Testus Bosforus

Tek yol 'hangi??'Dikkat!!! Testus bir imtihan biçimi değildir... İmtihan fikriyle ve özellikle 'çoktan seçmeli test' denen sınav biçimiyle 'gırgır' geçmeyi amaçlamaktadır... Testus'taki şıklardan biri mutlaka doğru yanıttır vedoğru olanı genellikle şıkların en komiğidir... Yanıtlar her Testus 'un altında, göz ucundadır... Ezcümle, en iyi imtihan testustan beterdir...E-posta adresi: Altiner@bnet.net.trSabah gazetesinin 22 Nisan Çarşamba günkü İstanbul ekinde, bir talihsiz haber yayınlandı... Gazete eki, 'İşte Güzergah,' manşeti altında 3'üncü Boğaziçi Köprüsü'nün sır gibi saklanan güzergahını sonunda ele geçirdiklerini söylüyordu... Bununla kalsa iyi, gazete eki haklı çıktıklarını ilan ediyordu, çünkü daha önce iddia etmiş oldukları İstanbul'a tüp geçitin yapılamazlığı, Karayolları tarafından ortaya atıldığı söylenen bu üçüncü köprü tarafından ispat edilmiş oluyordu... Bu mantığı anlayabilmek zordu... Gazete eki Boğaz'a köprü mü yoksa tüp geçit mi tartışmasında talihsizce taraf olmakla kalmıyor, öte yandan teknolojik bir 'ahkam' keserek bir 'şey'in olamayacağı hakkında kendince 'karar' veriyordu...Allahtan bir kaç gün sonra 'Boğaz'a üçüncü köprü' tuzağının dışında da bir şeyler düşünen beyinlere sahip olduğumuz ortaya çıktı... 27 Nisan Pazartesi günkü Yeni Yüzyıl'daki ana haberde Boğaz'da tüp geçit yapılacağı, bu geçidin Yedikule ile Söğütlüçeşme arasında olacağını bildiriyordu... Bu haber doğrudan ulaştırma bakanı Necdet Menzir tarafından veriliyor ve Haziran'da ihaleden bile söz ediyordu... Haberde demiryolunda iki dev projeden söz ediliyor, Boğaz'da tüp geçit ve Tiflis hattıyla İpek Yolu'nun canlanacağı belirtiliyordu... Bakanın ağzından bir dünya projesi müjdesi veriliyordu...THY, Karayolları, Deniz Yolları, Devlet Demir Yolları, Anakent Belediyesi, İller bankası ayrı ayrı projeler üzerinde çalışıyordu ama bugüne değin birlikte düşünülmüş bir çevresel makro plandan söz eden yoktu... En güven verici ses ulaştırma bakanlığından yükseliyor, uzmanlar öncelikle bakanlık nezdinde bir üst koordinasyon birimi oluşturarak, devlet demiryolları, devlet hava limanları gibi ulaştırma bakanlığına bağlı kurumları bir üst birimde toplamayı ve giderek bu eşgüdümü diğer kurumlara da genişletmeyi amaçlıyordu... İstanbul trafiğini güya bir an evvel çözmeye çalışan aceleci 'köprü tuzakçıları'nın tutumundan çok farklı bir bakış açısıyla, olguyu bir dünya projesi olarak gören ulaştırma bakanlığının yaklaşımı son günlerin en dikkat çekici haberiydi...Bu testusu hazırlarken görüşlerine başvurduğum ulaştırma bakanlığı müsteşarı Prof. Dr. Süreyya Yücel Özden ve inşaat mühendisliği zemin mekaniği Prof. Dr. Altay Birand'ın da belirttikleri gibi çevresel bir makro plan gerçekleştirmeden yapılacak herhangi bir proje mevcut sıkışıklığı ve sıkıntıları bırakın çözmeyi, bilhassa artıracak ve hatta pekiştirecekti... Evet, projeler her ölçekte, mahalle, kent, metropol, bölge, ülke ve dünya ölçeğinde ele alınmalı... Ve 'tek yol bir makro rüya' olarak Türk halkıyla paylaşılmalı kıtalararası trafik sorunumuz testusuna buyur ola bu kez de...1. ABD'yi Kanada'dan Kuzey Amerika'nın büyük gölleri ve St.Lawrence nehri ayırır... Feribot seferlerinin dışında onlarca köprüyle bağlanır bu iki devlet... Oralarda vaktiyle kurulmuş her köprü ilk zamanlar trafik sorununu çözer gibi oluyor ama sonra yeni bir köprü gereksinimi daha doğuruyormuş... Niçin?a. Çünkü her köprüden sonra köprü ayakları etrafındaki araziler acayip değerleniyor; yeni yapılaşmalar oluyor; yeni yeni insanlar buralara doluyor; bölgenin nüfusu biraz daha artıyor; zincirleme şekilde trafik sıkışmaya devam ediyor ve yeni bir köprü, yeni bir köprü diye yalvarılacak bir ortam yeniden oluşuyormuş...b. Köprülerin genişliğinin ne olması gerektiğini hesap edemeyen mühendisler iş başındaymış... Hep dar köprüler köprüler yapmışlar. Bu da sorunu bir türlü