Turbede izdiham

Güncelleme Tarihi:

Turbede izdiham
Oluşturulma Tarihi: Eylül 13, 1999 00:00

Haberin Devamı

‘‘Aziz Mahmud Hudai Hazretleri buyurmus! Kim omrunde bir kere benim kabrimi ziyaret ederse denizde bogulmasin, yanginda yanmasin, depremde olmesin!’’ Simdi Hazret'in bu tavsiyesini duyan Uskudar'daki turbeye kosuyor. Biz de Uskudar'daki turbeye gidip, isin aslini astarini arastirdik.

Deprem Istanbul'u vurdu, gecti. Yikilan evlerin enkazi kaldirildi, binalardaki hasarlar tespit edildi. Ancak depremin Istanbullu'nun ruhunda yolactigi hasar hálá tespit edilemedi. Artik insanlar enkaz haline gelmis duygulariyla birlikte yasamaya calisiyor. Vatandas, acinin ve korkunun verdigi aceleyle ilk anda ofkesini muteahhitlere ve belediye baskanlarina yoneltti. Simdi ofke yatisti ve vatandas ruhunda meydana gelen hasari telafi edecek merci ariyor.

‘‘Yeni bir deprem daha olacak mi?’’ Istanbullu bu sorunun cevabini ariyor. Hergun depremle ilgili yapilan onca aciklamayi bikmadan, usanmadan dinliyor. Gozlerini ekrandan ayirmiyor. Rasathane'den yapilan bilimsel aciklamalar da vatandasin korkusunu bastirmaya yetmiyor. Deprem gecesi ‘‘salavatlarla ve dualarla’’ sokaga dokulen vatandas, teselliyi turbelerde ariyor. Telli Baba, Helvaci Baba, Eyup Sultan, Aziz Mahmud Hudai Turbesi ruhen iyice daralan Istanbullu'nun biraz moral bulabilmek ve depremden korunmak icin dua etmeye gittigi baslica mekánlar.

Son gunlerin en kalabalik kutsal mekánlarindan biri de Uskudar'daki Aziz Mahmud Hudai Turbesi. Sariyer'de Telli Baba, Topkapi'da Merkez Efendi, Eyup'te Eyup Sultan neyse Uskudar'da da Aziz Mahmud Hudai o. Hergun yuzlerce kisinin ziyaret ettigi turbe, kutsal gecelerde ve cuma gunleri adeta ziyaretci akinina ugruyor. 17 Agustos'tan bu yana Aziz Mahmut Hudai Turbesi'ndeki kalabalik daha da artmis. Daha once kismeti kapanmislarin, cocugu olmayan genc kadinlarin ugrak yeri olan Hudai Turbesi'ne depremzedeler de akin etmeye baslamis.

Son gunlerde kadinlar arasinda dolasan bir soylenti de turbedeki yogunlugun artmasina neden olmus. ‘‘Aziz Mahmud Hudai Hazretleri buyurmus! Kim omrunde bir kere benim kabrimi ziyaret ederse denizde bogulmasin, yanginda yanmasin, depremde olmesin!’’ Simdi Hazret'in bu tavsiyesini duyan Uskudar'daki turbeye kosuyor. Istanbul'un dort bir yanindan binlerce kisi Mahmud Hudai'nin kabrini ziyaret edip, Hazret'in mujdesinden nasiplenmeye calisiyor.

Aklimiza mukayyed ol

Gectigimiz Cuma gunu biz de solugu Aziz Mahmud Hudai Turbesi'nde aldik. Osmanli doneminde yetismis unlu tasavvuf adami depremden korunmak icin gercekten boyle bir sey soylemis mi, diye merak ettik. Cuma namazi vaktinde turbeye vardik. Bir yanda caminin avlusuna tasan cuma cemaati, diger yanda turbeyi ziyarete gelen yuzlerce kadin. Turbenin etrafini kusatmis kalabalik ellerini acmis dua ediyor. Erkekler birazdan kilinacak cuma namazi oncesinde hutbe dinliyor. Cuma namazi kilindiktan sonra biz de turbeye yoneliyoruz. Bir Fatiha okumak istiyoruz, ancak o kadar kadinin arasina girmek ayri bir cesaret istiyor.

