Tokat’ta “Mevlana Ve Mevlevilik” Konferansı

Güncelleme Tarihi:

Tokat’ta “Mevlana Ve Mevlevilik” Konferansı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 18, 2015 15:01

Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi İlahiyat Fakültesi tarafından “Vuslatın 742. Yılında Mevlana ve Mevlevilik” konulu konferans düzenlendi.

Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi İlahiyat Fakültesi tarafından “Vuslatın 742. Yılında Mevlana ve Mevlevilik” konulu konferans düzenlendi.
Taşlıçiftlik Yerleşkesi Konferans Salonundaki programa GOÖ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin, Reşadiye Kaymakamı Faruk Erdem, Tokat İl Müftüsü Ahmet Erdem ile akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Konferans öncesinde Mesnevî-yi Manevî’nin ilk 18 beyti İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Yılmaz Öksüz ve İlahiyat Fakültesi öğrencisi Elif Karagöz tarafından Farsça ve Türkçe olarak solo ney eşliğinde okundu. İlahiyat Fakültesi Öğretim görevlisi Faysal Arpaguş da Mevlana’nın öğütlerini içeren iki eseri seslendirdi.
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Safi Arpaguş, Mevlana’nın çocukluğu, babası, aile çevresi, ilk eğitimini aldığı hocaları ve onun kişiliğinde iz bırakan kişi ve olaylar hakkında bilgi verdi. Feridüddin Attar, Seyyid Burhaneddin Muhakkık-ı Tirmizî, Şems-i Tebrizî ve Selahaddin Zerkub’un Mevlana’da ve eserlerinde iz bırakan önemli isimler olduğunu belirten Prof. Dr. Arpaguş, “Peygamberler bir kenarda tutulursa, insanlar üzerinde bu kadar uzun süre derin etkiler bırakan çok az insana rastlanır. Vefatının üzerinden 742 yıl geçmesine rağmen onun sevgiliye vuslatı geniş bir coğrafyada anılmaktadır. Mevlana, yaratıcıya duyduğu derin sevgiyle ve ona kavuşma arzusuyla ölümü öldürmüş, Rabb’ine kavuştuğu geceyi, düğün gecesi gibi görmüş ve “Şeb-i Arus” olarak adlandırmıştır” dedi.
Tasavvuf geleneğinde ölümün yok oluş değil ezeli ve ebedi sevgiliye kavuşma olduğunu belirten Prof. Dr. Arpaguş, Mesnevi’den yaptığı alıntılarla Mevlana’nın çağları aşan evrensel mesajlarından örnekler sundu. İster Mevlana ister Yunus Emre ister Hacı Bektaş-ı Veli hepsinin aynı ummana ulaşmaya çalışan bu toprağın suları olduğunu ve hepsinin Kur’an-ı Kerim’den beslendiğini ifade eden, Prof. Dr. Arpaguş, onları anlamaya ihtiyacımız olduğunu kaydetti.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!