çözememiş...c. Köprü hoş 'olay'dır, dünyada herkes birbiriyle köprüler kurmaya çalışır...d. Hepsi 2. Köprünün değil de tüp geçidin daha yararlı olacağı konusunda pek çok uzman birleşiyor... Niçin?a. Kullanılmayan bir alanın yani yer altının ve deniz altının işlevsel olarak kullanımını sağlar...b. Tüp geçit arsa spekülasyonuna neden olmaz...c. Çevre yolları yüzünden mevcut bina stok'unun istimlakına ve orman katliamına neden olmaz.d. Asma köprüler estetik açıdan kentte sorun yaratırken tüp geçit yaratmaz...e. Hepsi3. Peki Boğaz köprülerinden bugüne değin en çok kimler yararlandı?a. Şehir halkıb. Köprü altı çocuklarıc. Köprü ayıları ve dayılarıd. O dönemin rüşvetengiz politikacıları ve destekledikleri arsa spekülatörleri Köprü hoş 'olay'dır... Dünyada herkes birbiriyle köprüler kurmaya çalışır... Fakat makro düzeyde planlama yapılmazsa her köprü yeni bir merkezleşme ve dolayısıyla sıkışma yaratır... Büyük ve özellikle asma köprüler kent içi trafik bağlantısı olmak yerine 'interstate' yani eyaletler arası işlev görmelidir... Amerikalıların koyduğu bir kural var: 'Yersel sıkışmalar teknolojiyle çözülemez...' Yani, yol sıkıştı, bir yol daha açalım veya, köprüde sıkışıklık oluyor bir köprü daha yapalım demekle olmaz... Geçmişi düşünürsek, İstanbul'un batısında önce sahil yolu vardı, sonra Londra Asfaltı, sonra E-5, sonra TEM... Yakında bir yol daha gelecek... Sıkışırlarsa bir yol daha yapacaklar... Orası da dolacak, röfüjlerde yeni gecekondular oluşacak... Yeni yol veya yeni köprü tuzağı bu...4. Yaklaşık iki kilometre açıklıkla (1991 metre) dünyanın en uzun asma köprüsü hangisi?a. Japonya'da Kobe-Naruto b. ABD'de Mackinacc. Danimarka'da Halsskov-Sprogoe d. Fatih Sultan Mehmet 5. 1988'de hizmete giren Fatih Sultan Mehmet Köprüsü 1090 metre açıklık geçiyor... Peki, 1973'te hizmete girmiş olan Boğaziçi Köprüsü'nün kaç metre geçtiğini kestirebilir misiniz?a. 1074 metreb. 999 metre c. 666 metred. 888 metre6. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün proje hizmetlerini İngilizler yapmış... Peki ya inşaatını?a. Yine İngilizlerb. Almanlarc. ABD'lilerd. Japonlar7. Fatih Sultan Mehmet köprüsü Anadolu yakasında Kavacık ile Rumeli yakasında Hisarüstü arasında... Peki, bu köprünün yarattığı azman semtler hangileri?a. Fatihb. Sultan Çiftliğic. Kemerburgazd. Ümraniye8. Boğaziçi köprüsünün projesi yine İngilizlere ait... Peki, ilk kez kimler yapmıştı köprüyü?a. Tabii ki Japon kardeşlerimizb. İngilizlerc. Almanlard. İngiliz ve Alman şirketleri konsorsiyumu 9. Boğaz'da köprü yapma fikri çok eskiye dayanır... Boğaz'a köprüyü ilk kim gerçekleştirmiş?a. Leonardo da Vinci 1503'te dönemin Osmanlı padişahı II. Bayezıd'a bir mektupla başvurarak Haliç üzerinde bir köprü yapmayı, eğer istenirse bu köprüyü Boğaz üzerinden Anadolu'ya da uzatmayı önermiş...b. Milattan önce altıncı yüzyılda hüküm süren Pers Kralı I. Daryus zamanında Mimar Mandrokles gemileri ve salları yanyana dizip birbirine bağlayarak bir köprü oluşturmuşmuş...c. Sultan Abdülhamit zamanında Hamidiye adlı bir proje gerçekleştirilmişse de bundan vaz geçilmiş...d. Müteşebbis Nuri Demirağ'ın 1931'de başlattığı köprü fikri 1973'te Süleyman Demirel tarafından gerçekleştirilmiş.10. Boğaziçi köprüsü İstanbul'u nereden nereye bağlar?a. Ortaköy'ü Beylerbeyi'ne b. Londra'yı Basra Körfezi'nec. Münih'i Mardin'ed. Mars'ı Kars'aMakro ölçekte düşünmeliyiz... Unutmayın ki artık 'ülkekent' kavramı doğmuş durumda dünyada... Örneğin Japonya yüzde seksen dağlık alanlardan oluşan topoğrafyası nedeniyle bütün kentlerini kıyıya toplamış bir 'ülkekent' görünümünde... Diğer taraftan ABD'de Boston - New York - Washington birleşerek 650 kilometre uzunluğunda 60 milyon nüfuslu BOSNYWASH 'ülkekent'ini oluşturmuş durumda... İzmit körfezini katedecek bağlantının tamamlanmasından sonra, İstanbul ve Ankara'nın da Bursa ve Eskişehir'i kapsayarak
Yazarın Tüm Yazıları