Ellerinde Yasin cuzleriyle dolasanlar, okunmus lokum, kesmeseker, zeytin, visne dagitanlar... Duasini edip, okunmus yiyeceklerden bir tane agzina atan kendini mutlu sayiyor ve geri cekiliyor. Buyuk bir gorevi yerine getirmis olmanin verdigi huzurla bir kenara cekilenler kendi aralarinda deprem sohbeti yapiyorlar: ‘‘Vallahi kardes, sasirdik kaldik! Herkes farkli konusuyor. Falanca hocaefendi 17 Eylul'de kesin deprem olacak demis. Hatta kendiside memleketine gitmis. Herkes tedbir alsin diye de uyarmis. Fatih'teki falan Seyhefendi de 19 Eylul diyormus. Acaba hangisinin tahmini daha dogru?’’

Depremin manevi zararini ogrenebilmek icin biraz daha kulak kabartiyoruz konusulanlara. Depremle ilgili rivayetler muhtelif. Bu kez soz kendi aralarinda sohbet eden bir grupta:

- Amerikali biliadamlari hálá isin icinden cikamamislar.

- Neyin icinden cikamamislar?

- Depremin sirrini hálá cozememisler. Adalar'i, Eminonu'nu sarsan fay hatti neden Fatih'e ugramadan Zeytinburnu'na, oradan da Avcilar'a gecmis. Bunu arastiriyorlarmis.

- Fay hatti Fatih'e niye ugramamis ki?

- Vallahi ben Hatice Hanim'in yalancisiyim! Fatih'te buyuk bir zat o gece ellerini duvara dayamis. Fay hattini Fatih'e ugramasin diye itmis.

- Goren olmus mu?

- Seyhin yaninda kalan bir muridi gormus. Sohbette herkese anlatmis. Bizim Hatice Hanim'in kocasini bilirsin. O seyhin sohbetlerini hic kacirmaz. Duyunca karisina anlatmis. O da bana anlatti.

Anlatilanlardan cok etkilendigi her halinden belli olan baska bir kadin da sunlari soyluyor: ‘‘O gece Istanbul'un bircok yerinde sarikli, beyaz elbiseli insanlar binalari tutarken gorulmus.’’

Bir digeri giderek koyulasan sohbete baska bir anektodla katkida bulunuyor: ‘‘Deprem gecesi devriye gezen bir polis ekibi Unkapani'na dogru giderken caddenin ortasinda toplu halde namaz kilan beyazlar icinde insanlar gormus. Polis onlara carpmamak icin neredeyse kaza yapacakmis!’’

Bir yandan anlatilanlari dinlerken bir yandan da Aziz Mahmud Hudai Hazretleri gercekten ‘‘turbemi ziyaret eden depremde olmez’’ demis mi onu arastiriyoruz. Hazretin bulundugu turbenin duvarindaki kitabede aynen sunlar yaziyor: ‘‘Omrunde bir kere turbemize gelip Fatiha okuyanlar kiyamete kadar bizimdir. Bizi sevenler omurlerinde fakirlik gormesinler. Imanlarini kurtarmadikca olmesinler. Oleceklerini bilsinler ve haber versinler. Ve de olumleri denizde olmasin.’’

‘‘Hazret depremle ilgili birsey soylememis’’ diyecek oluyoruz kalabaliga. Biri hemen itiraz ediyor: ‘‘Daha ne desin! Denizde olmesinler, oleceklerini bilmeden olmesinler demis ya!’’ Kadinlarin depremle ilgili koyulasan sohbetini dinleyen bir dede yanimizdan soylenerek uzaklasirken olaya son noktayi koyuyor: ‘‘Allahim! Senden baska siginacak yerimiz yok. Sen aklimiza mukayyed ol!’’

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!