Tuhafın tuhafı

Serdar TURGUT

Amerika'da yaşarken, bir gün durup dururken, ‘‘Artık vatanıma dönmek istiyorum’’ diye haykırdım.

Herkes bu anormal gelişmeyi bendeki milliyetçi duyguların gücüne bağladı.

Halbuki ben tuhaflıktan hoşlanan bir insandım ve Türkiye'nin hoşlandığım bu konuda son derece zengin malzemeyle dolu olduğunu biliyordum.

Neyse, döndüm ve yanılmadığımı da gördüm.

Yanılmak da ne kelime, Türkiye'nin tuhaflık kavramını bile dejenere etmiş olduğunu keşfettim. Şimdi çok mutluyum.

***

Tuhaflığın dejenere edilmesi nasıl olur, bakın anlatayım.

Önceki gün Refah Partisi Başkanı Necmettin Erbakan, Darwin'e verip veriştirdi.

İnsanlar maymundan gelmiş olamaz, dedi. Evrim teorisi yanlıştır, dedi. Şimdi buraya kadar her şey normal.

Dünyadaki bütün ülkelerde radikal dinci akımlar Darwin'i reddeder.Bunların çoğu Darwin'i tamamen yanlış anlamaktadırlar ama olsun yine de ona kızmalarının kendilerine göre bir mantığı vardır.

Erbakan da konuyu orada bıraksa diyeceğimiz bir şey olmayacak. Ama yok o illa da sözüne devam ediyor.

Olaya bir de Türk tuhaflığının damgasını vuruyor.

***

Diyor ki Erbakan: ‘‘Darwin'in teorisinin yanlış olduğu Malezya'daki bilim adamları tarafından ispat edilmiştir.’’

Böyle diyor Refahlı lider.

Ve böyle diyerek de Türk insanını zerre kadar anlamadığını ortaya koyuyor.

Bir Türk vatandaşının herhangi bir şeyin doğrusunu Malezyalılar'dan öğrenmeyi kabul edebilmesi imkânsızdır.

Dahası Türkiye'de, yavruvatanda ve diğer ülkelerdeki Türkler'in, Malezyalılar'ın herhangi bir şeyi doğru yapabileceğine ikna olmaları da olanak dışıdır.

Türkler'in egosu öylesine gelişmiş durumdadır ki Malezyalılar bize hayatta tek ve en iyi bildikleri konu olan ‘‘Evde en iyi maymun besleme yöntemleri’’ konusunda bile ders veremezler.

Zaten birkaç ay içinde Sultanahmet'teki maymun satıcıları bu konuda da Malezya'da okutulacak yüksek okul ders kitaplarını yazacak düzeye geleceklerdir.

Durum böyleyken Darwin'in teorisinin yanlışlığını Türkler'in Malezyalılar'dan öğrenmelerini söyleyerek, Refah Partisi lideri bence siyasi yaşamına asıl o gün nokta koymuş durumdadır.

***

Türkiye tuhaflığı da dejenere etmemiş olsaydı mesele daha basit halledilirdi aslında.

Hoca yine Darwin'e karşı olabilirdi. Yine evrim teorisinin yanlışlığını haykırabilirdi.

Ama bunu ispat için Malezyalılar'dan medet umması gerekmiyordu. Yapacağı tek basit şey arkadaşı Şevki Yılmaz'ı yanına çağırmak ve ‘‘Ahali bakın. İşte Darwin'in bütün teorilerinin yanlış olduğunun canlı kanıtı buradadır’’ diye bağırmaktı.

Size bir şey söyleyeyim mi...

O zaman bilime en sıkı bir şekilde bağlı olan insanlar bile Darwin'i tamamen reddedecek raddeye gelebilirlerdi.

***

Türkiye'nin tuhaflığı bazı gazetecilerin yazılarında da ortaya çıkıyor.

Örneğin diyelim ki ben yarın şöyle bir yazı yazdım:

‘‘Dün son 100 yılın en seksi erkekler listesinde 11'inci sırada, Antonio Banderas'ın da önünde yer alan kişiyle bir görüşme yaptım.

Kendisine bir müjde verdim.

Artık bundan sonra olacak elektrik kesintilerinden de onu sorumlu tutacağımı ve ilk elektrik kesintisinde evine gelerek kendisini öldüreceğimi söyledim.

Son 100 yılın en seksi erkekleri listesinde 11'inci sırada, Antonio Banderas'ın da önünde yer alan kişi bunun üzerine çok sinirlendi.

Çizmeyi aşmaya başladığımı ve böyle devam etmekte ısrar edersem gerekirse beni işten kovacağını söyledi.’’ Tamam mı, yazı bu kadar olsun. Şimdi, diyelim ki Amerika'da bir köşeyazarı bir gün aniden bu şekilde bir yazı yazsa kendisini direkt olarak tımarhaneye kapatırlar.

Ama Türkiye'de bunu yazan kişi tımarhaneye kapatılmayacağı gibi, yazıda anlatılanların her bir kelimesinin yüzde 100 doğru olduğunu hepiniz biliyorsunuz ve üstelik de buna kimse şaşırmıyor, değil mi?

Haydi itiraf edin, değil mi?

***

Belki yazıyı okurken kafanıza takılmıştır, belki şaşırmışsınızdır diye son bir açıklama yapayım...

Evet ben Türkler'in egosunun çok gelişmiş olduğunu düşünüyorum.

Türk insanı kadar fazla ve sürekli yanlış yapan, bunların yanlış olduğuna ikna edilmesi kesinlikle mümkün olmayan, hiçbir yanlışından ders almayan insan tipi dünyada yoktur.

Biz neden böyleyiz bilmiyorum ama bildiğim bir şey varsa o da ‘ego’ denilen şeyin de sözlük anlamının bu olduğudur.

---