Tüm insanlar Afrikalı olmayabilir!

Güncelleme Tarihi:

Tüm insanlar Afrikalı olmayabilir
Oluşturulma Tarihi: Haziran 19, 2005 20:59

İnsanlığın kökeni gerçekten de Afrika’da mı yatıyor? Uzun zamandır bilim dünyasında bu tez kabul görüyordu; ama şimdi artık tüm insanların Afrikalı olmayabileceği, insanların benzer zamanlarda dünyanın farklı bölgelerinde ortaya çıkmış olabileceği ve biz Homo sapiens’in bir karışım olabileceği görüşü tartışılıyor.

Kara kıtanın ilk göçerleri fazla kalabalık değildi. Fakat güçlü silahlarla donanmış olan bu zeki insanlar kararlı adımlarla kuzeye doğru yola çıktılar. Yakındoğu üzerinden Asya’ya doğru ilerledikten sonra zorlu bir deniz yolculuğuyla beşinci kıtaya ulaştılar.

Batıya doğru yol alan diğer bir grup ise Avrupa’ya yerleşti. Kolonileşme yüz binlerce yıldan beri bu bölgelerde yaşayanları fena vurdu. Afrikalıların hakimiyetinden sonra Pekin ve Java insanları Asya’dan, Neandertal insanı da Avrupa’dan silindi. Taş devrinde bu gruplar çok enderdi.

Modern insanın bundan yaklaşık 100 000 yıl önce Afrika’dan çıkarak birkaç on bin yıl içinde dünyayı fethedip öncü insanları haritadan silmesine dayanan teori aşağı yukarı bu şekilde özetlenebilir.

Out of Africa

Bilim adamlarının çoğu Afrika dışındaki öncü insan türlerinin "Out of Afrika" fatihleri tarafından kökünden yok edildiğini dolayısıyla da genetik izlerin tümden silindiğine inanırken, sadece Amerikalı antropolog Milford Wolpoff başkanlığındaki küçük bir grup modern insanın tamamen Afrika kökenli olduğunu savunuyordu.

Michigan Üniversitesi araştırmacılarının tezlerine göre bugünkü Avrupalılar Neandertal geni taşımakta. Asya ve Avustralya’da da Pekin ve Java insanının torunlarına rastlamak olası.

Yani tüm kıtalardaki insanlar, modern insanın öncü atalarından gelişmişti. Ve farklı gruplar arasında süren gen alışverişi coğrafi bölgelerin uzaklığına rağmen insanlığı tek bir tür altında toplamıştı ki bu varsayım diğer antropologlar tarafından pek ciddiye alınmıyordu.

Ancak şimdi Wolpoff’a ilk kez genetik bilimcilerinden sürpriz bir destek geldi. Bugünkü Avrupalı, Asyalı ve Afrikalılara ait 6000 geni karşılaştırarak ilginç bir sonuca ulaşan Washington Üniversitesi paleoantropologlarından Alan Templeton, özel bir bilgisayar programı sayesinde genetik harf karmaşasında, insanlık tarihini okuyabildiğini iddia ediyor.

Daha ilkeller vardı

Ve Templeton tarafından açıklanan bu evrim kuramı Out of Afrika teorisinden biraz farklı: Afrika’daki ilkel insan türleri bundan 420 000-800 000 yıl önce Afrika’dan çıkarak dünyanın diğer bölgelerinde kendilerinden daha ilkel insan türleriyle karşılaştılar. Henüz kanıtlanmamakla birlikte bu ilk göç dalgasında bile çok küçük bir gen alışverişi söz konusuydu.

Bundan 80 000 Ğ150 000 yıl önceyse, ki bu arada Afrika’da modern insanın tipik kafatası yapısı gelişmişti, kara kıtadan ikinci bir göç dalgası dünyaya yayıldı. Fakat bu seferki yoğun gen alışverişiyle farklı bir gen havuzu doğdu.

Modern Afrikalı insan, Avrupalı Neandertal ve ilkel Asyalılara genleriyle hakim oldu. "İnsanlık git gide Afrika kökenli genlerle çoğalmaya devam ederek dünyadaki insan nüfusu içinde genetik bir bağ oluşturdu" diye açıklıyor bu durumu Templeton.

Genetik araştırmalarla elde edilen yeni bulgu böylece Wolpoffs’un anatomik olarak ispatlamaya çalıştığı teorisini kanıtlamış oluyor. Ve araştırmacı Templeton’un sonucundan sonra genetikçilerin ve paleoantropologların insan evrimi konusunda uzlaşabileceklerini söylüyor.

