Tükürdüğümüzü yalarken!

ELİN oğlu bize tükürdüğümüzü yalattı. Afiyet olsun! Elin oğlu Türkiye'ye kesenin ağzını biraz açmıştı. Fakat gördü ki, bizimkiler aynı laçkalıkla, aynı umursamazlıkla ve üstelik oyun oynamaya kalkışıyor.

Bir yanda niyet mektubu veriyor, Başbakan dahil imzalar atılıyor, öbür tarafta ise eski hamam eski tas vaziyeti sürdürülmek isteniyor.

Elin oğlu bunu yemedi. Kredinin 1.5 milyar dolarlık bölümüne sıra geldiğinde ‘‘Hop dedik’’ dedi.

Bir hükümet düşünün ki, kendi içinde çalkalanıyor. Kimsenin sözü kimseye geçmiyor. Başbakan işin dışında.

O sadece demeçler veriyor, ‘‘Henüz bana intikal etmedi’’ diyor, ‘‘Şu anda bilgim yok’’ gibi laflar ediyor.

İyi ki Hüsamettin Özkan var. Bunu şaka olarak söylemiyorum... Çünkü Ecevit'in yapması gereken çoğu şeyi o yapıyor. Arabuluculuk, çözüm bulma, işi bitirme, her şey Özkan'ın görevi.

O yüzden Ecevit'in yanından bir an olsun ayrılmıyor, basamakları inerken bile yanında duruyor.

***

Elin oğlu bu işleri iyi biliyor. Para musluğu onun elinde. İşi bu kez ciddi tutuyor. Çünkü Türkiye'nin nasıl laçka ve sorumsuz hükümetler tarafından yönetildiğini çok iyi biliyor.

Son olay bunu bir kez daha gösterdi.

Elin oğlu bu sefer Telekom'dan başladı, batık bankalarla devam etti.

Telekom konusunda ne istediyse yaptırdı.

5 adet batık bankayı dün Fon kapsamına aldırdı.

Ben şimdi Enis Öksüz'ün yerinde olsam, basardım istifayı ve hükümetten uzaklaşırdım. Telekom konusunda büyük bir yenilgiye uğradı. Direnmesi boşa gitti. Dahası, Türkiye'ye zarar verdi.

***

Bunlar, bütün toplumun gördüğü en basit bir şeyi henüz algılayamadılar.

Türkiye bıçak sırtında duruyor. Dengeler son derece hassas. En ufak bir söylenti, en ufak bir yanlış davranış, hemen ‘‘kriz’’ yaratıyor. Kriz denilen nesne de, dövizin yükselmesi, borsanın düşmesi!

Öbür tarafta üretim durmuş, yüz binlerce insan işsiz kalmış, insanlar perişan duruma sürüklenmiş, hükümetin umurunda bile değil.

Varsa döviz, yoksa borsa!

İşin bir garip yanı da, koskoca bir ülkenin döviz trafiğini, adına Tahtakale denilen bir yer sokaktan yönetiyor. Ellerinde telsizler, cep telefonları bulunan birileri sokak arasında döviz fiyatı belirliyor!

Kimdir Allah aşkına bu Tahtakale?

Bunların arkasında kimler, hangi güçler vardır?

Bu soruları kimse sormuyor, kimse bu işin üzerine gitmiyor.

***

Bir yanda dileniyoruz, öbür yanda kamu kesiminde en büyük israf ve savurganlık sürüp gidiyor. Göstermelik genelgeler yayınlanıyor, kimse takmıyor.

Bir yanda bazı kamu kuruluşları ve belediyeler eliyle Lale Devri yaşanırken, milletin paraları har vurup harman savrulurken, öbür yanda biz, IMF gibi kuruluşların, elin oğlunun kapısında dilencilik yapıyoruz.

Adına ‘‘tasarruf’’ denilen kavram kamu kesiminde pek yok.

Nerede var biliyor musunuz? Orman yangınları için araç ve helikopter alımında var! Ormanlarımız cayır cayır yanarken, tasarruf tedbirleri burada devreye girmiş!

***

Elin oğlu bizden çok daha akıllı. Türkiye'yi, bizi yönetenlerin çapsızlığını, onların şark kurnazlığını, bizden çok daha iyi biliyor.

Bir niyet mektubunun altına imza attığımızda, bir süre sonra kıvırtacağımızı, onu çiğneyeceğimizi, oy hesaplarına alet edeceğimizi de iyi biliyor. O yüzden bize güvenmiyor.

Bir ülke düşünün ki, banka açmak, bakkal dükkánı açmaktan daha kolay olmuş. Sahtekárlara, dolandırıcılara, beş kuruşsuz maceracılara, hayali ihracatçılara, siyasetçi yakınlarına banka açma izni veren biziz.

Bugüne kadar batan bankaların patronlarından ve yöneticilerinden hesap sormayan da biziz. Yani bizim gelmiş geçmiş bütün hükümetlerimiz.

Bunlar devletin Anadolu Bankası'nı bile hortumlayıp batırdılar. Hani nerede sorumluları? Nereye gitti paralar? Özel bankaları soyanlar nerede? Paralar nereye gitti?

***

Şark kurnazlığı ile iş yapmaya, karşımızdakilere her seferinde yutturmaya çalışıyoruz.

Fakat elin oğlu bu sefer dirençli ve bilinçli çıktı. ‘‘Dur bakalım arkadaş, ya benim istediklerimi sonuna kadar yaparsın, ya da kredi yerine nasihat alırsın’’ deyiverdi. Bunu hiç beklemiyorduk, şok geçirdik!

Hükümette ‘‘milliyetçi’’ olduğunu söyleyenler, Türkiye'ye büyük kötülük yaptılar. O ‘‘milliyetçiler’’ sayesinde, tükürdüğümüzü yalamak zorunda kaldık!

Elin oğlu, son olayda bizden daha kararlı çıktı!

Elin oğlu para musluğunun başına geçmiş, kuralları koyuyor. Ve bu sefer deneyimli. Başına gelecekleri bildiği için işi sıkı tutuyor.

Elin oğlu, bizi bizden iyi tanıyor. Türkiye'yi son 25-30 yıldan beri yöneten çapsızları çok iyi biliyor.

O yüzden bize tükürdüğümüzü yalatıyor.

İstersen yalama!

Yazarın Tüm Yazıları