaya başladığı yıl 1983. O tarihte, geleneksel mimariyi taşıyan Akyaka eviyle Nail Çakırhan, Ağahan mimarlık ödülünü aldı. Beldenin bugünkü belediye başkanı Ahmet Çalca, "Akyaka’yı korumak ve aldığımız şekliyle torunlarımıza miras bırakmak istiyoruz. Turizmin getireceği zararları fark ederek, 1988’de Akyaka’yı Çevre Koruma Bölgesi ilan ettirdik. Yüzde 70’i doğal ve arkeolojik sit olan beldemize özgü mimari yapıyı bozdurmadık. İmara açık bölgelerin yüzde 90’ında yapılaşma tamamlandı. Bu nedenle milyon dolarlık dev tesisler yapıp cenneti betona çevirmeyeceğiz. Aksine dört mevsim farklı güzelliklere sahip, yılın 12 ayı yaşanabilecek beldemizde turizmi tüm yıla yayarak, Akyaka’da örneği olmayan turizm modeli yaratacağız" diyor.

Muğla’ya 28 ve Marmaris’e 32 kilometre uzaklıkta, Ula İlçesi ve köylerinin mimari özelliğini taşıyan Akyaka’da küçük ev tipi pansiyon ve otellerde yaklaşık 3 bin 500 yatak, orman içi kamplarda da 1500 yatak bulunuyor. Beldenin ilk ve tek seyahat acentesi Mepar Turizm Şirketi yöneticisi Erhan Parla, "Özellikle yaz aylarında, bir yıl önceden rezervasyon yapılmadığı takdirde yer bulmak mümkün değil. Akyaka son birkaç yılda Alman, İngiliz ve Hollandalı zengin turistlerin gözdesi haline geldi" diyor. Yirmi yıldır tatilini burada geçiren yabancı aileler var. Beldeyi özellikle VIP diye anılan, üst düzey turistler tercih ediyor.

Akyaka ormanlarla kaplı dağlara, akvaryum gibi azmaklara, pırıl pırıl bir denize, orman kamplarına, tarihi zenginliklere, mimari özellikleri olan ahşap evlere sahip. Gökova ovasının sazlıklarına yüzlerce değişik kuş türü geliyor. Kuzeyindeki Sakartepe, yamaç paraşütçüleri için biçilmiş kaftan. Kadın Azmağı’na su samurları, su tavukları ile flamingo ve pelikanlar geliyor. Tüm bu nedenlerle Türkiye turizminde ender rastlanan nitelikli turistleri çekiyor. Gelenlerin büyük bölümü sukunet arayan, orta yaş ve üzeri insanlar. Hareketlilik arayanlar 30 km. uzaktaki Marmaris’e gidebilir.

Başbakanın ziyaretinin de etkisiyle, bu yıl kış turizminde yüzde 20 oranında artış yaşandı. Yılbaşında tüm pansiyon ve oteller doldu. 20 yıl önce Kadınazmağı içinde sekizi geçmeyen restoran sayısı şu anda 25. Bunların yedisi kış aylarında da açık. Beldede banka yok. Otel, market ve restoranların büyük bölümünde kredi kartı geçiyor. Para ihtiyacınız için her yarım saatte bir kalkan dolmuşlarla Muğla’ya gidip gelebilirsiniz.

Akyaka bugüne kadar pek çok tanınmış ismi ağırladı. Elizabeth Hurley, Bill Gates, Erdal İnönü, Gönül Yazar, Hülya Avşar, Pamela Anderson, Rahmi Koç, Metin Akpınar, Tina Turner, Dustin Hoffman ve Shakira bunlardan bazıları.

BELDENİN TARİHİ

MÖ 9’uncu yüzyılda kurulan Akyaka, Karya uygarlığının önemli şehirlerinden İdima’nın yerleşim alanı içinde kalıyordu. Üç kilometre doğusundaki Kozlukuyu Köyü, aynı köyün Yazılıtaş Mahallesi, İnişdibi Mahallesi, orman kampı içinde Eski İskele Mevkii bugün sınırları içinde yer alıyor. Kozlukuyu Köyü’ndeki antik kentin nekropol alanı ve kalesindeki ilk bulgular 1937 yılında Fransız araştırmacı Louis Robert tarafından ortaya çıkarıldı. Kozlukuyu sırtlarında ve İnişdibi mahallesinin hemen doğusunda MÖ 4. yüzyıla ait kaya mezarlar bulunuyor. Bunlardan biri mimari planı ve taş oyma işçiliği ile dikkat çekici. Kaya mezarların üzerinde Akropolis (kale) yer alıyor. Yaklaşık 200 metre uzunluğundaki kalede Helenistik dönem taş duvarlar, odalar ve sarnıç kalıntıları görülebilir.

MİMARİ ÖZELLİKLERİ

Muğla’nın Ula İlçesi’ndeki ahşap evler yerini zevksiz betonarme evlere bırakmaya başlarken, Ula doğumlu Nail Çakırhan, Akyaka Beldesi’nde kendisine Ula tarzı bir ev yaptırdı. Çakırhan, Ula evlerinin geleneksel mimarisine kendi yorumunu, kendi zevkini de kattı. Yapılan bu ev çok beğenildi ve 1983’te Ağahan Mimarlık Ödülü’ne değer bulundu.

Çakırhan’ın ardından herkes bu mimari tarzı esas alan yapılar yaptırmak için yarıştı. Evlerin hemen hemen tamamında bu tarz egemen oldu. Belde böylece Ege ve Akdeniz’deki birçok kıyı kentinin karşılaştığı çarpık kentleşmenin etkisinden kurtulmayı başardı. Akyaka’yı Sevenler Derneği ve turizmci Hamdi Yücel Gürsoy’un girişimiyle Akyaka’ya Nail Çakırhan’ın büstü dikildi.

Bu arada Ula’nın geleneksel mimarisi Çakırhan ile hayat buldu. Ulalılar unutmaya başladıkları eski evlerini hatırladı, restore etmeye, yenilemeye, yeniden yapmaya başladı. Ula evlerinde ahşap işçiliği büyük önem taşıyor. Oymalı dolap kapakları, tavan süslemeleri, işlemeli balkonlar, ahşap ağırlıklı bu evlerde büyük önem kazanıyor.

ULAŞIM

İzmir - İstanbul - Denizli tarafından gidiyorsanız, Muğla-Marmaris arası D550 Karayolu’nun Muğla’dan sonra 30’uncu kilometresinde Sakar geçidini göreceksiniz. Geçitten Gökova düzlüğüne ulaşmadan sağdaki Akyaka tabelasını takip edin. Antalya tarafından gidiyorsanız, Antalya-Muğla karayolunda, Gökova dörtyol (Marmaris sapağı) kavşağından sağa sapın. Havayoluyla gitmek isteyenler Dalaman üzerinden ulaşabilir. Dalaman Havalimanı, Akyaka’ya 67 km. uzakta.