200 bin yıllık geçmiş

Her ne kadar ani bir görüş birliği söz konusu olmasa da Templeton’un sonucu belki "replacemant" teorikçileri* ve "multiregional" teorisini* destekleyenler arasında süre gelen ve ilk kez 80’li yılların sonunda Berkeley Üniversitesi genetikçilerinden Alan Wilson tarafından alevlendirilen tartışmaya son verebilir.

Wilson, insanlık tarihini açıklamak için ilk kez farklı kaynaklardan yola çıkmış ve sonuçlarıyla dünyayı şaşırtmıştı. Hücrelerin işletme mekanizmaları sayılan ve yalnızca anneden geçen mitokondrilerin kalıtım malzemesini karşılaştırarak bugünkü insanların Afrika kökenli tek bir evrim çizgisi üzerinde geliştiğini ve bunun da ancak 200 000 yıllık bir geçmişi olduğunu bulmuştu.

Mitokondri DNA’ları üzerinde yapılan diğer incelemeler de bu görüşü destekler gibiydi. Ayrıca anatomik bulgular da modern insanın Afrika’da geliştikten sonra dünyaya yayıldığını doğruluyordu.

Neandertal ve Erectus

Avrupa’da bundan 200 000 yıl önce Neandertal insanının gelişimi sürerken Asya’da Homo erectus’un ataları yaşamaktaydı. Oysa aynı tarihlerde Afrika’da modern insan gelişmişti. Ve bu varsayım Hamburg Üniversitesi paleoantropologlarından Günter Braeuer’in Afrika’da bulunan kafatasları üzerindeki çalışmasıyla da kanıtlanmıştı.

O zamanlar (1988) modern insanın Afrika’da çok daha eski tarihlerde ortaya çıkmasının, onun sadece bu kıtada yayılmış olduğunun zayıf bir olasılık haline getirdiğini savunan Braeuer, bu soru üzerinde dönen tartışmada tüm Out of Afrika savunucularından daha iddialı olduğunu da vurgulamıştı.

Fakat son yıllarda ortaya çıkın bulgular Wolpoffs’un görüşünü de güçlendiriyordu. Bir zamanlar Wilson gibi sayısız genleri karşılaştırarak farklı verilere ulaşan moleküler arkeologlar, Afrikalı Havva ile ilgili mitokondri tablosunun yeni verilerle daha sağlıklı bir biçimde çözülebileceği kanısına vardılar.

Demek ki araştırmacılar genlerin evrimini dikkate alarak basit bir tablodan uzaklaşmak zorundaydılar. Fakat 100 000 yıl önce Afrika’dan çıkan ortak anne modeli bazı anatomik buluntularla çakışmakta.

Çinliler ve Pekin adamı

Mesela Çinli paleoantropologlar, yıllardan beri örnek gösterdikleri fosil ayrıntılarına dayanarak bugünkü Çinlilerin 400 000 yıl önce Pekin adamından türediğini kabul ediyorlar. Ve buna göre de Asya insanının bağımsız bir evrim çizgisi üzerinde geliştiğini iddia ederek, atalarının 100 000 önce Afrika’dan çıkmış olabileceğine pek ihtimal vermiyorlar.

Kasım 1998 yılında orta Portekiz’deki Lapedo ovasında bulanan 25 000 yıllık bir çocuk iskeleti de akıllarda yeni soru işaretleri yarattı. Dört yaşında bir çocuğa ait olduğu sanılan iskeletin kısa uyluk kemikleri ve çıkık çene yapısı tipik Neander özelliklerini yansıtıyordu.

Fakat bu arada Neandertal insanın en azından 29 000 yıl önce Avrupa’da yok olduğu da biliniyordu. Bu bağlamda akla gelen ilk soru şu oldu: Yoksa çocuk, Homo sapiens ve Neandertal melezi miydi?

İskeleti ayrıntılı bir biçimde inceleyen Amerikalı antropolog Eric Trinkaus, iki insan türünün bir mozaiğinden söz ettiyse de meslektaşları tarafından kuşkuyla karşılandı.

Ama eğer Trinkaus haklıysa, o zaman bu buluntu melezleşmeye işaret eden ilk anatomik dolayısıyla da Avrupalı insanda Neandertal genlerinin bulunduğunu gösteren ilk kanıt olabilir.

Melezleşme konusu

Wolpoff’un insan evrimi modeline tabii ki bu buluntu çok iyi oturuyor. Araştırmacı bu arada hiç boş durmamış ve çok çıkış bölgeli teorisi için farklı kanıtlar toplamaya çalışmıştı.

