Teke Tek

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

Konsey olsun, torba dolsun

HÜKÜMETİN Ekonomik ve Sosyal Konsey'e işlerlik kazandırma çabaları başlangıçta çok hoşumuza gitmişti.

Hatta KESK'in konseyin oluşumuna yönelik eleştirilerini de ‘‘Durun daha işin başı. Yanlışları düzeltirler’’ diye eleştirmiştim.

Şimdi anlıyorum ki, KESK son derece haklıymış.

Çünkü, hükümetin Ekonomik ve Sosyal Konsey'i çalıştırmak gibi bir niyeti yokmuş.

Konsey sadece hükümetin hiç kimseye danışmadan alacağı kararların yükünü omuzlamak için kurulmuş.

Ekonomide geniş toplum kesimlerini ilgilendiren kararlar alınıyor.

Tepkiler artacak. Hükümetin yanıtı şöyle olacak:

‘‘İşte sizin temsilcileriniz de burada. Beraber karar aldık.’’

Oysa kararın beraber alındığı falan yok.

Davul da, tokmak da hükümette. Gürültü yapan kim diye kızan olursa, davul hemen Ekonomik ve Sosyal Konsey'in boynuna asılıyor.

Ve konseyin üyesi kuruluşlar, zor durumda bırakılmak isteniyor...

Hadi ANAP'a da bu yakışır diyelim...

Peki DSP'nin ‘‘D’’ si ve ‘‘S’’ si ne oluyor?

Kardeş Demirel'ler ne yaptı?

BİR vatandaş aradı.

Demirel'in vatandaşları hayır işlerine çağırmasına takmış kafayı...

‘‘Cumhurbaşkanımız herkesi hayır yapmaya çağırıyor. İyi hoş da kendisinin zengin kardeşleri var. Hacı Ali ve Şevket Beyler... Onlar ne hayrı yapıyorlar. Bugüne kadar kaç okul yapmışlar, kaç yurt yapmışlar. Sayın Cumhurbaşkanı ele talkım verirken, kardeşleri salkım mı yutuyor yoksa?’’ diye sordu...

Elçiye zeval olmaz...

Gerçi iyilik yapılır denize atılır... İbadet de, kabahat de gizlidir ama...

Ben yine de soruyorum:

‘‘Demirel kardeşler bugüne kadar ne yaptılar?’’

Yoksa abilerinin arzularının, onlar için bir kıymeti harbiyesi yok mu?

Yanıtlar

GEÇEN hafta Hülya Avşar'ın Esenboğa Havaalanı'nda başına gelenleri yazmıştım.

THY hemen yanıtı yolladı..

Özetle herkesin haklı olduğunu söyleyen bir yanıt...

Uçaklara 7 aydan sonra hamile kadınların binmesi sakıncalı. Bu uluslararası bir kural. Binebilmeleri için de bir rapor gerekiyor.

Bu raporu kendileri getirebilecekleri gibi, havalimanı doktorundan da alabiliyorlar...

Ancak Esenboğa'da da, Atatürk Havalimanı'nda da doktorların bulunduğu yer terminallere uzak. Rapor almak isteyen yolcu perişan oluyor.

Onu bırakın, kalp krizi geçiren olsa, doktor yetişene kadar can verecek... Bu durum THY'nin değil DHMİ'nin hatası.

Ankara'daki doktorun bulunduğu yerin bir mezbelelik olması ve doktorun muayene için hiçbir alet edevata sahip olmaması da yine DHMİ'nin suçu...

Avşar'a İstanbul'da rapor sorulmaması ise hata. Gözden kaçmış. Ayrıca da yolcu uçağa bininceye kadar, hatta bindikten sonra bile herhangi bir görevlinin hamile kadını geri çevirme hakkı var.

Yani kısacası 7 aydan sonra hamile kadınların uçağa binmeleri yasak. Biletlerde fazlaca yazı olduğu için, bunu yazamamışlar. Duyurması benden...

Gelelim bir başka yanıta...

Turizm bölgelerindeki küçük, yerel oto kiralama firmalarının TÜRSAB'a üye olma zorunluluğu getirilmesinin yarattığı sıkıntıdan söz etmiştik bir başka yazıda.

Turizm Bakanı İbrahim Gürdal aradı hemen. Konuyla ilgilendiğini söyledi. Ardından da Turizm Bakanlığı Müsteşarı aradı.

Onunla çözüm yolları düşündük birlikte...

Bu küçük oto kiralama firmalarının farklı bir kategoride, daha az aidatla TÜRSAB'a üye yapılmalarının ve böylece hem kontrol altına alınmalarının, hem de zor durumda kalmamalarının sağlanacağı konusunda fikir birliğine vardık.

Ne yaparlar bilemem...

Hafta içinde yazdığımız yazılarla ilgili yanıtlar böyleydi. Bilgilerinize...

NE ZAMAN ADAM OLURUZ

Hükümetler basının koalisyon ortağı olmasını istemedikleri zaman...

Yazarın Tüm Yazıları