Teknoloji ile Birlikte… Enerjisa Üretim

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Aralık 21, 2021 15:51

Özellikle pandemi dönemi şirketlerin hayatında teknolojinin tekrardan büyük bir yer almasını sağladı. Microsoft Türkiye'nin hazırladığı "Teknoloji ile Birlikte..." isimli video serisiyle amaç ise özellikle Türkiye'de kendi sektörlerinde öncü olmuş, teknolojiyi her alanda kullanmış firmaları sahneye çıkarmak ve Türkiye'ye tanıtmak. Bu doğrultuda kendi sektörünün öncü firmalarından Enerjisa Üretim, bu video serisinin ilk yüzü oluyor. Microsoft Türkiye Kurumsal & Kamu Satış Genel Müdür Yardımcısı Tarık Tüzünsü'nün konuğu ise Enerjisa Üretim Bilgi Teknolojileri Direktörü Ali İnal...

İnal, Enerjisa Üretim’le ilgili genel bilgiler vererek söze başlıyor. Enerjisa Üretim’in elektrik tedarik zincirinin en başında, up-stream denilen kısımda konumlandığını belirten İnal, santallerinde elektrik üretimini gerçekleştirdiklerini, toptan satışı ve ticaretini gerçekleştirerek ülke grid’ine elektrik beslemesini yaptıklarını dile getirdi.

Arz güvenliği ve santrallerin emre amade, yani sürekli ayakta olması ve çalışabilir durumda olmasının çok kritik bir faktör olduğuna vurgu yapan İnal, bu açıdan özellikle platformların kullanımı, bunları doğru şekilde utilize edebilmenin kendileri için anahtar noktalardan biri olduğunu söyledi. En başında bulut yolculuğuna amiral gemisi denebilecek uygulamalarını tekrar kodlayarak buluta uyumlu hale getirerek taşımaya başladıklarına dikkat çeken İnal, bunun yaklaşık bir buçuk sene gibi bir süreç aldığını dile getirdi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“Daha sonra diğer uygulamalarımızı da aynı şekilde cloud-native halde taşıdık ve burada Azure’un bize sağladığı imkanları doğrudan kullanabilme fırsatı bulduk. İlk önce Azure Data Lake’e belli fonksiyonlarımızın datalarını, verilerini taşıyarak konuya başladık. Ama artık bugün geldiğimiz noktada Azure Data Lake, bizim için bir ‘cloud ortamında data-warehouse’ konumuna geldi.  Her tarafın istediği veriye istediği zaman erişebileceği ve bunu istediği platformdan tüketebileceği bir yapıyı kurguladık.”

“Sahalarda bazı verileri topluyorduk, sensörlerden alıyorduk,  ama bunları doğru bir şekilde izleyebilmek, trend analizini yapabilmek ve bize iş çıktılarını doğru şekilde yönlendirilmesi çok mümkün değildi” diyen İnal, bu açıdan burada çok ciddi bir farkındalık ve fayda sağlayabildiklerini kaydetti.

“IT DİJİTALLEŞTİRMEZ, İŞ BİRİMİ KENDİSİ DİJİTALLEŞİR”

Hibrit çalışma ortamından da bahseden İnal, bu ortamın kendileri için hep hayatlarında olan bir kavram olduğunu belirtti ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“2 senelik bir süreç, neredeyse bütün ofis çalışanları için tamamen evden geçti. Santrallerde de yine teması azaltacak yaklaşımları uygulamak ve devreye almak zorunda kaldık. Bu noktada Office 365’in collaboration platformları bizim için gündeme gelmeye başladı. Burada Teams bizim için bir hub oldu. Teams’in dosya paylaşım özellikleri ve konferans görüşme özellikleri gibi faydaları bize çok ciddi avantajlar sağladı. Teams’in ötesinde de artık saha çalışanlarının kendi ihtiyaçlarını giderebilecekleri lov-code platformlar bizim için çok ciddi anlam taşımaya başladı. Burada Power Apps’in, Power Automate’in, Power BI’ın çıktılarını artık neredeyse IT hiç dahil olmadan sahadaki kullanıcılarımız kullanabilir noktaya geldi. Çalışanlara dinamizm getirecek bir katman olarak da aslında bizde Power platformları devreye girdi. Sahaya gittiğimiz zaman oradaki bir vardiya görevlisi arkadaşım gelip elindeki telefonundan, tabletinden tamamen kendi çevresi ve kendi yetkinlikleri ile geliştirdiği Power Apps uygulamasını, Power Automate ile bunu nasıl entegre ettiğini, Power BI’da nasıl raporlayabildiğini bana anlatabilmeye başladı. Burada aslında IT’nin herhangi bir rolü olmadı. Hep söylediğimiz ‘IT dijitalleştirmez, iş birimi kendisi dijitalleşir’ konseptinin tam bir uygulaması olduğunu gördük”

