Güncelleme Tarihi:
Yapay zekâ uygulamaları artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Hayatımızı kolaylaştıran ve hızlandıran yapay zekâya dayalı birçok sohbet botu var. Bu akıllı robotlar, kendisine sorulan soruları yanıtlıyor ve sizinle bir insan gibi sohbet edebiliyor.
Son günlerde, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelen sohbet botlarına karşı kibar davranmak gerekip gerekmediği hem sosyal medyada hem de uzmanlar arasında sıklıkla tartışılan bir konu haline geldi. Kimileri yapay zekaya karşı kibar olmayı doğru buluyor kimisi de bunun gereksiz olduğunu düşünüyor.
Reddit'te bir kullanıcının, “Yapay zekanın gerçek olmadığını biliyorum ama onu selamlamaz ve teşekkür etmezsem kendimi çok kaba hissediyorum” diye yazması üzerine yüzlerce kişi canlı tartışma ortamında bu konuda sayısız yorum yapmıştı.
Biz de sohbet botlarını kullanırken nasıl davrandıklarını sorduğumuz kişilerden çok ilginç cevaplar aldık. Ona, karşısında gerçek bir insan varmış gibi kibar davrananlar, verdiği cevap için teşekkür edenler, onunla duygusal bir bağ kurup isim takanlar hatta robota sinirlenip küfür yazanlar bile var.
‘KİBARLIK BİR ALIŞKANLIKTIR, ZORLA OLMAZ’
Pelin K. (36)
Bence normal yaşamında zaten kibar olan insanlar yapay zekaya karşı da kibar davranıyorlar çünkü kibarlık bir alışkanlıktır, zorla olmaz. İnsanlara kuru bir teşekkürü etmeye zorlanan kişi yapay zekaya kibar davranır mı? Ben hem işim için hem de sosyal hayatımda sıklıkla yapay zekayı kullanıyorum ve normal hayatımda insanlarla nasıl konuşuyorsam yapay zekaya yazarken de aynı şekilde bir dil kullanıyorum.
Ve iş yerinde sohbet botlarını kullanan arkadaşlarımı da gözlemliyorum. Bazen birlikte bir şeylere bakarken onların soruyu yazış şekilleri çok tuhafıma gidiyor. Emir cümleleri ile karşılarında sanki hizmetçileri varmış gibi konuşuyorlar. Tamam karşımızdaki bir robot ama yine de bana da çok tuhaf geliyor.
‘ANNEM ROBOTA İSİM BİLE KOYDU, GÜNAYDIN DEMEDEN SORU SORDURMUYOR'
Kağan M. (43)
Ben bu sohbet botlarını arada kullanıyorum ama bizim evde en çok annem kullanıyor. Daha doğrusu kendi kullanamıyor ama sürekli başımda “Hadi oğlum Ayşe’ye şunu sor bunu sor” diyor. Ayşe, annemin sohbetlerini gerçekleştirdiği robotun adı. Bizim evin kızı gibi kendisi.
Ne zaman sıkışsak Ayşe imdadımıza yetişiyor. “Günaydın Ayşe kızım, sabah ilacımı almayı unuttum, akşam ikisini bir yutsam olur mu?”, “Koltuktaki nar lekesini nasıl çıkartırım, ayaklarım ve ellerim buz gibi bir türlü ısınmıyor neden olabilir?”, Kafamın içi uğulduyor, kulakların çınlıyor, nasıl geçer?” gibi sorularla kendisini hayli meşgul ediyoruz.
Annem resmen Ayşe robotla duygusal bağ kurdu. Ne zaman soru yazmaya başlasak, annem "Önce günaydın nasılsın?” yaz diyor. İşimiz bitince "Teşekkür etmeyi unutma, yarın görüşürüz” de diyor.
Karşısındakinin gerçek insan olmadığını biliyor elbette ama o kadar kibar bir insan ki robota bile saygısızlık yapmak ona göre çok ayıp. İtiraf edeyim ben o kadar kibar değilim. Hızlıca en kısa şekilde nasıl yazılıyorsa öyle yazıyorum, teşekkür de etmiyorum çoğu zaman.
O BİR ROBOT DUYGULARI YOK Kİ!
