Teke tek

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

Baba oyunu bozdu mu?

Hürriyet Ekonomi'de dün yer alan haber dikkatimi çekti:

‘‘Baba Emlakbank'ı kilitledi’’

Okudum... Yılmaz hükümeti, Emlakbank Genel Müdürü Sinan Solok'u görevden alarak yerine, Zafer Kültürlü'yü getirmek istiyor. Ancak Cumhurbaşkanı bunu onaylamayıp bekletiyor...

Bana sorarsanız çok da iyi yapıyor.

Neden mi? Anlatalım...

Birincisi Sinan Solok, Emlakbank'ın gördüğü en doğru düzgün genel müdürlerden biri...

Bankanın içinden yetişme. Onun bunun adamı değil. Bir zamanın modası prenslerden hiç değil. Bildiğimiz kadarıyla pırıl pırıl, genç bir bankacı.

Eski genel müdürlerin aksine basınla arasını hoş tutmak için uğraşanlardan da değil. Civan gibi, gazetecilere konut dağıtmıyor. Bankaya iş yapan müteahhitlerle sıkı fıkı olmuyor.

Öyle olunca da iyi genel müdürler sınıfına girmiyor tabii...

Peki yerine getirilmek istenen Zafer Kültürlü kim?

Tanımam, bilmem. İyi midir, kötü müdür fikrim yok.

Ama bildiğim bir şey var ki, Zafer Kültürlü'nün Emlakbank'a genel müdür olmasına engel olmaya yeterli...

Zafer Kültürlü, Emlakbank'ın iştiraki olan Emlak Konut'a iş yapan Güriş İnşaat AŞ bünyesinde yönetim kurulu üyelikleri yapmış birisi...

Bunda ne acayiplik var diyen olursa yanıtım hazır...

Güriş İnşaat geçtiğimiz haziranda Emlak Konut aleyhine, İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde yaklaşık 2 trilyonluk zarar ziyan davası açtı...

Bu davanın açılmasının hemen ardından da, Güriş İnşaat bünyesinde yönetim kurulu üyeliklerinde bulunmuş Zafer Kültürlü'nün, Emlak Bank'a genel müdür, dolayısıyla da Emlak Konut'a patron olması gündeme geldi...

İnsan bunları bilince, Cindoruk' un isyanının çok da haksız olmadığını düşünüyor...

NOT: Şu Emlakbank ve iştiraklerine siyasilerin yaklaşımı çok ilginç. Bundan önceki iktidar değişikliğinde de, Emlak Konut'u tarihinde ilk kez kâra geçirmeyi başaran Genel Müdür İhsan Gülay görevden alınmıştı.

Kuzu postlu kurtlar

Manisa'da bir Celal Bayar Üniversitesi var, duymuşsunuzdur.

Üniversitenin kurucu rektörü, RP milletvekili Bülent Arınç'ın kardeşi Ümit Arınç'tı...

Ümit Arınç üniversiteyi tarikatçılarla doldurunca, ilk fırsatta görevden alındı ve yerine laik, demokrat bir rektör görüntüsü veren Prof. Tuna Taner getirildi. Cumhurbaşkanı Demirel'di bu güzel operasyonun mimarı...

Ancak bu üniversiteden bize ulaşan bilgiler, Refahyol döneminde, yeni rektör Tuna Taner'in de değişen siyasi rüzgârlara uyduğu yolunda...

Üniversitede, daha önce yapılmış yoğun dinci kadrolaşmanın etkisiyle yeniden seçilememe korkusuna kapılan sözde laik ve çağdaş rektör, üniversitedeki çağdaş kadrolara öyle bir kıyım uygulamaya başlamış ki, inanılmaz...

Sudan gerekçeler, düzmece, yalan yanlış müfettiş raporlarıyla aydın görüşlü bütün öğretim üyeleri birer birer üniversiteden uzaklaştırılmış...

Üniversitede her türlü tarikat faaliyetine izin verilirken, çağdaş faaliyetler yasaklanmış...

Tarikat bildirileri ortalığa asılırken, bunlara karşı örgütlenmeye çalışan öğretim üyelerinin ‘‘Yeni 19 Mayısçılar’’ adı altında dağıttığı bildiriler toplatılmış. Buna imza atanlar ya da bu işte parmağı olduğundan şüphelenilenler hakkında soruşturma yapılmış...

Anlayacağınız, Celal Bayar Üniversitesi'nde kurt kovalanmış ama meydan kuzu postuna bürünmüş kurtlara kalmış...

Haberiniz ola...

Rantiyecilere Refahyol avantası

Yalan, dolan, talan ikilisi iktidardan düşmelerini rantiyecilere bağlıyorlar biliyorsunuz..

Tezleri şu:

‘‘Biz rantiyecilerin havadan para kazanmalarına engel olduk, o yüzden bizi düşürdüler...’’

Tansu Çiller bu yalana her başı sıkıştığında zaten buşvururdu.

Ancak İstanbul Sanayi Odası'nın yayınladığı araştırma, bu ikilinin bir yalanını daha ortaya çıkardı...

Rantiyeciler en tatlı rant gelirlerini, bu ikili zamanında elde etmişler...

Bakın rakamlar ne diyor:

Özal döneminde şirketlerin faiz, yani rant gelirleri, toplam gelirlerinin yalnızca yüzde 17'si... Kabul edilebilir bir oran...

Mesut Yılmaz döneminde yüzde 33'ü...

Demirel döneminde, sanayicilerin ve para sahiplerinin kazançlarının ortalama yüzde 39'u rant, yani faiz geliri...

Ve sıkı durun, rantiyecilere savaş açan ve o yüzden iktidardan düşürüldüğünü iddia eden Çiller döneminde ranttan elde edilen kazanç toplam kazancın yüzde 55'i... Yani yarıdan fazlası...

Peki ya faize karşı olan Refah'ın, rantiyeciye karşı olan Çiller'le birlikte olduğu döneme ne dersiniz?

Bu dönemde de zenginlerin toplam kazançlarının yüzde 53'ü faizden...

Hadi bakalım Refah sözcüleri...

Bu da mı yalan?

Bu da mı çamur?

Utanmazlar!

NOT: Rantiye kelimesini rantiyeci olarak kullandığım için özür dilerim ama ne yazık ki, siyasi literatürümüzde böyle geçiyor...

NE ZAMAN ADAM OLURUZ

Silah sesi duyunca balkona çıkmadığımız zaman...

Ö.E.

Yazarın Tüm Yazıları