Tıpkı babasına benzemiyor!

Güncelleme Tarihi:

Tıpkı babasına benzemiyor
Oluşturulma Tarihi: Mart 04, 2002 19:19

Hemen hemen tüm toplumlarda yeni doğan bebeği babasına benzetme eğilimi vardır. Hatta çocuğun anneden çok babanın yüz hatlarına sahip olduğu bilimsel olarak da kanıtlanmaya çalışılır. Fakat yeni bulgular, benzerliklerin gerçeklere değil beklentilere dayandığını gösteriyor.

Ünlü bilim dergisi Nature geçen yıllarda bu olayı bilimsel açıdan incelemiş ve yeni doğan bebeklerin gerçekten de babalarına benzer yüz hatları taşıdıklarını savunmuştu. Dergi, bağımsız bir jüri heyetinin bebekleri genelde babalarının fotoğraflarına benzettiklerine dayanan bir araştırmayı da kanıt olarak gösteriyordu.

Ne var ki evrim biyologları olayı daha derinden incelediklerinde bu kanının doğru olmadığı anlaşıldı. Araştırmacılar annenin her zaman çocuğun kendisine ait olduğundan yüzde yüz emin olmasına karşın babanın bu konuda şüpheye düşmesi durumundan yola çıkarak, farklı bölgelerde yaşayan ana babaların ve çocukların parmak izlerini topladılar. Sonuçlar bu şüphenin hiç de yersiz olmadığını yansıtıyor. ‘Gerçek babalarına’ ait olmayan çocukların oranı bazen %30’u buldu, ortalama değerse %9 olarak saptandı.

Farklı genetik eğilimleri değerlendirerek evrimsel gerçekliği yansıtacak matematiksel bir model üreterek ‘tıpkı babası gibi’ teorisini çürüten Padua Üniversitesi psikologlarından Paola Bressan, benzerlikler konusunda şu noktalara dikkat çekiyor:

Benzemesi iyi

1-Bebeğin babaya benzememesi bebeğin geleceği açısından daha yararlı. Örneğin göz ve saç rengi gibi göze batan özelliklerin babadan farklı olması ‘biyolojik babayı’ gizlemekte. Böylece annenin biyolojik babayla birlikte olmadığı durumda da bebek ‘cici babasının’ bakımından yoksun kalmıyor.

2- Çocuğun babaya benzemesi ise gerek babaya gerekse çocuğa, avantajlarla birlikte dezavantajları da beraberinde getiriyor. Bu durumda iki taraf için de biyolojik kökenin göze batmaması en uygun stratejidir. Şöyle ki eğer baba çocukta kendisinden farklı özellikler keşfederse şüpheye düşüyor ya da doğrudan doğruya kendisinden olmadığına inanıyor ve sorumluluk üstlenmekten kaçındığı için de çocuğun bakımı tehlikeye düşüyor.

Öte yandan da baba, ortak benzerlikler karşısında çocuğun kendisinden olduğundan emin olabiliyor ve çocuğun bakımını daha kolay üstleniyor.

3- Anne için en iyisi çocuğun evlilik dışı olduğunun anlaşılmamasıdır. Bu yüzden de anneler her zaman psikolojik taktiklere başvurarak bebeğin babasına benzediği konusunda daha ısrarcı davranırlar.

Babanın durumu

Evrim açısından bakıldığında babalar kendi genlerini taşımayan çocuğun bakımını ihmal ederler. Buna göre babanın çocuğa gösterdiği ilgi de babanın çocuk konusunda emin olduğunu ifade eder.

Aynı davranış biçiminin izlendiği hayvanlar dünyasında da erkek hayvan, kendisinden olmayan yavruyu önemsemiyor hatta öldürebiliyor da.

Bununla birlikte babalar her ne kadar biyolojik çocuklarından emin olmak isteseler de, evlilik dışı çocuklarında sorumluluk üstlenmemek için kendilerine benzememelerini tercih ediyorlar.

Ayrıca çocuğun görünümü yalnızca babanın isteği doğrultusunda gelişen bir sinyal sistemi de değil. Annenin birlikte olduğu kişi biyolojik baba olmasa bile, çocuk, daha fazla bakımdan yararlanabilme dürtüsüyle o kişiye benzeme eğilimini taşır. Bebeğinin bakımını güvenceye almak isteyen anne de bebeğin biyolojik babasından çok birlikte olduğu partnere benzemesini arzular.

Die Zeit dergisinde yer alan yeni araştırma sonuçlarına göre, baba ve çocuk üçgeninde yaşanan bu dürtüler genlere yansıyarak benzerlikleri etkilemekte.

Psikolog, daha önceki yıllarda bebeklerin ana babalarına göre sınıflandırılmasına dayanan araştırmayı tekrarladığında da şu sonuca ulaşmıştı: Bebekleri, anneleri, biyolojik babaları ve evlilik dışı partnerlere göre değerlendiren denekler hiçbir biyolojik bağın bulunmadığı kişilerde daha çok benzerlik keşfetmişler.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!