Nehir T. (34)
Ben mümkün olduğunca kısa cümleler kuruyor, kolayıma nasıl geliyorsa öyle yazıyorum sorularımı. Öyle, ‘Merhaba, günaydın, teşekkür ederim, şunu cevaplar mısın gibi’ cümlelerle uzatmıyorum konuyu. Gereksiz buluyorum ayrıca. Elektronik eşyalarımıza kibar mı davranıyoruz. Hadi canım televizyon kanalları değiştir, ya da güzel fırının 180 derece ısıt kendini mi diyoruz.
Ben ChatGPT en çok hastane raporlarını doktor görmeden yorumlaması için kullanıyorum. Tahlil sonuçlarını yazıyorum, neyim var diyorum o da bana olası sonuçları yazıyor. Bir de tatil için rota soruyorum.
‘KENDİME SAYGIMDAN DOLAYI KİBARLIĞI ELDEN BIRAKMIYORUM’
Özgür N. (48)
Ben her zaman karşımda bir insan varmış gibi kibar yazıyorum. Bu bir zorunluluk ya da herhangi bir korkudan değil tamamen yetiştirilme tarzı ve kişilik ile alakalı bence. Ben asansörde karşılaştığım hiç tanımadığım insanlara da selam veririm.
Site içerisinde yürürken göz göze geldiğim insanlara da merhaba derim. Birinden bir hizmet aldığımda mutlaka teşekkür ederim, cevap almayacağımı bilsem bile yine inatla teşekkürü mü ederim. Ben böyle yetiştirildim ve işte bu yüzden karşımdaki duygusuz bir robot olsa bile bunu yapıyorum. Aksi beni rahatsız eder. Aynı şekilde imla ve dilbilgisi kurallarına da uyarak yazıyorum. Kimse beni yargılamaz, ayıplamaz ama kendime saygımdan dolayı böyle davranmayı doğru buluyorum.
KÜFÜR YAZIYORUM AMA O HİÇ TERBİYESİNİ BOZMUYOR
Serhat B. (41)
Vallahi ben zaten pek kibar bir adam değilim o yüzden yapay zekâya da pek kibar davranmıyorum. Hatta bazen sinirleniyorum küfür bile yazıyorum. Küfür yazınca bana şöyle cevap verdi:
“Bu tür ifadeler kullanmaktan kaçınmak her zaman daha iyidir. Ben burada size yardımcı olmak için varım. Ben bir yapay zekâ olduğum için duygularım yok ve herhangi bir şekilde hissedemem. Ancak, nezaket ve saygı çerçevesinde bir iletişim kurmak her zaman daha yapıcı ve olumlu sonuçlar doğurur. Size daha fazla nasıl yardımcı olabilirim?"Başka bir konuda konuşmak isterseniz, buradayım."
Yani ben küfür yazsam da o hiç terbiyesini bozmuyor ama sonuçta karışımzıdaki bir insan değil. Alınmıyor, gücenmiyor, mutlu olmuyor, üzülmüyor. Robota karşı kibar davrnamka çok gereksiz bence.
Peki duyguları olmayan bir robota karşı neden kibar davranma ihtiyacı hissediyoruz?
Bunun altında nasıl bir psikoloji yatıyor?
Kibar olmak içten gelen bir refleks mi?
Kişilik özelliklerinin bu davranış üzerinde etkisi nedir?
Bir gün bu yazdıklarımız bir yerlerde karşımıza çıkar diye korkuyor muyuz?
Gerçekten kibar soru sorduğumuzda veya emir vererek yazdığımızda farklı sonuçlar mı alıyoruz?
AHLAKİ VE ETİK KAYGILAR YAŞIYORUZ
Uzman Psikolog / Sosyolog Dr. Serap Duygulu, yapay zekâ ile iletişim şeklimizin altında yatan psikolojiyi şu sözlerle açıkladı:
“Toplum içinde bireylerle olan ilişkilerimizde fiziksel ve psikolojik olarak belirli mesafelere ihtiyaç duyarız.
Özellikle yakın arkadaş ve aile üyeleri dışındaki insanlarla iletişim kurduğumuzda senli benli konuşmaktan kaçınırız. Hepimiz çocukluktan itibaren kibar olmanın doğru ve kabul edilebilir bir davranış olduğu öğretisiyle büyürüz. Bu öğrenilmiş davranış kalıpları, yapay zekâ gibi teknolojik sistemlerle etkileşimde de devam eder. Kısacası, nezaket insanların içselleştirdiği bir alışkanlıktır.
