Markaların reklamlarında kendilerini ‘açıklama’ kaygısı

Güncelleme Tarihi:

Markaların reklamlarında kendilerini ‘açıklama’ kaygısı
Oluşturulma Tarihi: Nisan 06, 2020 06:36

Son günlerde hem geleneksel hem de dijital mecralarda karşımıza çıkan birçok reklamda, markaların kendilerini ‘açıklama’ kaygısı taşıdığına şahit oluyoruz. Normal şartlarda buna ihtiyaç duymayacak kreatiflikte işler üreten markalar bile bunu yapıyor. Peki ama neden?

Haberin Devamı

Mecralar, yöntemler ve araçlar yıllar içinde çeşitlense de reklamcılığın temelinde hep aynı şey oldu; mesajı oluşturmak, hedef kitleye iletmek. Bu mesaj çoğu zaman bir ‘kazanç’ elde etmek üzerine kurgulandı. Ama kazanç deyince aklınıza hemen ‘para’ gelmesin; markalar itibar ve güven kazanmak için de yıllarca sırtını reklamlara yasladı. Ancak son dönemde, tüm dünyada yaşanan sıkıntılı günler, geleneksel reklamcılık anlayışını ve dinamiklerini de değiştirmiş gibi görünüyor. Hedef kitleye artık sadece mesaj iletilmiyor, beraberinde ya da sonrasında bir açıklama da iletiliyor. Üstelik bunu her marka, sanki birbirinden kopya çekmişçesine yapıyor. Peki neden? Reklamcılığın temel kuralları mı değişti? Böyle yapınca reklam daha mı etkili oluyor? Hayır, hiçbiri değil. Sebebi global bir düşman. Herkesi kendisinden bahsetmeye mecbur bırakan bir salgın. Öyle güçlü bir etki yarattı ki bu ortak düşman, neredeyse tüm markaların iletişim dili bir anda onun etkisiyle değişiverdi.

Haberin Devamı

Bu dönemde kimsenin yanlış anlaşılma lüksü yok

Banka reklamları mesela; son günlerde neredeyse hepsi “bu zor günlerde biz ülkemizin, vatandaşlarımızın (müşterilerimizin) yanındayız” mesajı veriyor. Buraya kadar her şey normal; ama reklamlar bu mesajla bitmiyor, bitemiyor. Tam bitti sanıyoruz, “çünkü biz…” diye devam ediyor ve beraberinde bir açıklama geliyor. İşte o “çünkü biz…” kısmı, aslında büyük bir korku ve kaygı göstergesi. Biliyoruz ki bu dönemde kimsenin yanlış anlaşılma, hata yapma, ıskalama lüksü yok. Hem maddi hem de manevi kayıplar büyük. Bu sebeple yaratıcı reklamları, mesajı tüketiciyle baş başa bırakan reklamları bir süre özleyeceğiz gibi görünüyor. Yani, sıradan bir e-ticaret markasının “istediğin her şey bir tıkla kapında” mesajını bile bir süre daha “sen evden çıkma biz getiririz” ya da “merak etme kuryelerimiz için her türlü önlemi alıyoruz, huzursuz olma” açıklamalarıyla birlikte göreceğiz, işiteceğiz. Bu arada, geleneksel mecralar yine iyi, kullanıcıların doğrudan markalarla iletişime geçebildikleri, görüşlerini, yorumlarını ve şikayetlerini anlık olarak paylaşabildiği sosyal medya mecraları çok daha tehlikeli bir hal aldı. Markalar bırakın reklam yapmayı, kendileriyle ilgili zaruri bir bilgi paylaşmaktan bile çekinir oldu.

Haberin Devamı

Coronavirus sonrası reklamcılık nasıl olacak?

Öncelikle şunu hepimiz biliyoruz ki, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Ne biz, ne de dünya… Evlerimizden çıkacağımız ve özgürlüğü yeniden tadacağımız günlerde, ruhsal olarak büyük bir dönüşüp yaşamış olarak devam edeceğiz hayatımıza. Alışkanlıklarımız değişmiş olacak, ilgi alanlarımız, hayattan beklentilerimiz, heyecanlarımız, zevklerimiz, beğenilerimiz, ihtiyaçlarımız… Reklamcılık da bu değişimden ilk etkilenecek sektörlerin başında gelecek. Çünkü yeni bir bakış açısı ve yeni bir algı kazanmış kitlelere, geçmişteki mesajlarla ulaşmak mümkün olmayacak. Muhtemelen her zamankinden daha yaratıcı işler üretildiğini göreceğiz, dijital mecraları çok daha doğru ve aktif kullanacağız. Ayrıca, markaların evde kalınan bu süreçte insanların can sıkıntısıyla keşfettiği ve dahil olup içerik üretmeye başladığı TikTok gibi sosyal medya mecralarına daha fazla yatırım yaptığını göreceğiz. Hepsinden önemlisi, artık reklamlardaki mesajlarla baş başa kalabileceğiz. Ama önce, iyileşmemiz gerekiyor. Bu süreci birbirimize karşı her zamankinden daha anlayışlı olarak atlatmamız gerekiyor. Yarınlarda, güzel günler bizi bekliyor.

Haberin Devamı

Şinasi Furkan AVCI
twitter.com/snsfrknvc

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!