Tufan Türenç: Yazık oldu DYP'ye ve de Türkiye'ye

Tufan TÜRENÇ
Haberin Devamı

Tarih, 20 Kasım'ı ‘siyasi ahlak’ın fütursuzca çiğnendiği bir kongre olarak yazacaktır.

20 Kasım, halkının güvenini yitirmiş, yalancılığı nedeniyle dünya liderlerinin aforoz ettiği bir genel başkanın kurşun askerler tarafından seçildiği bir kongrenin tarihi olarak anımsanacaktır.

Bu kongrede genel başkanın yaptığı konuşma ise bir yalanlar belgesi olarak tarihe geçecektir.

Her satırı aldatmaca sözcüklerle doldurulmuş olan bu konuşma ne konuşanın, ne de dinleyenlerin yüzünü kızartmamasıyla da belleklere kazınacaktır.

Sonuçta bu kongre bir utanç kongresi olmuştur.

Şunun için...

Seçimde hezimete uğramış, partisinin oylarını baraj sınırına indirmiş bir genel başkana rekor düzeyde oy verecek kadar iradeler satılmıştır.

20 Kasım her yönüyle tam bir fiyaskodur.

Yıllarca ülkenin yazgısını elinde tutmuş olan bir siyasi partiyi barajın altına indirecek olan bu tercih düpedüz bir siyasi intihardır.

Koca DYP, 922 kiralık delegeye boğazlatılmıştır.

Bu açıdan 20 Kasım siyasi yaşamımız için acı bir gündür.

* * *

Benim Tansu Çiller umurumda bile değil.

O hanımın bir politikacı olarak en ufak bir kıymeti harbiyesi yok.

Ama Türk siyasi yaşamının istikrarı benim çok umurumda.

Ahlakın, ahlaksızlığı kovalayamaması da...

Dürüstlerin, dürüst olmayanlara mahkûm olması da...

Yoksa Tansu Hanım ve ailesi ülke kaderini etkileyecek konumdan çekilip kendi yaşamlarına dönseler ne yaptıkları, nasıl hareket ettikleri beni zerre kadar ilgilendirmez.

Ama 1991 yılında politikaya tepeden inme girip, ülkeye akıl almaz kötülükler yapan bu hanımın bunca rezaletten sonra hálá DYP'nin başında kalması beni ilgilendiriyor.

Önümüzdeki mayıs ayında çok kritik bir cumhurbaşkanlığı seçimi var.

O seçimin neler getireceğini, ne gibi sorunlar çıkaracağını kimse bugünden kestiremez. Belki ülke bir erken seçime gitmek zorunda kalacak.

Merkez sağın çökmesine neden olan bir liderin başkanlığındaki DYP'nin seçimde hezimete uğrayacağı kesin.

Mesut Yılmaz başkanlığındaki ANAP'ın da bir varlık gösteremeyeceği yüzde yüz.

O zaman bu şu demektir.

Merkez sağın varlık gösteremeyeceği bir seçimin Türkiye'nin başına açacağı belaları düşünmek bile insanı ürpertiyor.

* * *

İşte benim ve benim gibi düşünenlerin uykusunu kaçıran durum budur.

Eğer 20 Kasım Tansu Çiller'i tasfiye edebilseydi, ANAP'ta da bir değişim kaçınılmaz olacaktı.

Bu da merkezde bir birleşme ve bütünleşme getirecekti.

Başına yepyeni bir liderin geçeceği güçlü bir merkez partisi kararsız ve şaşkın durumda olan büyük seçmen kitlesinin umudu haline gelecekti.

Bu oluşum merkez solun da toparlanmasına neden olacaktı.

Merkez sağ ve merkez solda iki güçlü parti ile seçimlere giden bir Türkiye güçlü ve güvenilir bir siyasi yapıya kavuşacaktı.

O zaman ülkenin önü açılacak ve bütün dünyanın gördüğü ama bizim inatla görmemek için direndiğimiz büyük ve güçlü Türkiye kurulacaktı.

AGİT Zirvesi'ne katılan bütün dünya liderlerinin belirttiği gibi 2000'li yılların belirleyici ülkesi olacaktı Türkiye.

İşte bunun için 20 Kasım benim ve benim gibi düşünenler için çok önemli bir tarihti.

Ama olmadı.



Yazarın Tüm Yazıları