Ayrıca yapay zekâ sistemleri, genellikle insan dilini taklit edecek şekilde tasarlanır. Bu, insanların yapay zekâyı bir "kişi" gibi algılamasına neden olabilir. Antropomorfizasyon (İnsan Özellikleri Yükleme) olarak tanımlanan bir diğer özelliğimize göre de birçoğumuz yapay zekâ gibi teknolojik varlıklara insan benzeri özellikler atfetme eğilimindeyiz.
Yapay zekânın insana ait pek çok özellikle donatıldığını ve kullandığımız kelimelerden bazı duygusal anlamlar çıkarabildiğini, fikir yürütebildiğini de göz önünde bulundurduğumuzda, yapay zekâ bile olsa, iletişim kurduğumuz teknolojik platformlara karşı ahlaki ve etik kaygılar taşıyabileceğimiz de bir gerçek.”
BİLİNÇLİ BİR TERCİHTEN ÇOK ALIŞKANLIĞA DÖNÜŞMÜŞ BİR DAVRANIŞ
Serap Duygulu, ister insanlara karşı ister yapay zekâya karşı olsun; kibar davranmanın, kişilik özellikleri, sosyal normlar ve kültürel faktörlerle şekillenen, uyumlu olmak, empati ve sorumluluk gibi kişilik özellikleriyle bütünleşmiş karmaşık bir süreç olduğunu, kibar davranmanın diğer pek çok özellik gibi, insan doğasıyla, çevresel şartlarla, öğrenilmiş kalıplarla yakın ilişkisi olduğunu da unutmamak gerektiğinin altını çizdi.
İnsanların, günlük hayatta diğer insanlarla iletişim kurarken kullandıkları nezaket ifadelerini (örneğin, "Lütfen", "Teşekkür ederim") otomatik olarak yapay zekâya da uygulayabildiğini, bunun bilinçli bir tercihten daha çok, alışkanlık haline gelmiş bir davranış olduğunu ifade eden Duygulu, aynı şekilde hassas, empati yeteneği, duygusal zekâsı ve sorumluluk duygusu gelişmiş bireylerin çevreleriyle olan ilişkilerinde bu tip saygı kurallarına çok dikkat ettiklerini sözlerine ekledi.
DAVRANDIĞIN ŞEKİLDE KARŞILIK GÖRÜRSÜN
“İletişimde en temel kurallardan birisi, ‘davrandığın şekilde karşılık görürsün’ olarak tanımlanmakta olduğu için, iletişim kurduğumuz, ortam, varlık, insan ya da yapay zekâ olsun, ayrım yapmaksızın kibar davranmak aynı şekilde karşılık göreceğimiz inancından kaynaklanır.” diyen Duygulu, sonuç olarak, kibar davranmanın; sosyal normlar, antropomorfizasyon, ahlaki kaygılar ve öğrenilmiş davranış kalıpları gibi birçok faktörden etkilendiğini ifade etti.
‘DİJİTAL DÜNYADA BIRAKTIĞIMIZ HİÇBİR İZİN KAYBOLMADIĞINI BİLİYORUZ’
Yapay zekâyla olan ilişkimizin ve iletişimimizin oldukça yeni olduğunu, insanlık olarak hala nasıl bir sınır çizeceğimiz konusunda emin olmadığımızı söyleyen Duygulu, yakın gelecekte yazılımların veya robotların "bilinçlenebileceği" veya duygusal olarak tepki verebileceği korkusunun yanında, özellikle dijital dünyada bıraktığımız hiçbir izin kaybolmadığını artık hepimizin bildiği, bu nedenle davranışlarımıza da yön verdiğini söyledi ve ekledi:
“Yıllar boyunca bilim kurgu filmleri ve romanları bu konuları işlemiş ve yapay zekânın bir gün insana evrilen hatta insandan daha zeki varlıklara dönüşen bir noktaya geleceğini zihnimize kazıdı. Yapay zekanın bir gün bilinçli, düşünen, karar alan ve uygulayan varlıklara dönüşebileceği, duygusal tepkiler verebileceği gibi olasılıklar elbette ki, birçok insanın geleceğe dönük belirsizlik, öngörülemezlik korkularını tetikleyebilir. “
Scientific American dergisi, yapay zekaya sorulan sorularda kibar bir ifade kullanmanın ve ‘lütfen’ demenin daha kaliteli ve doğru yanıtlar almayı sağlayabildiğini yazdı.