2001 yılında Science dergisinde yayımlanan makalesinde, farklı kafataslarını karşılaştırarak aynı bölgedeki yaşlı ve genç kadınlar arasında bölgesel benzerlikler saptadığını ve bunun da yerel bir gelişmeye işaret ettiğini ve Çekoslovakya’da bulunan kafatasları arasında Neandertal ve Homo sapiens özellikleri gördüğünü açıkladı.

Fakat aynı kafataslarını inceleyen Braeuer, buluntularda kesinlikle Neandertal izlerine rastlamadığını öne sürüyor. Araştırmacı bununla birlikte melezleşme fikrine tamamen karşı çıkmıyor ama bunun bu derece yaygın olduğunu ve bundan 400 000 Ğ 700 000 yıl önce gerçekleşmiş olabileceğine katılmıyor.

Ayrıca bugünkü insanların kalıtımlarında şimdiye değin öyle "çok eski izlere" rastlamadığını vurgularken de moleküler genetik yöntemlerle çalışan meslektaşı Mark Stoneking’in (Leipzig Max-Planck Evrim Antropolojisi Enstitüsü) görüşüne sığınmaya tercih ediyor.

500 bin yıl önce

Gerçi Stoneking de Afrika’da gelişen ve diğer insanları savaşlarla ortadan kaldıran modern insan tezini çürütecek delillere ulaşmamış ama ilginç bir biçimde sözlerine "Out of Afrika" modelinin iddialı bir hipotez olduğunu ve bu tür hipotezlerin normalde doğru olmayacağını da ekleyerek, aslında melezleşmeye tamamen karşı çıkmadığını açıklıyor.

Bundan birkaç yıl önce Neandertal DNA’larını inceleyerek büyük yankı uyandıran Svante Paabo’nun görüşü de bu yönde: "Melezleşme fikrini karşı değilim ama Templeton’un yöntemi ve bilgisayar programını anlamakta zorluk çekiyorum" diyen araştırmacıya göre, bugünkü insanda belli bir bölgeyle sınırlı olan bir genin bulunması gerekiyor.

Örneğin Avrupa’daki kızıl saçlılara ait bir gen gibi; ve bu değişimlerin bu gende saptanarak modern insandan daha eski olduğu kanıtlanabilmeli.

İşte bu sonuç melezleşmeye dair gerçek bir kanıt olabilir ancak diyor Paabo. Ne var ki Neandertal kemikleriyle ilgili analizler, modern insan ve Neandertal ilişkisinin bundan 500 000 yıl önce sona erdiğini göstermekte.

Ciddi çalışma

Dahası bu sonuçlar Templeton’un verileriyle de örtüşmemekte. Bu nereden kaynaklanıyor peki? Neandertal insanına ait bulguların, mitokondri DNA’larıyla sınırlı olması bir olasılık gibi görünse de Templeton, analizlerinde on farklı bölgeye ait mitokondri kalıtımı ve farklı kromozomlardan oluşan gen verilerini değerlendirmiş.

Moleküler arkeologlar, bir genin yaşını genel olarak değişkenliklere göre saptıyorlar. Yani tüm zaman birimlerinde ortaya çıkan mutasyon yoğunluğundan yola çıkarak genin ilk kez göründüğü tarihi bulmaya çalışırlar.

Bu yöntem genelde güvenilir bir sonuç vermediğinden Templeton programıyla aynı tarihte aynı bölgede ortaya çıkan gen gruplarını bir araya toplayarak bir anlamda genler arasındaki akrabalık ilişkilerinin soyağacını çıkartmış. Ama ne var ki hiçbir meslektaşı Templeton’un programındaki matematiği kavrayamıyor.

Templeton yine de farklı verileri sistematik olarak birleştirerek genel bir tablo çıkarmaya çalışan ilk kişi. Ve insanın gen değişkenliğiyle ilgili yeni bilgiler topladıkça eskiden beri ortaya atılan farklı hipotezleri birbirine yaklaştırabilir. "Out of Afrika" ve "çok çıkış bölgeli" teorilerin birden bire çok kökenli Out of Afrika tezine dönüşmesi diğer bazı bilim adamları tarafından da ciddi bir çalışma olarak değerlendirilmekte.

Gelişmelere bakılırsa yeni tez bilim adamları arasında az çok bir görüş birliği yaratacağa benziyor.

Tartışılan teoriler:

Out-of-Afrika teorisi:

Bu kurama göre insanlık iki göç dalgasıyla dünyaya yayıldı. Homo erectus’tan sonra (siyah oklar) Homo sapiens de (kırmızı oklar) diğer kıtalardaki ilkel insan türlerini yenerek dünyaya hakim oldu.

Farklı bölgelere yayılım:

Tek bir göç dalgasına dayanan teoriye göre Homo erectus aynı anda birçok bölgede modern insana doğru gelişmişti.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!