Tufan Türenç: Çekilmenin erdem olmadığı bir ülke

Tufan TÜRENÇ
Haberin Devamı

Politikada gerektiğinde ya da zamanı geldiğinde çekilmek bir erdemdir. Batı demokrasilerinde ise aynı zamanda politik bir gelenektir de...

Anımsayabildiğimiz birkaç örnek verelim.

Fransa'nın efsanevi adamı De Gaulle, 1969'da arkasında büyük zaferler olmasına rağmen çıkarmak istediği iki yasa referandumda reddedilince istifa ederek kenara çekildi.

Başbakan Alain Juppe, 1997'deki son seçimi yitirince parti liderliğini hemen bıraktı.

Fransa'dan komşumuz Yunanistan'a gelelim.

1993 yılındaki seçimleri Başbakan Miçotakis'in Yeni Demokrasi Partisi kaybetti, Pasok kazandı.

Seçim sonuçları alınır alınmaz Miçotakis parti başkanlığından çekildi. Yerine Miltiadis Evert geldi.

96’da Evert de başarılı olamadı.

Bunun üzerine o da istifa etti.

Yerine ünlü siyasetçi Kostantin Karamanlis'in yeğeni Kostas Karamanlis seçildi.

* * *

İngiltere'de Demir Leydi adıyla ün yapan ve başbakan olarak göz kamaştıran başarılar kazanan Margaret Thatcher, 1990 yılında istifa ederek dünyayı şaşkına çevirdi.

Üstelik istifa nedeni, seçim yenilgisi filan da değildi.

Thatcher partide kendisine yönelen bir muhalefet hareketine karşı yetkili kurullarından güvenoyu istedi.

Muhafazakár Parti'nin yetkili kulları toplanıp konuyu ele aldı ve Thatcher'e güven tazeledi.

Ancak çıkan oy sayısı Demir Leydi'yi tatmin etmedi.

Sayı, geleneksel desteğin altında kaldığı gerekçesiyle koca Thatcher, hem başbakanlığı, hem parti genel başkanlığını, hem de siyaseti bıraktı.

Yerine John Major geldi.

Major başbakan olarak girdiği 1997 seçimlerinde Tony Blair'in İşçi Partisi'nin gerisinde kaldığı için parti genel başkanlığından hemen o gece istifa etti.

Almanya'da Başbakan Kohl da ülkesini 16 yıl yönettikten sonra seçimi yitirince bir saniye bile düşünmeden aynı onurlu geleneğe uydu.

İki Almanya'yı birleştiren, ülkesini Avrupa'nın en büyüğü yapan bu dev adam, seçimi kaybedince genel başkanlığı anında bıraktı.

İspanya'da ise demokrasiyi oturtan, ülkesini Avrupa Birliği'ne sokarak çağ atlatan Filipe Gonzales de aynı davranışı sürdürdü.

Ülkesini başbakan olarak üç dönem yöneten ve mucizeler yaratan bu politikacı, 1997'de seçimlerden yenik çıkınca genel başkanlığı bıraktı.

* * *

Bütün bu liderler, demokratik geleneklere uyarak çekilme onurluluğunu gösterdiler.

Halklarının ‘‘Artık bırak’’ mesajını doğru değerlendirip kenara çekilmesini bildiler.

Peki ya bizimkiler ne yapıyor?

Ben seçim gecesi dört liderden de böyle bir onurlu davranış bekledim.

İnanıyorum ki toplumun büyük bölümü de aynı davranışı bekledi.

Ama bizimkiler bu yürekliliği bile gösteremediler.

Hálá koltuklarına nasıl sahip çıkacaklarının ince hesaplarını yapıyorlar.

Baykal cephesinden uçurulan haberler henüz bir netlik kazanmadı.

Kutan söylediklerini unutarak çekilmeyeceğini açıkladı. Yılmaz'ın da böyle bir niyeti yok.

Çiller ise imzaladığı şov sözleşmeyi yırttığını ve politikaya devam edeceğini kendi televizyonunda ilan ettirdi.

Hoş, bundan sonra çekilseler bile bir kıymeti harbiyesi yok.

Çünkü bu istifa artık onurlu bir istifa olmaz, zorunlu bir istifa olur.



Yazarın Tüm Yazıları