“MICROSOFT TEAMS İLE İNSANLARA BİR ŞEKİLDE DOKUNABİLDİK”

Teams’in sosyal olarak da katkılarının bulunduğuna dikkat çeken İnal, bunu örneklerle açıkladı. Teams üzerinden online konserler, yazar söyleşileri, yemek yarışmaları gibi faaliyetleri yapabildiklerini belirten İnal, normal şartlarda 21 santralden onca insanı bir araya getirebilmelerinin mümkün olmadığını söyledi. İnal, bu gibi sosyal faaliyetleri sağlayan Teams sayesinde insanlara dokunabilmeyi başardıklarının altını çizdi.

Hibrit çalışma ile birlikte önemi daha da artan siber güvenlikle ilgili de önemli açıklamalarda bulunan İnal, %100 güvenlik diye bir kavramın bulunmadığına vurgu yaparak söze başladı ve şöyle devam etti:

“E5 paketinin içerisinde bize gelen security ve compliance özelliklerinin biz tamamını şu anda kullanıyoruz. Bilgisayardaki çipset seviyesinden bulut ortamlardaki güvenliğe kadar tam bir çember olarak biz güvenliği görebiliyor ve yönetebiliyoruz. Daha da önemlisi bunu tek bir platformdan, tek bir dashboard’tan görüp yönetebilmek. Bunları E5 security compliance paketleri ile doğrudan sağlayabilir hale geldik.”

“HOLOLENS 2 İLE YETKİNLİKLERİN BİR SAHADAN DİĞERİNE AKTARIMINI KOLAYLAŞTIRDIK”

 Microsoft’un geliştirdiği Hololens 2 ile ilgili düşüncelerini paylaşan İnal, 2 sene öncesinde yurtdışında bir sempozyumda bu teknolojiyle ilk kez tanıştığını söyledi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“Katıldığım o sempozyumda verilen mesaj şuydu: İlk başta bir yatırım maliyeti gerektiriyor ama o kadar hızlı dönüşünü alıyorsunuz ki bunu denemeniz lazım. Bu mesajı dikkate alarak yolculuğa iki tane Hololens 2 alarak başladık ve doğrudan ‘out of the box’ özelliklerle ilk başta bunu kullanmaya başladık. Bu noktada pandemide hiç beklemediğimiz bir şekilde faydasını gördük. Çünkü belli noktalarda bakım faaliyetlerimiz bizim için vazgeçilmez. Örneğin Bandırma Termik Santrali’mizde Türkiye’ye gelip bize destek veremeyecek bazı OEM’lere danışmanlarını Hololens aracılığı ile sahaya bağlamak gibi bir şansa sahip olduk. Bu sayede bakım süreçleri neredeyse hiç aksamadan aynı şekilde ilerleyebildi. Bu görüldükçe içeride daha fazla yayılmaya başladı. Daha sonra çok farklı uygulamaları da oldu. Örneğin legal olarak yapmamız gereken bazı sayım faaliyetlerini, dış denetçileri Hololens aracılığı ile bizim ambarlarımıza bağlayarak sayım faaliyetlerini de uzaktan kesintisiz olarak yapma şansımız oldu. Bununla birlikte bu santraller arasındaki bilgi değişimi, know-how transferi için de bize fırsat yarattı. Bizim çok farklı lokasyonlarda rüzgar, güneş, hidro santrallerimiz var ve bir santralin içerisindeki bilgi, yetkinlik belli bir yerde kitli kalabiliyordu. Hololens 2 aracılığıyla aslında bir sahadaki yetkinliği diğer sahaya rahatlıkla aktarabilmeye başladık.”

Hololens 2’nin artık kendileri için bir yatırım olmaktan çıkıp ihtiyaç halini aldığının altını çizen İnal, iş yapış şekillerini köklü bir şekilde değiştirdiğini ve değiştirmeye devam edeceğini dile getirdi.



İlandır

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!