Teşekkürler Işıkara

Pakize SUDA
Haberin Devamı

Deprem binlerce isimsiz kahraman yarattı. Ülkesinden koşup gelen kurtarma ekipleri, arabasına imkanı ölçüsünde yükleyebildiklerini bölgeye yetiştirenler, belki bir işe yararım düşüncesiyle yollara koyulan gönüllüler, kaybettiği çocuğunun acısını yüreğine gömüp enkaz altındaki komşusu için çırpınanlar, bütün imkanlarını seferber eden işadamları, zaman zaman benzer kaderi yaşayan madenciler, inşaat işçileri, askerler, doktorlar, dar günler için biriktirdiği üç kuruşu depremzedeler için bankaya yatıranlar. Saymakla bitmez isimsiz kahramanlar...

***

Bu depremin bir kahramanı daha var. İsmi belli. Ahmet Mete Işıkara. Kimileri tarafından haksız eleştirilere maruz kaldığını görünce kendisine bu köşeden seslenmek istedim.

***

Sayın Işıkara

Hem bir bilimadamı hem bir insan olarak yapılması gerekeni yaptınız ve 19 Ağustos’u 20 Ağustos’a bağlayan geceyi sokakta geçirmemiz için bizi uyardınız. Ve ertesi gün büyük eleştiri aldınız. Sebep? Sebep çok.

GOL ATAMADIK

Tam tedbirimizi almışken, yani tam depreme gol atacakken beklenen olmadı, deprem gelmedi, hevesimiz kursağımızda kaldı.

***

AMAN RAHATIMIZ KAÇMASIN

İnsanlar, 132 saat aç, susuz, havasız, ışıksız, umutsuz; yanıbaşlarında sevdiklerinin can verişine tanık olarak; yıkıntılar arasında sıkışmış, hayatta kalma mücadelesi verirken, bize geceyi parkta geçirmek zor geldi. Hem de yanımızda çayımız, kahvemiz, sigaramız, türlü türlü yiyeceklerimiz ve de sevdiklerimizle...

Toprağın altında değil de üstünde olduğumuza, başımızı kaldırdığımızda gördüğümüz yıldızlara şükretmedik.

***

PRENSİP SAHİBİYİZ

Sizin için ‘‘Boşu boşuna korkuttu bizi’’ dedik. Bakın, burası çok önemli. Biz, bir amaca hizmet etmeyen eylemden hiç hoşlanmayız (!) Attığımız her adımın bir sebebi olmalı (!) Bizi ilk defa bu prensibimizden saptırdınız.

TEDBİR SEVMEYİZ

Bilmediğiniz bir şey var sayın Işıkara. Biz değil ‘‘Binde bir ihtimal’’ için tedbir almak, ‘‘Yüzde yüz olacaklar’’ için bile tedbir almayan bir devletin çocuklarıyız.

***

PANİKLER BİTMEZ

Trafik sıkışmış, panik yaşanmış. Çok önemli. Bir dahaki sefere hiç sesinizi çıkarmayın Sayın Işıkara. Tehlikeyi görseniz de... Bırakın üstümüze çöksün binalar. Yeter ki o sırada başımız kuştüyü yastığımızda olsun. ‘‘Niye uyarmadın?’’ diyen olursa ‘‘Panik yaratmak istemedim’’ dersiniz.

Nitekim siz de benzer bir karar aldınız. Sesinizi eski sıklıkta duyamaz olduk. Siz yoksunuz ama televizyon kanallarında ‘‘uzman’’dan geçilmiyor. Bir kısmı uzun zaman bu şiddette deprem olmaz derken, bir kısmı ‘‘Son yıllarda İstanbul’da olması beklenen deprem henüz olmadı, yakın zamanda olabilir’’ diyor. Hangisi doğru? ‘‘Olmaz’’ diyenler, İstanbul’u değil de geçtiğimiz hafta kırılan fay hattını mı kastediyorlar? Anlayacağınız hálá merak ve panik içindeyiz.

SİZİN ŞİDDETİNİZ KAÇ?

Bir de ‘‘Depremin şiddeti’’ konusu var. Verdiğiniz rakam Amerikalıların verdiğinden farklıydı. Memleket hop oturup hop kalktı. Defalarca, usanmadan ‘‘Depremin şiddeti kıstas alınan veriye göre değişir. Dolayısıyla her ikimizin verdiği rakam da doğrudur’’ dediyseniz de tatmin olmadık.

Galiba size taktık Sayın Işıkara. Hatta depreme bile siz sebep olmuş olabilirsiniz.

Sayın Işıkara, sizden haksız olduğunu düşündüğüm eleştirileri yöneltenler adına özür dilemeye yetkim yok. Ancak kendim ve benim gibi düşünenler adına teşekkür edebilirim.

Hassasiyetiniz,

Uykusuz geceleriniz,

Bizde yarattığınız güven duygusu,

Ve içimizi rahatlatan açıklamalarınız için...

Ve hepimize ‘‘Ana şoksuz’’, ‘‘Öncü artçı deprem’’siz yıllar temenni ediyorum. Arada bir ‘‘Deprem fırtınası’’ olabilir. Hatta olmalı. Çünkü artık hepimiz öğrendik ki hiç kıpırtı olmaması hayra alamet değil.

Sevgiler, Sayın Işıkara...

Mış muş...

Amerika bizim için dua ediyormuş.

Bu ‘umutsuz vaka’ olduğumuz anlamına mı geliyor?

- Ecevit ‘‘Engelleri iki günde aştık’’ demiş.

‘‘İki gün’’ bazen çok kısa bazen çok uzundur sayın Ecevit.

Japonya ‘‘Yerel yöneticiler suçlu’’ demiş.

Gerçek o kadar büyük ki taa Japonya’dan görünüyor.

H. Kozakçıoğlu felakete rağmen ‘‘Davetiyeler dağıtılmıştı, erteleyemezdik’’ gerekçesiyle kızına düğün yapmış.

Kozakçıoğlu’nun, Olağanüstü Hal Bölge Valiliği sırasında Uludağ’da, İstanbul’da düğün davet gezerken resimlerini görürdük. Allah allah nereden aklıma geldi şimdi bu?

Devlet depremin vurduğu 7 ilde belediyenin imar yetkisini almış.

Diğer iller için ne bekliyor acaba? Yeni yeni depremler mi?



Yazarın Tüm Yazıları