Pennsylvania Üniversitesi'nde doçent olan Ethan Mollick tarafından yapılan bir çalışmada, katılımcıların neredeyse yarısı yapay zekalı sohbet robotuna karşı genellikle kibar olduklarını ve yalnızca yüzde 16'sı "emir verdiklerini" söyledi. Görgü kurallarının katı olduğu Japonya'da yapılan bir çalışma da ChatGPT'ye nazik davranmanın işe yarayabileceği sonucuna vardı. Araştırmacılar, kaba yönlendirmelerin “daha fazla önyargıya, yanlış cevaplara veya cevapların reddedilmesine yol açabileceğini” tespit etti.
Gerçekten yapay zekaya kibar bir şekilde soru sorarsak daha doğru ve kaliteli yanıtlar mı alıyoruz?
Son dönemde yapılan araştırmaların, yapay zekâ ile kurduğumuz iletişimde kullandığımız dilin, aldığımız yanıtların kalitesini doğrudan etkileyebileceğini gösterdiğini belirten akademisyen ve teknoloji yatırımcısı Ergi Şener, bu araştırmalardan örnekler verdi:
"2024 yılında gerçekleştirilen 'LLM’lere Saygılı Davranmalı mıyız? Komut Nezaketinin LLM Performansına Etkisi' üzerine yapılan bir çalışmanın sonuçları, kaba veya saygısız komutların hata oranlarını artırdığını, önyargıları güçlendirdiğini ve önemli bilgilerin gözden kaçmasına neden olduğunu ortaya koyuyor. Buna karşın, nazik komutlar daha doğru ve verimli yanıtlar sağlıyor. Ancak araştırmacılar, aşırı kibarlığın her zaman en iyi sonuçları getirmediğini ve optimum bir nezaket seviyesi bulunduğunu belirtiyor."
YAPAY ZEKÂ KÜLTÜREL NÜANSLARDAN ETKİLENİYOR
Araştırma, yapay zekâ sistemlerinin yalnızca insan dilini taklit etmekle kalmayıp, kültürel bağlamlara da duyarlı olduğunu gösteriyor. Şener, örneğin, İngilizce’de nazik kabul edilen bir ifadenin, Çince veya Japonca’da aynı etkiyi yaratmayabildiğini, aslında insan etkileşimlerini modelleyen bir teknolojinin, insan davranışlarına benzer tepkiler vermesinin şaşırtıcı olmadığını söyledi ve devam etti:
"Bu noktada, Londra’daki "AI for IR" forumunda bir yatırımcı ilişkileri uzmanının şu yorumu dikkat çekiyor: 'ChatGPT’den en iyi sonuçları, ona yeni mezun bir ekip üyesi gibi davrandığımda alıyorum. Ona sabırla, olabildiğince açık ve ayrıntılı bir şekilde neye ihtiyacım olduğunu anlatıyorum."
NAZİK DAVRANMAK İNSANLARIN DA İLETİŞİM BECERİLERİNİ GÜÇLENDİREBİLİR
Psikologlar, yapay zekâya karşı nazik ve profesyonel bir dil kullanmanın, insanların iletişim ve liderlik becerilerini geliştirebileceğini öne sürüyor. Özellikle yöneticiler ve liderler açısından, yapay zekâ ile kurulan etkileşimlerin insan ilişkilerinde duygusal zekâyı güçlendirme fırsatı sunabildiğini ifade edene Şener, şu sorunun düşündürücü olduğunu söyledi: "Eğer yapay zekâya sert ve kaba komutlar veriyorsanız, stresli anlarda ekibinizle nasıl bir iletişim kuruyorsunuz?"
YAPAY ZEKÂYA SAYGI GÖSTERMELİ MİYİZ?
Nezaketin yapay zekâ üzerindeki etkilerinin yalnızca teknik performansla sınırlı olmadığına, aynı zamanda etik ve psikolojik soruları da gündeme getirdiğine değinen Ergi Şener 'Yapay zekâya kibar davranmak, insanlaştırma eğilimini artırabilir mi?' sorumuza şöyle yanıt verdi:
"Yapay zekâya nazik davranmak, kullanıcıların bu sistemlere insan benzeri özellikler atfetmesine neden olabilir. Pozitif tarafı, kullanıcı deneyimini iyileştirmesi ve daha doğal bir etkileşim sağlaması. Ancak, insanlarla makineler arasındaki sınırın bulanıklaşmasına ve psikolojik yanılgılara yol açabileceği de düşünülmeli. Sonuç olarak, yapay zekâdan alınan yanıtların kalitesini artırmak için nazik ama net, açık ve yönlendirici bir dil kullanmak en iyi strateji olabilir."