Teke tek

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

Kendini bilmezler kaç kişi?

Gazetecilerin polis tarafından dövülmesiyle ilgili hükümet yaklaşımı umut verici olmaktan uzak.

Olayı, ‘‘Polis içindeki üç beş kendini bilmezin işi'' diyerek hafife alıyorlar.

Doğrudur, 130 bin kişiyi suçlamak, koskoca bir teşkilatı karalamak hiçbirimizin istediği bir şey değil, ancak kendini bilmezliğin bir suç olduğunu da anlatmak gerek.

Teşkilat içinde yüzde 5'lik bir ‘‘kendini bilmez'' oranı olduğunu varsayarsak, bu yaklaşık 7 bin kişi eder.

7 bin kişilik tabancalı, tüfekli, kendini bilmez ordusu azımsanacak bir güç değildir.

Üstelik bu 7 bin kişinin, teşkilat içinde yükseldikçe, benzerlerinin kadrolaşmasına yol açmayacağını kimse garanti edemez.

O yüzden de hükümet kanadı olayı ‘‘üç beş kendini bilmezin işi'' diye geçiştiremez.

Canımızı, malımızı emanet ettiğimiz polislerin hangisinin ‘‘kendini bilmezler takımı''ndan olduğu alınlarında yazmadığına göre, bunları bulup uzaklaştırmak, Emniyet Genel Müdürü'nün ve İçişleri Bakanlığı'nın işidir.

Armut dibine düşer

Çillerler'in büyük oğlu Mert, tam aileye yakışan bir evlat... Annesinin siyasi, babasının ekonomik gücünü her anlamda kullanıyor.

Tarzı ve tavrı Özer Çiller'e çok benziyor.

Babası gibi tatil beldelerini seviyor. Oralarda birtakım karanlık tiplerle geziyor...

Korumalarına herkesi dövdürüyor. Milleti haraca kestiği dahi söyleniyor.

Mert, Özer Çiller'e layık bir evlat olarak yetişiyor.

Ailenin küçük oğlu Berk ise ortalıkta yok.

Daha mazbut, daha farklı bir çocuk.

Ne Özer Çiller'e, ne ağabeyi Mert'e benziyor.

Basına konu olmuyor.

Armut dibine düşer derler... Mert düşüyor da, Berk neden düşmüyor?..

Güzel ve çirkin

Filistinli gazeteci Dr. Nebil Katib, ‘‘Eski başbakanınız çok güzel bir kadındı'' dedi.

‘‘Yok canım'' dedim, ‘‘O kadar güzel değil.'' Şöyle bir düşündü...

‘‘Haklı olabilirsin'' dedi. ‘‘Ben yalnızca Filistin'de duvarlara asılan posterlerini gördüm. Yaser Arafat'la yan yanaydılar. Arafat'ın yanında kim olursa, güzel görünür.''

Whitewater'ın faturasını biz ödüyoruz

Türkiye'nin parasını ödediği halde, Amerika'dan bir türlü alamadığı 3 savaş gemisinin, Başkan'ın koltuğunu sarsan Whitewater Skandalı ile ilgili olduğunu biliyor muydunuz?

Başkan Clinton'ın en büyük derdi Whitewater... Yolsuzluk, nüfuz suiistimali, cinayet. Hepsi var Whitewater'da... Olayı araştırmak üzere bir senato komisyonu da kurulmuş.

Ve senato içindeki Rum lobisi bu komisyon içinde etkin... Hal böyle olunca, Başkan'ı kulağından yakalamış oluyorlar...

Nereye çekerlerse Başkan oraya gidiyor.

Clinton'ın yolsuzluk faturasını, Türkiye savaş gemileriyle ödüyor.

Kültür'de Talay operasyonu

Kültür Bakanı İstemihan Talay, Bakanlık'taki görevden alma ve atama operasyonunu sürdürüyor. Resmi Gazete'de yayınlanan atama kararlarına göre, Kültür Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mustafa Akalın, Bakanlık Müşavirliğine getirilirken, yerine Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Osman Tekin Aybaş atandı. Bakanlık Müsteşar Yardımcılarından Dr. Nazif Öztürk de Bakanlık Müşavirliğine getirilerek, yerine İller Bankası Genel Müdürlüğü emekli Yönetim Kurulu üyesi Halit Toraman'ın atanması uygun görüldü. Boş bulunan bir Müsteşar Yardımcılığı görevine ise Dışişleri Bakanlığı Kuzey Amerika Pasifik ve Uzak Doğu Daire Başkanı Dr. Hüner Tuncer getirildi.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ

Maphustaki her iki gazeteciden biri, Türk hapishanelerinde olmadığı zaman...

Yazarın Tüm Yazıları