Tencere dibin kara benimkisi simsiyah

Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

Bazı yazılar diğer örneklere göre daha zordur.

Ne kadar nasırlansa yine de vicdan sızlar...

Mesela bence ülkedeki gerçek gündem belli: Susurluk hakkında ‘‘konuştuğu’’ için hapse atılan polis şefi Hanefi Avcı. Öbür yanda görevi ‘‘dinleme’’ ve ‘‘izleme’’ olan, ancak polis tarafından dinlenip izlendiği için mahkemeye başvuran MİT. 28 Şubat virajının komutanı ama Hanefi Avcı'nın sözleriyle yaralanan asker...

İşin en acı yanı, konuşan hatta nara atan tarafların görüşlerini kamuoyuna tercüme görevi yıllardır dilsizi oynayan zavallı medyaya düştü... Siyasiler mi? Onlar zaten raporlu.

***

Uluslararası AP Haber Ajansı, dün 36 yıldır gizli tutulan 150 sayfalık CIA raporunu dünyaya duyurdu. 1961 yılında ABD tarafından desteklenen Kübalı rejim muhaliflerinin Domuzlar Körfezi Çıkarması sırasında yaşadığı hezimette CIA'ya düşen hatalar bu raporda yer aldı.

Büyük skandaldan hemen sonra kaleme alınan ancak gizli tutulan raporda, CIA'nın operasyona hava desteği vermeyen Başkan John F. Kennedy'yi suçlaması beklenirdi. Oysa CIA özeleştiri yolunu seçti:

‘‘CIA askeri operasyona o kadar bulaştı ki, başarı şansını gerçekçi biçimde ölçemez hale geldi. Politika oluşturanlara, karar vericilere yeterince enformasyon aktaramadı. Başarı için gerekli ön koşulları anlatamadı. Hızla gelişen olaylarda politika değişikliği için yeterince bastıramadı.’’

Günlük dile çevirirsek, CIA ‘‘istihbarat’’ örgütü olduğunu unuttuğu için Domuzlar Körfezi operasyonunu batırdığını kabulleniyor.

İstihbarat üretip politikacılara bilgi aktarmadığı için yanlış kararlar alındığı itirafını resmi rapora koyuyor.

***

Oysa bizdeki istihbaratçı kavgasına bakın... Örneğin Hanefi Avcı, MİT'i veya jandarma istihbaratını yetersizlikle suçlamıyor. Sadece o cemaatin bildiği, ilgilendiği koridor dedikodularını aktarmakla yetiniyor.

Rakibi MİT ve askerler de, ‘‘Polis istihbaratı ne kadar zayıf ki, bir buçuk ay evvel sahte kimliği (Mehmet Özbay) açıklanan Abdullah Çatlı'yı polis şefi bile tanımıyor, Susurluk'ta şoförlüğünü yapıyor’’ diye eleştirmiyor, idari şikâyetlerle vakit geçiriyor.

Hanefi Avcı ve hasımları bir yıldan uzun süredir konuşuyor. Ama bazı konulara hiç girilmiyor.

Mesela ANAP iktidarı PKK hakkında ‘‘bir avuç baldırıçıplak’’ edebiyatı parçalarken istihbaratçılar neredeydi? Milli Güvenlik Kurulu'na ne bilgi veriliyordu? Dönemin İçişleri Bakanı Yıldırım Akbulut bile PKK tehdidini fark edip ‘‘gerilla’’ tabirini kullandığı için koltuğundan olmadı mı?

Başbakanlık Teftiş Kurulu raporuna geçen Musa Anter cinayetine geçelim. Rapora göre katiller bile pişman... Peki Anter'in terörist olmadığına işaret eden istihbarat raporu var mıydı? Ya da öldürülen gazetecilerin ‘‘gazeteci’’ olduğunu gösteren resmi bir istihbarat raporu?

İstihbaratçılar halkı devletten ne kadar korudu?

***

Neyse kısa keselim... Bazı yazılar gerçekten zordur.

Çünkü tencerenin dibi karaysa benimki simsiyah.

O tarihte uyuduk, dilimizi yuttuk, bugün aslan kesildik.

Tıpkı o dönemin iktidar ortağı aslan sosyal demokratlar gibi.













Yazarın Tüm Yazıları